27.12.2024 -Türkiye Son Habercilikte Son

“2020 Değerlendirmesi”

“2020 Değerlendirmesi”

2020 DEĞERLENDİRMESİ

2020 yılında meydana gelen olaylar ve gelişmelere baktığımızda, 2021 yılının nasıl geçeceğini tahmin edebiliriz. Geçtiğimiz yılda meydana gelen gelişmelerin etkilerinin ve sonuçlarının içinde bulunduğumuz yılda da devam edeceği, bunlara daha başka gelişmeler eklenebileceği bir gerçektir. 2020 yılında meydana gelen gelişmeleri “Türkiye ile ilgili olanlar” ve “Küresel seviyede olanlar” olarak iki bölümde incelemek istiyorum.

 

1. Küresel Seviyede Olan Gelişmeler;

Salgın Hastalık; Küresel seviyede en önemli gelişme COVİD salgını konusudur. Bu salgının nasıl ve nereden yayıldığı hala bir soru işareti içermektedir. Sonucu itibarıyla baktığımızda, ekonomi, sosyal ilişkiler, yaşam tarzı ve insan hayatı üzerinde ciddi etkileri olduğu açıktır. Ülkelerin ekonomilerinde küçülme etkisi ve dünya ticaretine vurduğu darbe ortadadır. Bu salgının ülkelerin güvenlik boyutuna yaptığı etkiler ayrıca bir inceleme konusudur. Salgınla mücadele konusundaki tedbirlerin 2021 yılında da devam edeceği şimdiden bellidir.

ABD’nin Faaliyetleri; ABD’nin düşman olarak tanımladığı Çin, Rusya,Kuzey Kore ve İran ile olan çekişmesi, Rusya’yı kuşatma politikası, Suriye bölgesinde bir terör devleti kurma çabaları, güney Amerika ülkelerini kontrol altına alma politikasının bu yılda da devam edeceği, bunun sonucunda yeni çatışmaların olacağı açıktır.Özellikle Çin Denizinde, Suriye’de ve Körfezde büyük gerginlik vardır. ABD kendi politikalarına uymayan devletleri, haydutça ve uluslararası hukuka aykırı olarak, sanki kendi eyaleti gibi, kendi iç hukukuna göre cezalandırmaktadır. Yeni yılda da bu politikalarını kendi iç sorunlarını çözdükten sonra devam ettireceği değerlendirilmektedir.

 

AB Faaliyetleri ; AB’nin küresel bir güç olma üzere Akdeniz ve Afrika’da Fransa’yı kullanması bu bölgelerde karışıklığa yol açmış, başta Mali Cumhuriyeti olma üzere bazı Afrika ülkelerinin iç istikrarlarında ciddi sıkıntılar yaşanmaya başlamıştır. Uluslararası hukuka, BM Deniz hukukuna ve Lozan Anlaşmasına aykırı davranış içerisindeki Yunanistan’a, Türkiye’ye karşı verdikleri destek ise, Ege ve Doğu Akdeniz’de yeni gerginliklerin habercisidir.

 

Rusya’nın Faaliyetleri ; RF Suriye coğrafyasındaki kazanımlarını pekiştirmeye, Ukrayna’ya uyguladığı hibrit savaşı sürdürmeye, Kafkaslardaki nüfuzunu artırmaya ve ABD/AB/NATO’nun kendisini kuşatma çalışmalarına karşı durmaya yönelik politikalarını yeni yılda da sürdürmeye devam edecektir. Önceki dönemlerde yapılan nükleer silah anlaşmalarının ABD/Trump tarafından kaldırılması ile balistik füze ve nükleer silahlanmaya ağırlık vermiştir. Ülkesinin güvenliği için önemli gördüğü Ukrayna-Kafkasya-Baltık Cumhuriyetleri bölgelerinde yeni gelişmelere dikkat edilmesi gerektiğini değerlendiriyorum.

 

Çin’in Faaliyetleri ; Çin devleti gelişen ekonomisinin verdiği imkanlarla harp sanayisinde atılımlar yapmıştır. Tarihsel sürece uygun olarak artık genişleme yolarını aramaktadır. Bu maksatla Çin Denizinde yapay adalar inşa ederek Spratly ve Ryukyu adaları ve Malakka Boğazına yönelik çalışmaları, Hindistan’a ait Arunaçal Pradeş eyaletini almak için Ladakh Bölgesindeki Galwan Vadisi ve Baltistan Bölgesindeki Siachen Buzulunda çatışmalar çıkarması, ticari kolonileri ile yayıldığı Rusya’ya ait Viladivostok (Rusya son dönemde bu bölgeye S-400 ve askeri güç kaydırdı.) ile Batı Türkistan coğrafyasındaki (Kırgızistan ve Kazakistan toprakları) faaliyetleri bu  genişleme politikalarının emareleridir. Ayrıca “Bir kuşak, bir yol” projesi kapsamında yer alan ülkelerde ekonomik gücünü kullanarak limanlar, köprüler, üsler ve sanayi yatırımları için yerler satın almış ya da uzun dönemleri kapsayan kiralamalar yapmıştır.

 

2. Türkiye İle İlgili Gelişmeler ;
Yunanistan ile sorunlar ; Yunanistan’ın Büyük Bizans İmparatorluğunu kurma hedefi olan Megali İdea kapsamındaki çalışmaları, özellikle Türkiye’nin zayıflatılması için hangi enstrümanların ve hangi hassasiyetlerinin kullanılması gerektiğini ortaya koyan, konusunda uzman kişilerle birlikte Andreas Dendrinos isimli şahısa Yunanistan Psikolojik Harp Dairesi tarafından yazdırılan ve 1984 yılının
başlarında ilk baskısı yapılan Ellada Sipna (Yunanistan Uyan) isimli kitapta yer alan hususların, Yunanistan Dış Politika ve Savunma Yüksek Kurulu (KSEA) tarafından uygulanmaya konması ile daha da planlı hale gelmiştir. Ege, Akdeniz ve Kıbrıs’ta uyguladığı tüm politikaları Megali İdea hedefine ulaşmak için yapılan planlamanın bir parçasıdır. Ekonomik yönden çok kötü durumda olmasına bakmadan, aşırı silahlanması, Türkiye’ye karşı Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve İsrail ile işbirliği içerinde olması, bu ülkelere havaalanlarından askeri maksatlı faydalanma imkanı vermesi, geçmişte İtilaf devletlerinin desteği ve yönlendirmesi ile yaptığı ve sonu kendileri için çok acı biten Anadolu’nun işgali gibi, bir maceraya, AB ve bahse konu Türkiye düşmanı ülkelerin desteği ile bu günde atılabileceğini göstermektedir. Türkiye için bir tehdit olan bu ülke ile bahse konu sorunların barışçı yollarla çözülmesi jeopolitik bilimine ve Yunanistan’ın hedeflerine göre imkansızdır. Korkulan,
Yunanistan’ın özellikle Trakya ve Kıbrıs’ta ani bir maceraya atılmasıdır. Bu durumda geçici başarı kazanması sonrasında geri atılsa bile Türkiye’nin uluslararası arenada gücünün sorgulandığı bir durum oluşur. Bu nedenle, özellikle Trakya ve Kıbrıs’ta tedbirler alınması ve uyanık olunması hayati öneme haizdir. Mavi vatan ve Kıbrıs Türkiye’nin ekonomisi ve bekası için çok önemlidir ve vazgeçilemez. Mavi Vatan içerisinde yer alan deniz bölgelerinin, Libya ile yapılan münhasır ekonomik bölge anlaşmasının benzerinin İsrail ve Mısır ile de yapılması,bölgedeki dengeleri değiştirecektir. Ortadoğudaki sorunlar ;Özellikle Suriye coğrafyasında kurulmak istenen terör devletine karşı yapılan üç harekatla (Fırat Kalkanı-Zeytin Dalı- Barış Pınarı) son verilmesi çok iyi olmuştur. Ancak sorunun kuklası olan PYD’nin imhası

sağlanmadığından bölgede sıkıntılar yaşanmaktadır. Gerek ABD, gerekse Rusya’nın özellikle kuzey Suriye’deki faaliyetleri önemlidir. Yine İdlip bölgesinin tutulması ülkemize yeni bir göçü önleyeceğinden önemlidir. Ancak son dönemde bu bölgeye artan rejim ve hizbullah güçlerinin yığılması, bu bölgede çatışmalar yaşanacağının işaretidir. Irak bölgesinde PKK TÖ ne yönelik merkezi yönetim ve Bölgesel yönetimin faaliyetleri önemlidir. Özellikle ikinci Kandil olan Sİncar bölgesinden teröristlerin çıkarılması ve bölgenin asıl sahipleri olan Türkmenlere verilmesinin sağlanması
gerekir. Irak coğrafyasındaki ABD-Rusya-İran çekişmesinin 2021’de de devam edeceğini değerlendiriyorum.

 

İran’daki sorunlar ; AB-D’nin yaptırımları ve içerideki faaliyetleri, bu ülkeyi zor duruma sokmuştur. Önemli bilim adamlarına yönelik suikastların önlenememesi ülkede bir güvenlik sorunu olduğunun göstergesidir. Güney Azerbaycan coğrafyası olan kuzey İran’daki Türklere karşı hassas oldukları gerçektir. Önümüzdeki dönemde Genişletilmiş Ortadoğu Projesi kapsamında uygulanan ABD politikalarının İran’a karşı artarak devam edeceğini değerlendiriyorum.

Körfez Ülkelerindeki gelişmeler ; Katar’a karşı uyguladıkları politika ve ambargoyu kaldırmış olmaları önemli bir gelişme olmakla birlikte, bunun Türkiye’ye somut ve olumlu yansımaları henüz yoktur. Suudi Arabistan’a ait F-15 uçakları ile Mısır ve BAE’liklerine ait uçakların Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı yapacağı ortak tatbikata katılmak üzere Girit adasına konuşlandırılması,bu ülkelerin düşmanlıklarını sürdürdüklerinin delilidir.

 

Afrika’daki gelişmeler; Fransa-Yunanistan-GKRY-İsrail-Mısır-Suudi Arabistan-BAE’likleri kuşatmasına karşı Türkiye’nin oluşturduğu İtalya-Libya-SudanEtiyopya-Somalli-Katar hattı, Suudi Arabistan ve BAE’liklerinin desteği ile yapılan bir darbe ile Sudan’da kırılmıştır. Son gelişmeler ve Eş-Şebap örgütüne yaptırılan terör eylemlerine bakarak sıranın en büyük askeri üssümüzün bulunduğu Somali’de olduğunu değerlendiriyorum. Türkiye’nin Afrika ülkelerine ve Libya’ya yönelik açılımlarından eski sömürgelerinden aldığı haraçları alamayacağından korkan Fransa çok rahatsız olmuştur. Bu nedenle Afrika’daki ve Libya’daki Türkiye karşıtı oluşumları desteklemektedir.

Kafkasya’daki gelişmeler ; Azerbaycan’ın 30 yıllık sorunu 44 günde çözmesi, bu süreçteki Türkiye’nin desteği bölgede nüfuzumuzu artırmıştır. Bu zafer önümüzdeki dönemde Türk dünyasında da bir çarpan etkisi yapacaktır.Özellikle Zengezur koridorundan açılacak yol ile Türk dünyası doğrudan bağlanacaktır. Sonuç olarak; bölgede etkili olabilmek için askeri güç önemli ise de, bu gücün
etkisinin ancak güçlü bir ekonomi ile olacağı unutulmamalıdır. Harbin maliyetini sağlayacak olan ekonomik güçtür. Dış politika uygulamaları, ideolojik veya hissi uygulamalarla değil, ancak jeopolitik değerlendirmelerle başarıya ulaşır. Yapılacak jeopolitik durum muhakemeleri sonucunda, tespit edilecek stratejiye göre, Türkiye’nin  milli çıkarları ve güvenliği neyi gerektiriyorsa, dış politikada da o strateji uygulanmalıdır. Ülkenin düşmanları tarafından kullanılması muhtemel hassasiyetleri, süratle bertaraf edilmelidir. Milli güç unsurlarından nüfus gücünün yapısı korunmalıdır. Bu maksatla, dış istihbarat servisleri tarafından ülke içerisinde istikrarsızlık yaratmak için kullanılması muhtemel, başta Suriyeli sığınmacıların ülkelerine gönderilmesi olmak üzere, yine milli güç unsurlarından Psiko-Sosyal Gücü yıkmayı ve devlete hakim olmayı hedefleyen tarikat ve cemaatlere karşı tedbir alınmalıdır. Önümüzdeki dönemde, mili birlik ve beraberlik çok fazla önem kazanmıştır. Bu nedenle iktidarı ve muhalefeti ile birlikte Türk Milletinin kutuplaşmasına yönelik söylem ve eylemlerden kaçınılması gerektiğini değerlendiriyorum.

 

 

YUSUF ÇETİNKAYA

EMEKLİ KURMAY ALBAY

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.