Ağbaba “Yandaşa gelince Noel Baba gibisiniz, vatandaşa gelince gece 3’te gelen davetsiz maskeli gibisiniz.
AĞBABA “YANDAŞA GELİNCE NOEL BABA, VATANDAŞA GELİNCE GECE 3 TE GELEN DAVETSİZ MİSAFİR GİBİSİNİZ”
CUMHUR İTTİFAKI MECLİSE TAKILMIŞ TERS KELEPÇEDİR”
ELİTAŞ, ÇÖKELEK HOLDİNGİN PATRONU GİBİSİN
FAKİR FUKARAYSAN CEZAEVİNE GİRİYORSUN,FETTAH TAMİNCEYSEN REİSİN UÇAĞINA BİNİYORSUN
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, mecliste görüşülen Torba kanun teklifiyle ilgili AKP iktidarını eleştirerek, “Yandaşa gelince Noel Baba gibisiniz, vatandaşa gelince gece 3’te gelen davetsiz maskeli gibisiniz. Muhafazakar iktidarsınız ya. Ama yandaşın, çetelerin Noel Baba’sısınız. Yandaş müteahhide vergi affı; ‘Ho ho ho’. Katar’a liman kıyağı jesti; ‘Ho ho ho’. Yandaş sendikaya yüzde 2 baraj kıyağı; ‘Ho ho ho’. Vatandaşa gelince 200 milyarlık yük, OHAL’de mağduriyet, bağımsız sendikalara kilit var” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba TBMM Genel Kurulu’nda parti gurubu adına yaptığı konuşmada AKP tarafından getirilen torba yasayla ilgili görüşlerini dile getirdi. Limanların sözleşme sürelerinin uzatılmasıyla ilgili ; “Şeytanın aklına gelmez bunların yaptıkları. Altı ay sonra seçim var,altı ay sonra kurulacak Meclisin kullanacağı yetkiyi hangi hadle siz kullanıyorsunuz? biliyorlar ki seçimi kazanamayacaklar şimdiden limanları; çoluk çocuğumuzun, devletimizin, milletimizin malı olan limanları 3-5 yandaşa peşkeş çekiyorlar.”ifadelerini kullandı.
Ağbaba Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
BUNUN ADI FAŞİZM.ÜLKE TAM BİR POLİS DEVLETİNE DÖNMÜŞ
Meclisin önünde,yüzde 2 barajı protesto etmek isteyen memurlar basın açıklaması yapmak istedi. Adeta bir savaş çıkacakmış gibi, Meclis işgal edilecekmiş gibi, binlerce polisin kuşattığı ve bariyerlerle engellediği bir hâl vardı. Bir milletvekili, bir yurttaş olarak utanç içerisinde olduğumu huzurlarınızda belirtmek istiyorum.Bu gelen insanlar hepinize yıllarca hizmet eden memurlar. Memur Sendikaları Konfederasyonu temsilcileri. Güven Park’tan, Kızılay’dan tedbir alınmaya başlanmış. AKP Grubuna söylüyorum: Bir ülke böyle yönetilir mi, insan kendi vatandaşına böyle muamele yapar mı? Sizi kınıyorum. Orada söyledim, “Gizli falan değil, bugün burada yaşadığımız açık faşizmdir.” dedim. Bunun adı faşizm.Ülke tam bir polis devletine dönmüş.Şunu da söyleyeyim bundan polisler de rahatsız. Memurlarla, sendikacılarla, haklarını arayan insanlarla polislerimizin kol kola halay çekeceği günler yakındır.
TORBA DENİLEN UCUBE İÇİNDE YOK YOK
Bir torba yasa daha Meclis gündemine geldi. “Torba” denilen bir ucube içinde yok yok, buna belki “torba” demek lazım, belki başka bir şey demek lazım. Yandaşa gelince Noel Baba gibisiniz, vatandaşa gelince gece üçte gelen davetsiz maskeli gibisiniz. Muhafazakâr iktidarsınız ya! Ama yandaşın, çetelerin Noel Babasısınız. Yandaş müteahhide vergi “Ho ho ho!” Katar’a liman kıyağı jesti “Ho ho ho!” Yandaş sendikaya yüzde 2 baraj kıyağı “Ho ho ho!” Vatandaşa gelince 200 milyarlık yük, OHAL’de mağduriyet, bağımsız sendikalara kilit var. Öyle bir torba kanun teklifi hazırlanmış ki içinde yok yok. OHAL var, limanları peşkeş var, sendikalara darbe var, 200 milyar borçlanma yetkisinin artırılması var; torba değil çuval, çuval değil çorba.
TORBA YASAYI AB KOMİSYONUNA GÖNDERSEYDİNİZ!
Bu çorba kanun Sanayi Komisyonunda konuşuluyor.Sanayi Komisyonuyla ne ilgisi var arkadaşlar? Sanayi Komisyonuna da saygısızlık, Meclise de saygısızlık, sizin grubunuza da saygısızlık, bizim gruba da saygısızlık. 200 milyar borçlanmanın konuşulacağı yer Sanayi Komisyonu değil. Ben de dedim ki bunun konuşulması gereken yer Bütçe Komisyonu. Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Sayın Cevdet Yılmaz ibretlik bir cevap verdi, Plan ve Bütçe Komisyonu yorgunmuş, yorulmuşlar fukaralar. Onun için Sanayi Komisyonuna getirmişler. Ya, daha sayenizde açılmayan komisyonlar var, örneğin Avrupa Birliği Komisyonuna gönderseydiniz, Avrupa Birliği Komisyonuna gönderseydiniz.
ÇÖKELEK HOLDİNGİN PATRONU GİBİSİN ELİTAŞ
Sayın Mustafa Elitaş’a dedim ki: “Sen bir torba kanun için iki gün beklemezsin. Bu kanun sendikalarla ilgili değil, limanlarla ilgili değil, bir hinlik çıkacak.” Gece üçte baktım, 200 milyar borçlanma yetkisi geldi. “Elitaş, ben sana demedim mi?” dedim.Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşulmuyor, Sanayi Komisyonunda konuşuluyor ve -imzayı atan da fukara birisini bulmuşlar- 1 imzayla getiriyorlar.Şimdi, bu zeytinliklere gelelim. Zeytinlerle alıp veremediğiniz nedir bilmiyorum. Asırlık zeytin ağaçlarını çalacaktınız, zeytini dikenlerin 90 yaşındaki torunları elinizden zor aldı. Geçenlerde bir film izledim, Recep İvedik 7. Orada Çökelek Holding var, aynen. Çökelek Holdingin patronu gibisin Elitaş. Vallahi, fakir fukaranın ormanına, toprağına el koymaya çalışıyor.
CUMHUR İTTİFAKI MECLİSE TAKILMIŞ TERS KELEPÇEDİR
Gelelim limanlara.Bu limanlar var ya, geliyor, yargı iptal ediyor. Düzenini bozduğunuz kantar artık sizi bile tartamıyor.Devletimize ait limanların işletme süresi kırk dokuz yıl uzatılıyor. Bunu yazarken insanın eli titrer.Allah’tan korkmuyorsunuz; çoluktan çocuktan, analardan utanının ya! Sadece süre uzatma yok, bir de hinlik var. Sözleşme bedelinin yüzde 25’inin peşin ödenmesini düzenliyor. Niye? Seçim var; para var, para. Satmadıkları bir şey kalmadı, şimdi neyi satıyorlar? Geleceği satıyorlar. Bu liman düzenlemesi 4 defa gelmiş; kimi komisyondan çekilmiş, kimi burada kanunlaşmış, Anayasa Mahkemesi iptal etmiş.Şimdi tekrar getiriyorsunuz. Bu kanunu getirenler, Cumhur İttifakı Meclise takılmış ters kelepçedir. Şimdi Anayasa Mahkemesine de kilit vurmaya çalışıyorsunuz; ters kelepçeyi de Anayasa Mahkemesine takılan kilidi de hep birlikte kıracağız. İbretialem için söylüyorum, limanlarla ilgili getirilen kanun teklifinde tarihi değiştirmeyi unutmuşlar. Tarih “1 Ekim 2021.” Sonra, Elitaş uyardı, bir önergeyle bunu da düzenlediler. Bunu da Meclisin takdirine bırakıyorum.
MİLLETİN MALI LİMANLARI 3-5 YANDAŞA PEŞKEŞ ÇEKİYORLAR
Öyle işler var ki, bakın, öyle işler var ki ya, bir yıl, üç yıl, beş yıl değil; 2070, 2052, 2064, 2056 …Allah hepinize uzun ömürler versin; hayırlı, sağlıklı ömürler versin 2070’e kadar kimin garantisi var da siz bunu satıyorsunuz?Torununun torunu olacak, hâlâ işletecek; mirasta bile böyle bir şey yok. 4 nesil sonraya miras bırakılır mı ya? Bunun garantisi olur mu? Burada her zamanki gibi bir Katar sevdası var,bizde Katar’sız bir şey olmaz. Tank Paleti var, Borsa İstanbulu var, Merkez Bankası var, Kanal İstanbul’u var, var da var; şimdi de limanlara göz dikmiş durumda. Bu bir darbedir. Bu ülke çok darbe gördü. Darbe ne zaman yapılır? Darbe o anki bulunan rejime yapılır ya da güce yapılır. Özgür Özel’in Plan ve Bütçede söylediği gibi bunlar geleceğe darbe yapıyorlar;çocuklarımıza, torunlarımıza darbe yapıyorlar.Şeytanın aklına gelmez bunların yaptıkları. Altı ay sonra seçim var,altı ay sonra kurulacak Meclisin kullanacağı yetkiyi hangi hadle siz kullanıyorsunuz? biliyorlar ki seçimi kazanamayacaklar şimdiden limanları; çoluk çocuğumuzun, devletimizin, milletimizin malı limanları 3-5 yandaşa peşkeş çekiyorlar.
BURADA HİNLİK VAR, CİNLİK VAR, HİLE VAR, KATAKULLİ VAR
Gelelim gece yarısı, daha doğrusu şafak operasyonuyla yaptığınız 200 milyar kaptıkaçtıya. Saat gece 2.28; Normal insan para isteyecekse gündüz gider, akşam karanlıkta gitmez ki yanlış anlaşılmasın. 200 milyar borç limitinin artırılması torba yasada yok, gece biz sendikalarla ilgili konuşurken araya sıkıştırdılar. Burada hinlik var, cinlik var, hile var, katakulli var; herkes biliyor harcamışlar parayı.Geçtiğimiz yıl bütçesi 1 trilyon 750 milyar lira. Bu yıl bu 200 milyar lira, 492 milyar daha borçlanıyorlar. Parayı harcamışlar nereye harcadılarsa, hatta şöyle bir iddia da var: “Seçimde harcayacaklarını şimdiden cebe atıyor.” diyorlar, “Seçimde harcayacaklarını şimdiden cebe atıyor.” Diyorlar.
RÜŞVET SENDİKACILIĞI!
“rüşvet sendikacılığı” dediğimiz yüzde 2 barajı var. Geçtiğimiz yıl MEMUR-SEN ile devletin yaptığı toplu sözleşmeyle yüzde 1 baraj şartı konulmuştu. Sendikalar dava açtı, yüzde 1 barajını iptal ettiler. Yeni getirilen bu düzenlemeyle hükûmet sendika değiştirmek için, yandaş sendikaları güçlendirmek için rüşvet teklif ediyor. Diyorlar ki: Biz memurlara 500 TL bedel biçtik, o 500 TL’yle memurlar sendika değiştirebilir.” Bunun özeti bu, bu sendikalarda her siyasi görüşten insanlar var. Düşünün ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde danışmanlar örgütleniyor,Meclisin danışmanlarının hepsini aynı sendikaya koysanız, bu barajı geçmeleri mümkün değil. Burada da yargıyı bir dolandırma işi var arkadaşlar, yargıyı dolandırma işi var. Birileri sırtını Hükûmete yaslayarak sendikacılık yapıyor ama birileri de mücadele ederek sendikacılık yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Çalışma Bakanı: “Biz, sendikaları, örgütlenmeyi destekleyeceğiz; hatta örgütlü olan iş yerlerine prim vereceğiz, beyaz bayrak uygulaması yapacağız.” Eğer siz baraj yasasını geçirirseniz sendikaların AKP Genel Merkezinin önüne siyah bayrak asması haktır.
DEVLET POLİSE,İNFAZ KORUMA MEMURUNA 707 LİRA VERMEKTEN ACİZ Mİ?
Bu yasaya göre sendikalı olamayan insanlar var, yasal olarak sendikaya üye olamayan. Kim? Bizim Murat Bakan’ın gece gündüz dile getirdiği polisler. Kim? Askerler. Kim? İnfaz koruma memurları, ben de yıllarca onları dile getirdim. Kim? Hâkim ve savcılar. Bu meslek mensuplarına toplu sözleşme olmadığı için, sendika olmadığı için para verilmiyor. Koca devlet; infaz koruma memuruna, polisine 707 TL ödemekten aciz mi? Buradan söylüyoruz: Sadece yüzde 2 kaldırılmamalı, ayrıca polisimize, askerimize, infaz koruma memuruna, hâkimlere, savcılara da bu toplu sözleşmeden kaynaklı toplu sözleşme parası verilmelidir. Burada söylüyoruz, siz verdiniz verdiniz, vermezseniz biz vereceğiz.
20 TEMMUZ SİVİL DARBESİ
“OHAL” deyince benim aklıma 20 Temmuz sivil darbesi geliyor. Cumhuriyet Halk Partisinin lideri, Genel Başkanı, o gün “Bu bir sivil darbe.” dediğinde kimse anlamamıştı ama altı ay sonra, bunun nasıl bir darbe olduğunu herkes gördü. Maalesef hukukun askıya alındığı, muhaliflerle hesaplaşan bir sürece girdi.OHAL’de referanduma gittik, OHAL’de seçime gittik, Cumhurbaşkanı seçildi. FETÖ’nün silahla yapamadığını maalesef OHAL’le insanlarımız ihraç edildi, binlerce insan mağdur oldu. Şimdi “terörist, terörist” diyorsunuz ya ben, burada, size ihbar ediyorum Sayın Başkan. Burada, şu anda gördüğüm 2 terörist var. Kim yaptı bunları? İbrahim Kaboğlu, terörist! Cihangir İslam, terörist! Bunu ben demiyorum, bunu siz dediniz. İbrahim Kaboğlu gibi birisi, Cihangir İslam gibi birisi “terörist” diye ihraç edildi arkadaşlar, ihraç edildi.İbrahim Kaboğlu, sadece Türkiye’nin değil, sadece Avrupa’nın değil dünyanın en önemli anayasa profesörü, anayasa hukukçusu.Bu insan ihraç edildi, Fransa üniversitelerinden teklif aldı “Ders vermek istiyorum.” dedi -ibretiâlem için anlatıyorum- İbrahim Kaboğlu’na yurt dışı yasağı koydunuz. İbrahim Kaboğlu sizin gibi zengin değil, akademisyenlikten kazandığı parayla geçimini sağlamaya çalışıyor ve geçtiğimiz gün -grubumuz olarak da onur duyuyorum,Fransa’nın en önemli nişanını İbrahim Kaboğlu’nun göğsüne taktılar.
PARASI OLAN REİSİN UÇAĞINA, OLMAYAN CEZAEVİNE
FETÖ borsası var.Fakir fukaraysan,cezaevine giriyorsun, paran varsa Fettah Taminceysen Reisin uçağına biniyorsun.İzmir’de bir eski AKP İl Başkan Yardımcısı öldürüldü mü? Öldürüldü. Niye? İtirafçı olacaktı, geldiler, vurdular; faili meçhul. Bir başka olay Antep’te bir trafik kazası, Susurluk’tan beter; Cumhurbaşkanının avukatları var, başsavcı var, avukat var. FETÖ borsası kurulmuş iş adamlarının malına çöküyorlar. FETÖ’den, zengin olan çok; FETÖ’den para alan çok; FETÖ’den tehditle mala çöken çok.
ÖLDÜKTEN SONRA GÖREVLERİNE İADE EDİLDİLER
2 tane mağduriyet anlatayım, Biri Kazım Ünlü; EĞİTİM-SEN Tekirdağ Şube Sekreteriyken 2017 yılında kanun hükmünde kararnameyle ihraç edildi, üzüntüden kalp krizi geçirdi, öldü, ölümünden dört yıl iki ay sonra idari karar verildi, görevine döndü ama ölmüştü.Yine, yoklukla, büyük mağduriyet çekerek yetimhanelerde büyümüş bir hemşehrimiz var; SES Malatya eski Şube Başkanı Bülent Uçar, cenazesine ben de ağlayarak katıldım, 29 Ekim 2016’da yayınlanan KHK’yle ihraç edildi, dört aylık ihraç sürecine, haksızlığa daha fazla dayamadı, 2017 yılının Şubat ayında 43 yaşında kalp krizi geçirerek hayata veda etti. OHAL İnceleme Komisyonu, öldükten iki buçuk yıl sonra Bülent Uçar’ın işe dönmesine karar verdi. OHAL’de bütün mağduriyetlerin nabalı günahı sizin boynunuza.Bugün hâlâ o mağduriyetler yaşanmaya devam ediyor.Malatya’da hâlâ EĞİTİM SEN, SES’ten üye olup mesleğe dönemeyen arkadaşlar var, bunu da sizlerle paylaşmış olayım; bu mağduriyetlere son verilsin..