Barzani Kerkük’e yürüdü… Türkmen direndi: Türkiye ne yaptı

Irak’ın kuzeyinde tansiyon yüksek… Barzani güçlerin Türkmen şehri Kerkük’e yürüdü ancak, Türkmen direnişi ve Irak devletinin sürece müdahalesiyle yürüyüş durduruldu. Türkiye’nin ‘kaygı’yla izlediği bu süreci gazeteci-yazar Oktay Yıldırım’a sorduk.

Uğurcan Yardımoğlu

Irak’ın kuzeyinde yer alan Barzani yönetiminin Türkmen şehri Kerkük’teki Ortak Operasyonlar Komutanlığı’nı devralma girişimi tansiyonu yükseltti. Türkmenler sürece kararlılıkla direndi ve Irak tarafından onaylanan karar şimdilik rafa kaldırıldı. Ancak bölgede büyük güçlerin oyunları ve bu oyunlara zemin yaratan etnik fay hatları ortadan kalkmış değil.

2017’de peşmergeleri püskürten Türkmen güçlerinin komutanlarıyla röportaj yapan gazeteci-yazar emekli astsubay Oktay Yıldırım’la Kerkük’teki gelişmeleri konuştuk. Oktay Yıldırım, Haşdi Şabi saflarında savaşan ve Türkmen güçlerine komuta eden Yılmaz Neccaroğlu’yla konuşan tek gazeteci.

(Oktay Yıldırım-Yılmaz Neccaroğlu)

Oktay Yıldırım, Kerkük’teki süreci Barzani yönetiminin nihai hedefine doğru attığı bir adım olarak değerlendiriyor. Yıldırım’ın ‘Katıksız bir Türk düşmanı’ olarak nitelediği Barzani’nin hedefi Kerkük’ü de ülkemizin güneydoğusunu da içine alan bir ‘Kürdistan’… Bu proje kapsamında aralarında kavga var gibi görünse de PKK terör örgütünün de Barzani’nin yanında oluğunu söyleyen Yıldırım, Türkiye’nin Kerkük konusunda kararlı tutum alması gerektiğini söylüyor.

(Oktay Yıldırım Kerkük’te)

ORTAK OPERASYONLAR KOMUTANLIĞI SADECE BİR BİNADAN İBARET DEĞİL…

Oktay Yıldırım, Barzani’nin yerleşmek istediği Ortak Operasyonlar Komutanlığı binasını neden bu kadar önemsediğine ilişkin sorumuza, ‘O sadece bir binadan ibaret değil, 30’dan fazla karakolun kontrolünü de içeriyor’ diye yanıt verdi. O karakolların kontrolünü ele geçirmek Kerkük’ü ele geçirmekle eş değer…

“Peki, Irak merkezi yönetiminin bu çatışmadaki tutumu nedir” sorumuza Yıldırım şöyle yanıt verdi:

“Irak Başbakanı Sudani önce bu karara onay vermişti ama sonra Türkmenlerin direnişi sonrasında geri adım atmak zorunda kaldı.”

(Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani)

KÜRT DEVLETİ KURMA PLANI SEVR’E DAYANIR

Kerkük meselesinin arka planında neler olduğunu sorduğumuzda Oktay Yıldırım, tarihsel bilgiler verdi:

“Batı Sevr Antlaşmasındaki Kürdistan projesini gerçekleştirmeye çalışıyor. ABD’nin Barzani ve PYD’ye destek vermesinin tek sebebi bu. Yeni adı Sevr değil BOP…(Büyük Ortadoğu Projesi)

(Büyük Ortadoğu Projesi haritasında sözde Kürdistan)

“Musul ve Kerkük, emperyalizmin denetiminde kaldı. Emperyalizmin orada uzun bir Kürt devleti kurma hayali vardı. Ancak bu yapılamadı daha sonra Saddam döneminde Irak sınırları büyük bir kıskançlıkla korundu. Saddam, ülkesindeki ayrılıkçılığı da hiç göz açtırmadı. Saddam’ın ülkesinin bütünlüğünü sağlamakla birlikte petrolünü ve petrol gelirlerini millileştirme adımları da onun hedef olmasının bir sebebi oldu.”

“AMERİKAN İŞGALİNİN MIZRAK UCU PEŞMERGEDİR”

Çöl Fırtınası Harekatı’nda 1991 yılında 36. paralelin kuzeyinin uçuşa yasak bölge ilan edilmesi biliyorsun ki o bölgede artık bir Kürt bölgesi yarattı, bir sınır yarattı o bölgede ve uçuşa yasak bölge olduğu için de rahat hareket etmelerini sağladı. Fakat asıl darbe 2003 işgaliyle geldi.

(Çöl Fırtınası Harekatı-Körfez Savaşı)

Amerika’nın Irak’ı işgaliyle geldi. 2003 işgalinde Amerikalıların mızrak ucu, öncü kuvveti olarak peşmerge kullanıldı. Ve işgalden sonra ABD, Irak için bir anayasa yaptı ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi kuruldu. Ancak bu anayasada Kerkük, tartışmalı bölge statüsünde kaldı. Barzani de ABD desteğiyle ve IŞİD bahanesiyle bölgede büyük güç ve yetki elde etti. Fakat bölgedeki Türk varlığını etkisiz hale getiremedi. Buna gücü yetmedi.”

“KERKÜK’TE GEZDİĞİNİZDE ELAZIĞ’DA, ERZİNCAN’DA GEZMİŞ GİBİ HİSSEDERSİNZİ”

Oktay Yıldırım, konuşurken ikimizin de kullandığı ‘Türkmen’ kavramına takıldı. Yıldırım, “Türkmen diyerek de onları uzaklaştırmış oluyoruz kendimizden. Onlar Türk. Bu bölgeler de Türk bölgeleri… Kerkük’te gezdiğiniz zaman Elâzığ’da gezmiş gibi hissedersiniz. Kendinizi Erzincan’da gezmiş gibi hissedersiniz. İsimler, konuşmalar, türküler her şey burada nasılsa orada da öyledir”

IŞID FAKTÖRÜ: BİR KATALİZÖR

Birkaç yıl önce bölgeyi kasıp kavuran IŞİD terörünün Irak ve Türkmenler üzerindeki etkilerini de anlatan Oktay Yıldırım, “IŞİD bir katalizördür” dedi.

Yıldırım sözlerine şöyle açıklama getirdi.:

“Amerikan desteği ve Suudi parasıyla kurulan IŞİD aslında bölgenin gerçekliğine dayanmıyor. Selefi akımların temsilcisi, Hollywood prodüksiyonuyla infaz videoları çeken bu korkunç örgüt, ABD tarafından Suriye ve Irak’ı bölmeyi hedefleyen güçleri meşrulaştırmak için yaratıldı. İkinci olarak da bu terör örgütü, bölgede yapılan demografik operasyonlara da zemin hazırladı. Çünkü Amerikalıların kurmayı öngördüğü bölgelerin demografik yapısı kurmak istedikleri devletlere uyumlu değil. Mesela bir Kürt devleti kurmak istiyor. Suriye’den Irak’tan, İran ve Türkiye’den parçalar kopararak bu devleti kurmak istiyor ama buralarda çoğunluk Kürt değil, Arap, Fars, Türk… IŞİD, faaliyet gösterdiği bölgelerden Arapları, Türkmenleri söküp atmaya çalıştı. Sonra sözde IŞİD’le mücadele adı altında bu bölgeler bölücülere devrediliyor.

Böylece IŞİD, ‘sayesinde’ PKK ve Barzani meşrulaştırılmış oluyor. Bu tezin en önemli kanıtı da IŞİD’in Musul’u işgalidir. IŞİD, Musul kapılarına geldiğinde peşmerge bunlara yardım etti. IŞİD Musul kapılarına geldiğinde, Peşmerge bunlarla çatışmadı, hatta Musul’daki askeri birlikler, Musul valisinin emriyle tek mermi atmadan tarifeli uçaklarla bölgeden ayrıldı. Peşmerge, Kerkük’ teki askeri birliğin komutanını makam odasında bacağından vurdu. Peşmergenin IŞİD’lileri otobüslerle gülerek uğurladığı videolar var…

Barzani IŞİD’i ABD’nin hava desteğiyle sözde yendikten sonra Kerkük’e yerleşti. Zaten IŞİD tiyatrosuyla hedeflenen amaç da buydu.

BARZANİ’NİN KERKÜK’E GİRDİĞİNDE YAPTIĞI İLK İŞ

Barzani, 2015’te Kerkük’e girdiği anda tapu dairelerini ele geçirdi ve tapu kayıtlarını yaktı. Sonra büyük bir hızla 850 bin nüfuslu Kerkük’e 1 milyon Kürt nakletti. Bu süreç 2017’ye kadar devam etti. Barzani Musul ve Kerkük’ün demografik yapısını değiştirmeye çalıştı.

Barzani sözde referandum yapıyor, Türkiye’nin güneydoğusunu da içeren sözde Kürdistan haritaları dağıtıyordu. Barzani ne dedi, ‘Yüz yıldır Kürdistan’ı bekliyoruz’ dedi. Bu hayal, Sevr’i canlandırma hayalidir.”

Bilindiği gibi, Barzani’nin 2017’de giriştiği ‘bağımsızlık referandumu’na Türkiye, Irak ve İran beraber müdahale edince Kerkük’ten çıkmak zorunda kaldı. Bu sırada bölgedeki Türkler, Irak Türkmenleri Irak’ın birliğini savundu, anayasayı savundu. Zaten Türkiye ve İran, Barzani’yi yerel kuvvetlere destek vererek durdurdu. Kimdi o yerel kuvvetler; Irak ordusuna bağlı çalışan ve gövdesini Türkmenlerin teşkil ettiği Haşdi Şabi birlikleri…

Yıldırım Türkmenler ve Haşdi Şabi’yle ilgili şunları söyledi:

“Barzani’yi 2017’de yenen Haşdi Şabi olmuştur, Türkmen savaşçılar olmuştur. Haşdi Şabi, Barzani’nin üzerine yürüyünce Barzani, 2003 sınırlarının bile gerisine düşmüştü. Çayı ocakta bırakıp gitmişlerdi. Bu olay, ABD’nin bölgedeki hakimiyetini, Türkiye, İran ve Rusya’ya kaybetmesi demektir.

Bizim basın olaya mezhep penceresinden bakıyor ve çok yanlış yapıyor. Bakın Barzani o gün yenildi, ABD yenildi, işte şimdi geri dönmek istiyorlar…

2017 Türkmenler için bir bahar yılıydı. Ben videolarını da çektim. Bütün sünni, şii halk hep birlikte Dnayal Nebi Camii’nde namaz kıldı Barzani yenildikten sonra.

Danyal Nebi Camii hem Sunniler hem Şiiler için kutsal mekandır. Sembolik bir önemi vardır. Danyal Nebi Camiini Saddam ibadete kapattı, Peşmerge ise bir adım ileri gidip Kerkük Kale’sine Türklerin girmesini yasakladı ve Amerikancı Vali Necmettin Kerimi Irak anayasasını çiğneyerek devlet daireleri ile tarihi Türk sembolü olan Kerkük kalesine IKBY bayrakları astırdı. Hatta Barzani bölgedeki Osmanlı döneminden kalan Türk şehitliğine de saldırmıştı. Şehitlikteki ay yıldızları kazımışlar, taşlarını kırmışlardı.

Şimdi biz bu kafanın bizimle beraber PKK’yla mücadele edeceğini mi düşünüyoruz? Dışişleri Bakanımız IKBY’ye gidip güya bunlarla terörle mücadele konusunda mutabık kaldı ya. Bu Türk düşmanlarıyla beraber PKK’yla mücadele mümkün mü değil. Bu ancak mezhepçi bir yaklaşımla açıklanabilir.”

TÜRK BASINI BARZANİ’Yİ KENDİNE DAHA YAKIN GÖRÜYOR

“Bakın, bizim basın konuya mezhep penceresinden bakınca, bugünkü cepheleşmede de doğru yerde duramıyor. Barzani’yi kendisine daha yakın hissediyor, çünkü Sünni. Hatta Barzani, Nakşibendi tarikatının Halidi kolundandır. Türkiye’deki egemen çevreler bu yüzden kendisini Barzani’yle yan yana konumlandırıyor. Türkmenler bölgede sahipsiz bırakılıyor.

ABD desteğiyle Türkiye’de de Haşdi Şabi şeytanlaştırılmaya çalışılıyor. Ama ABD’yi yani Barzani güçlerini orada Haşdi Şabi yendi.

Ben Haşdi Şabi liderleriyle röportaj yapan belki de ilk gazeteciyim. Adamlar bana ilk IŞİD saldırıları olduğunda dedi ki:

‘Biz Türküz, Türklerden omuz bekledik. IŞİD buraya gelip kadınlarımızı çocuklarımızı kaçırdı ama biz Türkiye’den hiçbir yardım göremedik. Abdullah Gül verdiği sözleri tutmadı, zamanın büyükelçisi bizimle alay etti’

Ve bugün bir mesajları olup olmadığını sorduğumda Neccaroğlu şöyle demişti: “Bir Türk bir yerde ah diyende diğerleri cevap versin’

Erşat Salihi, eski Irak Türkmen Cephesi Başkanı olarak ve parlamentodaki tek Türkmen milletvekili olarak son yaşanan olaylar üzerine ‘Arap basını, Batı basını ve Kürt basını olayları çarpıtarak veriyor. Ama Türk basını nerede’ diye soruyor.”

HAKAN FİDAN’IN ZİYARETİ, BARZANİ’NİN HAMLESİ

Oktay Yıldırım, ilk IŞİD saldırıları başladığında Türkmen direnişine Türkiye tarafından yardım edilmediğini hatırlattıktan sonra, Türkiye’nin Barzani’nin Kerkük’ü ele geçirmesi esnasında da Türkiye’nin bir adım atmadığını söyledi. Ancak 2017 yılında Barzani’nin ‘bağımsızlık referandumu’ sırasında ‘devlet aklı’nın harekete geçip bunu İran ve Rusya’yla birlikte engellediğini belirtti.

Yıldırım, Türkiye’nin dış politikasını da Türkmen politikasını da eleştirdi. “Türk devletinin Türkmen politikası bir devlet politikasıydı ve MGK’nın gözetiminde ama TSK eliyle yürütülüyordu. Çuval olayından sonra Dışişleri tarafından yürütülüyor ve işte bu haldeyiz, Kerkük Türkleri Türkiye nerede diye bağırıyor.” diyen Yıldırım, Hakan Fidan’ın son Irak ziyaretini de değerlendirdi.

İç kamuoyuna yönelik ‘Barzani’yi PKK’ya karşı müttefik edindik’ açıklamalarının çok yanlış olduğunu belirten Yıldırım şöyle dedi:

“Biz bir grup teröristle mi mücadele ediyoruz yoksa bir misyonla mı? Eğer Türkiye’nin bölünmesi misyonuna karşı mücadele ediyorsan Barzani’yi müttefik edinemezsin, olmaz. Eşyanın tabiatına aykırı bir durum bu. Aynı şekilde ABD’ye karşı çıkmadan da bölücü misyonla mücadele edemezsiniz. ‘Biz denge politikası uyguluyoruz’ masallarıyla bu iş yürümez. Astana’da masanın üstünden Rusya ve İran’la konuşuyorsun, masanın altından ABD’yle. ABD, Suriye’nin kuzeyinden Irak’a, İran’a ve Türkiye’ye uzanan bir Kürdistan planını destekliyor. Sen hem Rusya’yla yan yana olayım hem ABD’yle pazarlık yapayım dersen… İşte o zaman geldiğin yer burası olur, Türkmen kayasına çarparsın.”

Yıldırım, ‘Bütün Irak Kürdistanı’nı Türkler kurdu’ dedi. Erbil’deki Sülemaniye’deki bütün inşaat firmalarının Türklere ait olduğunu söyleyen yıldırım sıcak para uğruna mücadele ettiğimiz misyonun yollarını, köprülerini, hava alanlarını yapan ‘Türk iş adamları’ var dedi.

Türkiye’nin mezhepçi bakış açısından sıyrılarak, Ahmet Davutoğlu’nun neo-Osmanlıcı politikalarının kalıntılarından kurtularak, devlet aklıyla hareket etmesi gerektiğini söyleyen Yıldırım, şunları söyledi:

“Bugün Türkiye’nin bölücü teröre karşı mücadelesi aynı zamanda Barzani’ye aynı zamanda YPG/PYD yapılanmasına karşı olmalıdır, ABD’nin projelerine karşı olmalıdır diyor. Yıldırım’a göre, bölücü misyonla mücadele edecekseniz Kerkük’teki Türkmen’i yalnız bırakmayacak ve Barzani’den müttefik çıkarmaya çalışmayacaksınız.

Türkiye’nin Kandil’deki üç beş teröristle mücadelesi, emperyalist destekli bölücülüğü durdurmaya yetmez, bu teröristle mücadeledir, Barzani de, ABD de, PKK da Türk kamuoyunun bununla meşgul edilmesini ister. Oysa bu işin misyonu PYD ve Barzani tarafından yürütülmektedir. PKK artık PYD’dir. Türkiye Barzani’ye karşı Kerkük’teki Türk varlığını güçlü tutmalıdır. PYD’ye karşı da Esad ile iş birliği yapmalıdır. PYD sınırımızda ABD ordusu ile tatbikat yaparken, Esad ile anlaşmamak, Barzani ile petrol anlaşması yapmak ancak stratejik körlükle açıklanabilir”

HAKAN FİDAN’A SORULAR

Hakan Fidan’ın Irak ziyaretinde Barzani ailesiyle yakın görüntüler vermesi ve kamuoyuna yönelik PKK’yla mücadelede Barzani’den destek alınacağına yönelik açıklamaların ardından Barzani’nin Irak’a yürümesi kafalarda soru işaretleri yarattı. Oktay Yıldırım, bu sorumuza şöyle yanıt verdi:

“Ya Hakan Fidan, Türkmenleri korumaya yönelik bir çıkış yaptı Barzani’ye ancak sözünü dinletemedi. Ya da -daha kötüsü- PKK’yla mücadelede ‘destek’ sözü karşılığında Barzani’ye Kerkük’e yürüme müsaadesi verildi.”

Yıldırım’a göre bu yaklaşım terörle mücadele değil, teröristle mücadele. Çünkü bu noktada Türkiye, bölücülüğün misyonunu hedef almış olmuyor. Orada Barzani’nin Kerkük’e yürümesi karşısında sadece ‘kaygılıyız’ açıklamaları yapan bir Türkiye var. Kerkük kendi gücüyle direnerek Barzani’den kurtuldu şimdilik.

Ama şimdilik…

Odatv.com