“Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için,
Sevgili dostlar
Sevgili Canlar
Biz de bir gönül elçisi Hüseyin Doğan Dede’yi anmaya, onun huzurunda gönüller yapmaya geldik.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum
Bugün Hüseyin Doğan Dede’nin Hakka yürüyüşünün 35. Yıldönümü.
Hüseyin Doğan dedeyi anma etkinliği ile Kırlangıç Köyü’nden Malatya’ya, Türkiye’ye “Bu coğrafyada barış içinde, huzur içinde bir arada yaşamak istiyoruz” mesajı gönderiyorsunuz.
Yetmiş İki Millete bir nazardan bakan anlayışla kimseyi üstün görmeyen, kimseyi geride bırakmayan,
bir elinde aslanı, bir elinde ceylanı kucaklayabilen; Hacı Bektaş-ı Veli’nin “hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız” öğretisini dillendiriyorsunuz.
Bölen değil birleştiren, dışlayan değil kapsayan, kimseyi ötekileştirmeden, farklılıkları zenginlik kabul eden anlayışınızdan dolayı sizleri yürekten kutluyorum.
Hüseyin Doğan Dede’nin hakka yürüyüşünün üzerinden 35 yıl geçti. Alevi-Sünni ayrımı yapmadan ihtiyacı olan herkese ekmeğini pay verebilmiş bir barış elçisi olan Hüseyin Doğan Dede’yi saygıyla anıyorum.
Değerli dostlar;
İnançlarımız, kültürümüz ve geleneklerimiz farklı gibi görünse de özümüze baktığımızda birbirimizden bir farkımız yok.
Derdimiz, yaralarımız, acımız ya da sevinçlerimiz farklı da olabilir fakat hepimiz ülkemizi çok seviyor, birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz.
’Dili, dini, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir”diyoruz.
Bu topraklar dünyaya örnek insanları yetiştirmiş bereketli topraklardır
Avrupa’da Ortaçağ karanlığında insanlar farklılıklarından dolayı cezalandırılırken,bu topraklarda barış hoşgörü hakimdi
Bu nedenle dünyanın örnek aldığı değerlerimiz varken bizim başka bölgelerden değerler transfer etmemize gerek yok.
Bizim başka topraklardan alınacak kültüre ihtiyacımız yok.
Bizim yeni semboller ithal etmemize gerek yok.
Biz Anadoluyuz.
Bu topraklar tüm dünya’ya barış, hoşgörü, kardeşlik tohumları eken dervişler, pirler, tasavvuf düşünürlerini yetiştirmiş.
Bu topraklar, Mevlana’yı, Hacı Bektaş’ı, Hacı Bayram’ı,Ahmet Yesevi’yi, Yunus Emre’yi ,Niyazi Mısri’yi, Hüseyin Doğan Dede’yi yetiştirmiş.
Sadece bu değerler mi ? Elbette HAYIR
Bu topraklar Dünya’nın en büyük askeri dehalarından, en büyük devrimcilerinden, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü yetiştirdi.
Bu topraklar,kendi elleriyle ülkeyi tek partili yaşamdan çok partili yaşama geçiren, hemşehrimiz İsmet İnönü’yü yetiştirdi
Cumhuriyetin kurucuları bizim bir arada eşitçe özgür birey olarak yaşamamızın zeminini hazırladılar
Kardeşçe barış içersinde, kadın erkek eşitçe yaşamamız için Cumhuriyeti kurdular
Biz Laik Cumhuriyet ile yönetilen Dünyadaki ilk ve tek Müslüman ülkeyiz.
Bırakın Ortadoğu’yu Avrupa da bile kadınlar oy kullanamazken, Cumhuriyet, kadınlarımıza 1934’te seçme seçilme hakkı vermiş
Bugün zaman zaman sert eleştirilere uğrasalar da
Cumhuriyet bizim için hava kadar değerlidir.
Laiklik su kadar hayatidir.
Demokrasi olmazsa olmazımızdır.
Ortadoğu’da akan kanı görünce, kardeşin kardeşi boğazlamasını görünce, bugün Kırlangıç Köyü’nde ortaya konulan birliğin değerini çok daha iyi anlıyoruz.
Bizim başka topraklarda ki değerlere ihtiyaç yok. Elimizdeki değerleri korumaya ihtiyacımız var.
Demokrasi, insan hakları, laiklik, eşitlik, çoğulculuk, çok seslilik, hoşgörü bizim vazgeçilmezlerimizdir.
Biz; her rengin, her düşüncenin, her nefesin değerli olduğunu bilenlerdeniz.
İşte tam da bu yüzden fikirlere, inançlara saygı göstermeyenleri, kendisi gibi düşünmeyenleri dışlayanları kabul edemeyiz.
Bu topraklarda ayrım yapmak bize yakışmaz.Bu topraklarda bölmek parçalamak bize yakışmaz
Bu topraklarda kardeşlik, barış, demokrasi ve özgürlük tohumlarını yeniden yeşertmek, çocuklarımıza daha aydınlık ve umut dolu yarınlar bırakmak için çalışacağız çalışmaya devam edeceğiz
Nefrete karşı sevgiyi, savaşa karşı barışı, ayrımcılığa karşı kardeşliği, sömürüye karşı emeği, zalime karşı mazlumu savunmaya devam edeceğiz.
Bizi biz yapan, birliğimizdir.
Bizi biz yapan, zorluklara karşı hep bir arada oluşumuzdur.
Bizi biz yapan kardeşçe yaşamımızdır.
Biz öyle bir milletiz ki, 8 milyar insan içerisinde devasa bir aileyiz. Birbirimize kırılırız, kızarız, darılırız ama aramızdaki köprüleri hiç atmayız.
İşte bu yüzden, günlük çıkarlar için, menfaatler için, bir şeyleri kazanmak için toplumu ayrıştırmaya çalışmak bu ülkeye ve millete yapılacak en büyük kötülüktür.
İnsanlarımızı birbirine düşman etmek, birbirine karşı doldurmak, karşıt fikirlere kinle büyüyen nesiller yetiştirmek, bizlerin genleriyle oynamaktır.
Bu çabaların kazananı olmaz, kaybedeni de Türkiye olur.
Artık yeni bir sayfayı açmanın vakti geldi.
Bunca kavgadan SIKILDIK. Bunca ayrışmaya, bunca bölünmeye artık TAMAM. 80 milyon için büyük bir kucaklaşma vakti geldi.
Bu ülkenin en büyük ihtiyacı, bu toplumun en büyük arzusu HUZUR.
Yollar köprüler yapılır. Ama bir ülkede huzur olmazsa o körpüler de, yollar da boşa yapılır.
O yüzden bunları yapmak kolaydır, gönül köprüsünü kurmak zor olandır.
Edirne’den Hakkari’ye,Samsun’dan Hatay’a, Muğla’dan Artvin’e zarar verilen gönül köprüsünü onarmanın vakti geldi.
Hep birlikte, el ele vererek, göğsümüzün tam ortasından, kalbimizin içinden geçen köprüler kurmaya az kaldı.
Bu duygularla, Hüseyin Doğan Dede’yi bir kez daha saygıyla anıyor, birlik lokmasına emeği geçenlere teşekkür ediyor, tüm katılımcıları selamlıyorum.