Bahçeli’ye açık mektup

Sayın Bahçeli’ye açık mektup. Sayın Genel Başkanım, Size hitaben yazdığım bu satırların, Siyasi geleceğimi bitireceğinin bilincindeyim(!) Mesele ülkenin istikbali ise, sizin de benim de Siyasi ikballerimizin ehemmiyetinin olmadığının da İnancındayım. Sayın Genel Başkanım, Ben, Anadolu’nun doğusunda yaşayan bir ülkücü olarak, Onulmaz bir sıkıntıya gark olmuş durumdayım. Dillendiremeseler de bölgenin birçok ülkücüsü, Hatta, Türkiye’de birçok ülkücü, benim ile aynı fikirdeler. En azında ben öyle düşünüyorum. Türkiye bu seçimlerle çok kritik bir virajı alıyor. Yeterince sarsılan Türkiye, Daha da sarsılacağı bir sürece giriyor. Fedaratif yapıya bürünmek, bölünmek… Artık planlanan değil, Konuşulan, uygulamaya konulan şeyler. Özelleştirilmelerin bitmesiyle, Sıcak para yokluğu, aşırı borç yükü, Devletin tüm kurumlarında ki oynamalarla Devletin yaz boz tahtasına dönüşmüşlüğü, Adaletteki şaibeler, milletin yoğun borçlanmışlığı, Uyuşturucu, ahlaki çöküntüler, ailelerin dağılması, Dinin itibarsızlaştırılması…..Milliyetin ayak altına alınması. Bunca şey dünyanın başka bir ülkesinde cereyan etmiş olsa, O ülkenin milliyetçi partisi ilk seçimlerde ezici bir çoğunlukla İktidara gelirdi. Ama biz, hala, 80/90 vekil hesabını yapıyoruz. Terör örgütünün partisi, olağan üstü bir algı yönetimiyle ki, -6-7ekim ve Cizre olayları devlete ihale edildi- Mağdur misyonu yüklenmek kaydıyla, Barajın çok üzerine çıkarılabilir. Malatya’ da cumhurbaşkanlığı seçiminde, Aramızdaki oy farkı onbine kadar inmişti.

Sayın Genel Başkanım, her seçim öncesi, Genel başkanın, bir bildiği vardır diyoruz, Keramet bizim bildiklerimiz Ve gördüklerimizin ötesine geçmiyor. MHP bakırcılar çarşısına döndü; gürültü patırtı çok Ama bir türlü satış yok, kâr yok. Nankörlük etme diyebilirsiniz. Hadsizliğimi hoşgörün; Bu dava, size, şehitlerinden sonraki en üst makamı verdi. Milyonlarca ülkücü arasında bu şerefe erişmek…Ala! Kaldı ki, davaya kattığımız, kattığınız bir şey de yok… Yıllardır şehitlerimizin bıraktıkları sermayeyi tüketiyoruz. Bana gelince, siz olsanız da olmasanız da Beni bırakın, çocuklarımı da bırakın, inşallah torunlarımın da Onlardan olanların da hem gönülleri hem de oyları MHP’nin. Bu şeref de bana yeter…İki cihanda. Bu mektup, size ulaşır ya da ulaşmaz, Beğenilir ya da beğenilmez.. Takdirini okuyacak olana bırakıyorum. Gayem, ülkem, ülkülerim ve çocuklarım için, Dünden bugüne, bugünden yarına haykırmak! Ve bunu kayıt altına alıp, ülkücü vebalimi mahşere taşımak! Çözüm ne diyorsunuz? Haklı olarak…. Sayın genel başkanım, çözüm, sizin, göstereceğiniz En büyük kerametiniz olabilir. Çözüm, sizin iki dudağınızın arasında. Nasıl mı? Şöyle ki, Seçimlerden önceki genel kurulda: ‘Genel başkanımız sayın Meral Akşener Hanım’dır.’deyiverin, yeter. Oyumuz, en az yüz de yirmi beş…Bu, bizi iktidar yapmayabilir. Ama kısa vade de oyun kurucuların, oyunlarını bozar. Size, bugüne kadar ki, hizmetlerinizden ötürü teşekkür ederim. Lakin, ülkenize ve ülkülerinize en büyük hizmetinizin, Ortaya koyacağınız bu tavırın olacağı kanaatindeyim. Nerden mi çıkarıyorum? İki seçim sahada aday olarak çalıştım. Tepkileri ve talepleri gördüm.

Türk toplumu egemen siyasi algıdan sıkıldı.Bunaldı. Farklı bir ses istiyor.Taze bir kan…. Bu ses, bu kan, neden bir hanımefendi olmasın. Seçmenin %50 si de hanımlardan oluşuyor iken… Meral Hanım’ın vatandaş nezdinde de karşılığı var. İtiraz eden ülkücülere… Bayandan olur mu diyenlere de Başbuğ’un, ‘Kahramanlık Ruhu’ adlı kitabında anlattığı, Tarihin de en şanlı Türk kadınlarından biri dediği: Peçenek Türklerinin efsaneler yaratan kadın başbuğu Tomris Hatun’u incelemelerini salık veriniz. Sayın Genel Başkanım, doğal olarak, Meral Hanım’la olan, Hukukumu soracaksınız. Arz edeyim, 2011 seçimlerinde, sizinle birlikte Malatya’ya gelmişlerdi, Ben de vekil adayıydım, elimi uzatıp, Dedim ki: ‘Hoş geldiniz.’ Dedi ki: ‘Hoş bulduk.’ … Saygılarımla…