Bal merkezinde sirke satanlar
Çok eski zamanlarda, bal satan bir adam varmış. Petek petek balını, sevimli eşeğine yükler, sokaklarda dolaşarak satmaya çalışırmış. ne hikmetse, kimse kendisinden bal almazmış. Balını satamayan adamcağız üzülür, üzüldükçe kaşlarını çatarmış. Sesi sertleşir, yüzü asılırmış. Onu o halde görenler hemen yollarını değiştirirlermiş. Aynı mahallede bir de sirke satıcısı varmış. Sirkeci, bir sokağa girince çocuklar arkasından koşarlarmış. Mahalleli hemen çevresini sarar, gülüp şakalaşarak sirkesini alırlarmış. Balcı, bu adamın acı sirkeyi nasıl böyle çabuk sattığını bir türlü anlayamazmış. Bir gün, iki satıcı bir sokakta karşılaşmışlar. Hiç satış yapamayan balcının yüzü yine asıkmış. Yavaşça sirkeciye yaklaşarak:– bre sirkeci kardeş. Bunca zamandır seni gözler dururum. Ben tatlı mı tatlı bal satıyorum.
Kimse gelip benden bal almıyor. Senin acı sirkeni ise herkes kapışıveriyor. Bunun hikmeti nedir? Söyle de beni bu düşünceden kurtar demiş. Sirkeci, elini balcının omzuna koymuş. Sevgi dolu bakışlarını onun gözlerine dikmiş ve: – balcı kardeş, senin elin bal satıyor, ama yüzün sirke satıyor, demiş. Bize eskiden bu hikâye anlatılırdı. Gülmesini bilmeyen dükkân açmasın diye… Hikâyeyi herkes biliyor olmalı. Biz bir hatırlatalım dedik. Bizim dükkân bal satıyor ama surat sirke gibi. Kimse kusura bakmasın surat sirke satınca dükkân hep zararda. Bal var elimizde. Bu balı kim sunacak, kim bu kaliteyi anlatacak? Ya adamların suratını görenler cadde değiştiriyor bırakın dükkândan içeri girmeyi. Sonra çıkıp niye zararda olduğunu çeşitli bahanelerle anlamamaya çabalıyor. . Olmuyor. . Tebessüm etmek bu kadar zor mu? Gülümsemek, güler yüzlü olmak ve az gülmek sünnettir. Bunlarda sadaka sevabı vardır. Bunlar kalbe hayat verir. Ruha huzur verir. İnsanları kaynaştırır, insanlar arasında güven, sıcaklık ve yakınlaşma meydana getirir. Dostlukları arttırır. Düşmanlıkları öldürür, husumeti kırar. Kırgınlıkları önler. Şeytandan gelen kini, nefreti, öfkeyi, kızgınlığı, küskünlüğü söndürür ve yok eder
Peygamber Efendimiz (asm) gülümserdi ve güler yüzlü idi. İnsanlara somurtmazdı. Kızdığında kızgınlığını belli etmezdi. İşte iki cihan peygamberi Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (sav ) böyle buyuruyor. Devlet adamlığı somurtmak mıdır? Devlet adamlığı asık suratlı olmak mıdır? İnsan sevdiği kişiye tebessüm eder. Siz kimseyi seviyorsunuz anlaşılan. İki karış suratla ekranlara çıkmak neyin işareti? Türk milliyetçiliği ise dava o zaman millete tebessüm etmeniz gerekmiyor mu? Tamam, anladık size muhalefet edenleri seviyorsunuz. Onlara tebessüm etmeyin. Ama temsil etme gayesiyle yola çıktığınız Türk milletinden tebessümü esirgemeyin hiç olmazsa.
Doğan AY