29.11.2024 -Türkiye Son Habercilikte Son

Anadolu Engereği, Küçük Engerek

Anadolu Engereği, Küçük Engerek

Vipera anatolica (Anadolu Engereği, Küçük Engerek) olarak bilinen bu tür “Viperidae” (Engerekgiller) familyasına dahil “ZEHİRLİ” türlerden biridir. Bu tür Vipera ursinii anatolica, Pelias anatolica sinonim tanımlarıyla da karşımıza çıkar.
Bu engerek türü endemik türlerimizden birisi olup ülkemizde genel olarak Batı Akdeniz bölgemizde yayıldığı bilinmekle birlikte, tür Antalya ilimizin Elmalı ilçesi sınırlarındaki Çığlıkara ormanlık alanlarının sedir ağaçlarının yoğun olduğu taşlık biyotoplarda yayılmıştır.
Daha önceden Vipera ursinii anatolica alt türü olarak ele alınan bu tür, sonradan yapılan genetik çalışmalar sonucunda günümüzde artık tür olarak incelenmektedir. Doğada nadir olarak rastlanabilen engerek türlerimizden olan Vipera anatolica’nın vücut boyu ortalama 35-43 cm aralığında olup çok istisnai olarak birkaç cm daha büyüklerine de rastlanabilir. Göz bebekleri eliptik (dikey) olan bu türün vücudunu kaplayan pullar bariz şekilde karinalı (çıkıntılı) yapıdadır. Türün başı oval şekilli olup, diğer viperidlerin aksine bariz ince bir boyun şekline sahip değildir. Fakat baş arkası burun ucuna göre bariz şekilde geniştir. Eliptik göz bebekleri yüksek ışıkta iyice incelerek dikey ince çizgi halini alır. Başın üstü belirgin plaklar ve küçük ve karinalı pullar ile örtülüdür. Gözle supralabial (üst dudak/çene/yanak) plaklar arasında 1 pul sırası mevcuttur. Dorsal (sırt/gövde ortası) pullar karinalı olup vücut ortasında 19 sıra oluşturur. Baş üstünde ve başın her iki yanında göz arkalarından başlayıp geriye doğru ilerleyen koyu şerit şeklinde lekeler olup, baş üzerindeki lekeler, başın yan tarafın hemen göz arkalarından geriye doğru uzanan bu koyu çizgiler ile birleşip, profilden bakıldığında tipik “Y” harfi şeklini andırır formdadır. Montivipera anatolica türünde sırt zemin rengi zeytin grisi tonlarda olup, zemin rengi üzerinde köşeleri yuvarlak hatlı ve koyu kahverengi tonlarında zikzak şerit bulunur. (Bazı bireylerde bu şerit yerine dalgalı bariz lekeler de olabilir.). Sırt desenini oluşturan bu bant kuyruk ucuna kadar devam etmektedir. Vücudun yanlarında da sıralı şekilde koyu lekeler bulunur. Ventrali (karın kısmı) çoğunluklar erkek bireylerde daha iri, dişilerde daha küçük olmak üzere siyah tonlarında benekli olup, ventral zemin rengi dişilerde gerek sırt gerekse ventral taraf daha koyu tonlarda olmak üzere hafif kahverengi tonlarındadır. Tür üst çenenin en önünde hareketli (ağız kapalıyken üst damağa doğru geriye katlanır) zehir dişlerine sahip olup(üst çenenin en önünde bir çift), zehir dişleri gerisinde maksil kemiği üzerinde daha küçük tutucu diş sırası devam eder.
Koruma statüsü “Kritik olarak tehlike altında”, popülasyonu azalmakta olan ve korunması gereken türlerimizdendir. Ekoloji ve biyolojisi hakkında az bilgi mevcuttur.
Bu tür habitat olarak genellikle taşlık bölgeler, kayalıklar, vadi yamaçları, taşlık yamaçlar, açık yamaçlar gibi biyotopları tercih eder. En sık rastlandığı yerler kendi biyotoplarında, dolin (koyak) alanlarda rastlamanız çok daha yüksek olasılıktır. (Dolin: Karstlaşma sonucu oluşmuş (lapyaların birleşmesiyle), boyutları bölgenin karstik özelliklerine bağlı olarak değişen, kapalı veya yarı açık çukurluklar. Kalkerli arazilerde erime ve çökme sonucu oluşan tava şeklindeki çukurluklardır.). Beslenme alışkanlığının genelde avlayabildiği küçük kemiriciler, kertenkele türleri, kuş ve yumurtaları, küçük memeliler, yılanlar benzeri canlılar üzerinde yoğunlaştığı bilinmesinin yanında, türün kısa antenli çekirge türleri (Akridofaj; “Akrididae” familyasındaki çekirgeleri tüketir) ve özellikle “Chorthippus” cinsi türler ile beslendiği, bunun yanında yavru Örtzen Kaya Kertenkelesi (Anatololacerta oertzeni türü veya bu türün alt türü) ile Çernov İnce Kertenkelesi (Ablepharus chernovi) ile beslendiği belirlenmiştir (Göçmen et al., 2014). Diurnal (gündüzleri aktif) türdür. Avının geçtiği yolları özellikle dili yardımıyla koku moleküllerini ayırt ederek takip eder ve avını olduğu yerde tespit edip ısırarak zehirler. Avının ölmesini bekleyip, daha sonra avını bir bütün olarak yutar. (Enerjisi düşükse avını izlemek yerine, kokusunu aldığı avının geçiş yolu üzerinde kendisini kamufle edecek şekilde yatıp bekleyerek avının kendisine gelmesini, yol üzerinde önünden geçmesini bekler. Avı uygun pozisyonda olduğu anda avını çok hızlı şekilde ısırarak zehirler ve ölmesini bekleyip, avının kokusunu takip ederek avını düştüğü yerde bulur ve bir bütün olarak yutar.). Hareketleri oldukça temkinli ve yavaştır. Ovovivipar (canlı doğuran) tür olup, türün dişisi bir seferde 4-10 kadar yavru dünyaya getirebilir. ( Ovovivipar: Yumurtaları vücut içerisinde gelişen hayvanlar olup, yumurtalar dişinin oviduct veya uterusuna yerleşir. Embriyo gelişimini burada tamamlar ve gelişim tamamlandıktan sonra yumurta burada açılır ve yavru annenin karın boşluğuna düşüp sonrasında da annenin vücudunu terk eder. Embriyo gelişimi boyunca yumurta içindeki besinden faydalanarak gelişimini sürdürür. ( Bazı sürüngenler ve balıklar)).
Tür için aktivasyon zamanı 10-20 °C hava sıcaklığında, Nisan ayından itibaren Ekim ayına kadarki dönemdir. Bu tür ortalama 1500-2265 metre rakıma kadar görülebilmektedir. Bu türün zehrinin muhtemel olarak Miyotoksin, Antikoagülan, Nefrotoksin, Kardiyotoksin, Nekrotoksin içermediği ve yüksek olasılıkla Nörotoksin içerdiği (klinik olarak net onaylanmamış), muhtemel olarak Prokoagülan ve hemorajik etken maddeler içerdiği bilinmektedir. Bu türün taşıdığı zehrin içeriği net olarak bilinmese de, zehrinin içeriğinde nörotoksin, prokoagülan ve hemorajik etken maddeler içerdiğini göz önüne alırsak; zehrinin genel etkisi sinir sistemine etki ederek sinir sistemi yoluyla kaslar üzerinden felçlere neden olup, hemorajik etken maddelerle de iç kanama meydana getirerek, prokoagülan içerikle vücuttaki kanı pıhtılaştırarak hayati tehlike ve ölüm sonucu ortaya koyabilmektedir yorumunu yapabiliriz. Uluslararası Klinik Toksinoloji kaynakları da bu türün zehri ile ilgili “Tehlikelilik Düzeyi” ne karşılık olarak “Ağır zehirlenme, muhtemelen potansiyel olarak öldürücü“ tanımını yapmaktadırlar. (Bilimsel terimlerin açılımını tür açıklamasının hemen altındaki dipnottan inceleyebilirsiniz.).
Bu tür gözden uzak ve gizli yaşamayı tercih eden bir tür olduğundan karşılaşılması çok zor türlerden birisidir. İnsandan uzak durmayı tercih eden, gözden uzak yaşayan türlerden birisi olmasının yanında, insanla karşılaşması anında sıkıştırılmadığı sürece derhal insandan uzaklaşmayı tercih eden bir türdür. Üstüne gidilmediği, sıkıştırılmadığı ve uzaklaşabilmesi için gerekli açıklık bırakıldığı sürece insandan uzaklaşmayı tercih edecektir. Fakat köşeye sıkıştırılır ve uzaklaşması için yeterli alan bırakılmazsa yüksek sesli tıslamalarla birlikte, hızlı ısırma saldırısı gösterileri ile karşısındakine gözdağı vermeye çalışabilir. Daha da ısrarla üzerine gidilirse ve kendisini ciddi tehlike altında hissederse, kendisini tek savunma silahı olan zehir bezlerine bağlı dişleri ile ısıracaktır. Zehri bilim dünyası tarafından insan hayatı için risk oluşturabilecek düzeyde etkili olarak kabul edilip, dikkat edilmesi gereken yılan türlerinden birisi olarak literatüre alınmıştır. İnsanların bu türe karşı “ZEHİRLİ” olmalarının yanında, zehrinin insan hayatını riske sokabileceği için dikkat etmeleri gerekmektedir.

Küresel Yayılım: Ortadoğu genellemesi beraberinde, ülkemizin endemik türlerinden birisi olup tür ilk olarak Antalya’nın Elmalı ilçesinin 20 km doğusunda bulunan “Kohu Dağı”nda kayıt altına alınmıştır. Bu tür üzerine bu bölgemiz dışında dünyanın başka herhangi bir yerinden henüz kayıt oluşturulmamıştır.

Nörotoksin: Genel olarak sinir sistemine etki eden zehir.

Miyotoksin: Ciddi şekilde kas nekrozuna sebep olan, enzimatik olmayan bir mekanizmaya sahip zehir. Bazı yılan türlerinin zehirlerinde bulunan miyotoksinler diyafram kasını felç ederek ölüme sebep olurlar.

Prokoagülan: Kanın pıhtılaşmasına öncü olan, kan pıhtılaştırıcı etken madde.

Antikoagülan: Kanın pıhtılaşmasını engelleyen etken madde.

Nefrotoksin: Böbrekler üzerinde etki gösteren ve vücudu böbrekler üzerinden etkileyen zehir.

Kardiyotoksin: Kalp üzerinde etki gösteren ve vücudu kalp üzerinden etkileyen zehir. Bazı yılan türlerinin zehirlerinde bulunan kardiyotoksinler kalbi durdurarak ölüme sebep verirler.

Nekrotoksin: Dokuyu öldüren, dokuyu parçalayan özellikteki zehir.

Hemorajik Etken Maddeler: İç veya dış kanamaya sebep olabilecek maddelerdir. Bazı yılan türlerinin zehirlerinde bulunan hemorajik etken maddeler iç kanamaya sebep olur.

Kaynak : https://wildpeaceacademy.com/vipera-anatolica-anadolu-engeregi-kucuk-engerek/

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.