Bir dönem sağ koluydu… CIA, Gülen’i nasıl angaje etti
Gazeteci Latif Erdoğan, FETÖ terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen’in, CIA tarafından küçük yaşta nasıl eğitildiğini ve Amerikan Kültür Derneği’nde aldığı eğitimle nasıl ajan olduğunu köşesine taşıdı.
Yeni Akit‘te yayınlanan ve Latif Erdoğan‘ın yazdığı “FETÖ elebaşı CIA tarafından nasıl angaje edildi” başlıklı yazının tamamı şöyle:
“Sun Zi, ünlü strateji kitabı Savaş Sanatı’nda beş çeşit casustan bahseder. Yerel casus, düşmanın içindeki casus, taraf değiştirmiş casus, ölü casus ve canlı casus.
Yerel casuslar, düşman toprağı içinde yaşayan yerli kişilerdendir. Düşmanın içindeki casus, düşmanın içindeki kendi memurlarımızdır. Taraf değiştirmiş casus, düşmanın bize çalışan casuslarıdır. Ölü casus, düşmana yanlış bilgi veren, bizim verdiğimiz yanlış bilgiyi düşman casusuna iletendir. Canlı casus, düşmandan doğrudan bilgi getirendir.
Sun Zi’nin MÖ 5. yüzyılda yaptığı bu tasnif casusluk tarihi açısından hâlâ güncelliğini koruyor. Espiyonaj / Kontr- Espiyonaj faaliyetleri söz konusu beş kategoride seyrini devam ettiriyor.
Sun Zi’nin görüş ve düşüncelerini temel referans olarak kullanan emekli CIA ajanı Henry A. Crumpton, İstihbarat Sanatı adlı kitabında CIA’nin casus yapmak istedikleri kişilerde şu temel şartlardan istifade ettiklerini söyler: Para, ideoloji, zorunluluk, ego. Yazar bu dörde beşinci olarak da intikam duygusunu ekler.
FETÖ elebaşı, daha yaşı on altı, on yedi iken, babasının Alvar köyü imamlığından alınışını içine sindiremez. Buna sebep olarak gördüğü Alvarlı Efe hazretlerinin torunu ve kendisinin hocası Sadi Efendiyi, Atatürk’e hakaret etti iftirasıyla karakola şikâyet eder. Bu şikâyet, o günkü şartlarda devletin İstihbaratına adres bırakmak demektir. MAH, bu kullanışlı aparatı görmezden gelmez, kullanabildiği ölçüde kullanır.
Söz konusu zaman diliminde kısaltılmış adı MAH olan istihbarat birimi CIA’nin küçük bir şubesi durumundadır. 22 Temmuz 1965’ten sonra MAH, MİT olmuştur. Buradaki elemanlar Amerika’ya götürülmüş ve orada eğitilmişlerdir. Hatta 1992 yılında Amerika’da bulunduğum sıralarda tanıştığım, Genel Kurmay eski Başkanlarımızdan birinin kuzeni bir Türk işadamı bana, ben, demişti masonum ve eski MİT’çiyim. Amerika’ya yerleşince görevime CIA’de devam ettim. Senelerce, her ay MİT’in maaşını buradan ben götürdüm.
Zaten MİT Müsteşarı Fuat Doğu da aynı manaya gelen ifadelerle, bir zamanlar gazetelere demeçler vermişti…
Bu girizgâhı, FETÖ elebaşının CIA tarafından devralınmasının, angaje edilmesinin hiç de sıra dışı bir olay olmadığını aksine rutin bir işlem olduğunu anlatmak için yaptım.
Şimdi asıl konuya dönelim: FETÖ elebaşı, annesinin bütün karşı çıkmalarına rağmen, on sekiz, on dokuz yaşlarında Edirne’ye gider, yani gönderilir. Orada Amerikan Kültür Derneğinin baş müdavimlerinden olur.
Bir taraftan dünyayı terk adına cami penceresinin içinde yatıp kalktığını söyleyen eleman, nedense gece cami penceresindeki yerine döneceği zamana kadarki hemen hemen bütünün vaktini Amerikan Kültür Derneğinde geçirir.
Bana anlattığı hayat hikâyesinde, öyle ki, der, burada seyrettiğim filimler, belgeseller sayesinde Amerika’yı avucumun içi gibi tanır olmuştum.
Amerika’ya ilk giden FETÖ elemanı Necdet Başaran aylık toplantı için Türkiye’ye gelişinde bana hararetle şunları söyleyecektir: Ne zaman kendisini telefonla arasam, bana neredesin diye sordu, ben bulunduğum yeri söyleyince de orada şu şu yerler vardır, oraları da görmeyi ihmal etme, dedi. Hiç Amerika’ya gitmemiş bir kişinin bunları salt bilgiyle bilmesi mümkün değildir. Bu durum ancak kerametle açıklanabilir… Onun bu sözleri bana yukarıda aktardığım bilgiyi hatırlattı, dediklerine gülüp geçtim.
Sonraki yaşananlardan anlıyoruz ki, FETÖ elebaşı Amerikan Kültür Merkezinde sadece film ve belgesel seyretmemiş; özel eğitime tabi tutularak iyi ve sadık bir CIA ajanı haline getirilmiştir.
FETÖ elebaşı, Edirne’de Yaşar Tunagür’le buluşturulur. Daha sonra birisi Diyanet İşleri Başkan yardımcılığına diğeri İzmir vaizliğine atanır. Yaşar Tunagür’den boşalan Kestanepazarı adıyla bilinen İmam Hatip ve İlahiyata Talebe Yetiştirme Cemiyetinin müdürlüğüne FETÖ elebaşı getirilir.
1971 Muhtırasında danışıklı dövüş altı ay kadar tutuklu kalır. Altı ay sonra CIA devreye girer, Fuat Doğu bizzat İzmir’e gelerek sıkı yönetim savcısı Nurettin Soyer’le görüşür; ve o günkü duruşmada tahliye kararı verilerek serbest bırakılır. Sonrası malum. 15 Temmuz hain darbe girişimine uzanan çizgide yaşanmış elli senelik halka halka ihanetler zinciri…
Konunun dışındayım; fakat okuduklarımdan anlayabildiğim kadarıyla FETÖ elebaşını diğer CIA ajanlarından ayıran özellik, onun hem Sun Zi’nin beş casus çeşidinin bütününe uyumu hem de Henry A. Crumpton’un söylediği angaje işlemlerinde kullanılan beş temel unsura aynen mutavaatıdır. Bu yönüyle de hakkını teslim edelim, FETÖ elebaşı gerçekten çok çok özel bir ajan, bütün bir ümmetin yüz karası denecek ölçekte özel bir haindir. “Keysofiser” lerini kutlarım… “
Odatv.com