Bu yaşanılanlar sürpriz değil
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba beraberinde İl Başkanı Enver Kiraz ile birlikte DEVA Partisi Malatya İl Başkanlığını ziyaret ederek İl Başkanı Onur Güneş ve parti yöneticileriyle bir süre görüşerek, orman yangınlarına ve gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“Sağcısı solcusu herkes gözü yaşlı orman yangınlarını izliyor. Sivil insanlar #helpTurkey diye bir kampanya başlattılar, iktidar nedensiz karşı çıkıyor. Diğer taraftan Türk Hava Kurumu tartışılıyor. THK kayyımı ‘Uçakları kaldırmak için 4 milyon dolar lazım’ diyor. 4 milyon dolar veremeyen devlet, üç uçağa 150 gün için 203 milyon lira para ödeyebiliyor. Saray’ın günlük harcaması 10 milyon liranın üzerinde. Saray’a üç günde harcanan parayla THK’nin 6 uçağı uçabilir hale gelebilir. Kimse sorumluluk almıyor. THK Başkanı ‘ben kayyımım, karışmam’ diyor, Maliye Bakanı sorumluluk almıyor, Tarım ve Orman Bakanı sorumluluk almıyor. Bunun sorumluluğunu da CHP’ye yükleyecekler. Biz ‘bu uçakları CHP’li belediyeler kiralasın, yangınlar söndürülsün’ diye teklif ettik ama kabul etmediler. Şimdi THK’nin yaşattığı kepazeliğin sorumluluğunu kimse üstlenmiyor. Uçaklar hangarda bekliyor. İspanya ve Hırvatistan’dan gelen uçaklar aynı uçaklar. Bizim uçaklara izin verilmiyor. Neden, THK’yi ideolojik olarak yok etmek istiyorlar. Bir tarafta kayyım başkan, diğer tarafta utanma duygusunu kaybetmiş bir Tarım ve Orman Bakanı THK’yi yok ettiler.”
Böyle Tarım ve Orman Bakanını Allah düşmanın başına vermesin
“Hele bir Tarım ve Orman Bakanı var ki, Allah düşmanın başına vermesin diyoruz. Kendinin hiç sorumluluğu yok, herkesin sorumluluğu var. Tarım ve Orman Bakanı. önce tarımı bitirdi, şimdi de ormanları bitiriyor. Bu yangınlar ilk kez karşılaştığımız yangınlar değil. Hatırlarsanız bu yangınlarla geçtiğimiz yıllarda da karşılaştık. Bir kurumu yok pahasına etme pahasına, düşmanca yok etme pahasına ormanların yanmasına göz yumdular, THK uçaklarının hangarda bekletilmesine sebep oldular. Şimdi ne diyor ‘yerleşim yerlerinin korunmasında sorumluluk belediyelerin’. Utanmaz adam, yüzü kızarmaz adam, sanki yangınlar Marmaris’te, Manavgat’ta yerleşim yerlerinde çıkmış gibi, utanmazca açıklamalar yapıyor. Onda biraz utanma varsa, ar varsa, derhal o görevden istifa eder. Sorumluluk onundur, şimdi belediyelere yüklemeye çalışıyor. Buradan bile siyaset çıkartmaya çalışıyor. Yangın nerede çıktı, ormanlarda çıktı. Sanki yerleşim yerlerinde çıkmış da müdahale edilmemiş gibi anlatıyor, tıpkı sahibinin sesi gibi konuşuyor.”
Bir kişiye 13 makam uçağı, 83 milyona ise 3 adet yangın söndürme uçağı düşüyor
“Herkesi hayrete düşüren görüntülerle karşılaşıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı yangın bölgesine gidiyor, yangın bölgesine önce onlarca özel uçakla gidiyor, sonra yüzlerce araçlık konvoyla mitinge gidiyor. Mitingde bir taraftan otobüste, bir taraftan kürsüde milletin üstüne çay atıyor. Aklını yitirmiş durumdalar. Acaba bu bir zaytung’un haberi mi, bir trol haberi mi diye bakıyorsunuz. Ne yazık ki görüntüler gerçek. Bir kişiye 13 makam uçağı varken, 83 milyona ise 3 adet yangın söndürme uçağı düşüyor. Yunanistan’da iki makam uçağı varken 39 adet yangın söndürme uçağı var. Fransa’nın 8 makam uçağı var, 32 adet yangın söndürme uçağı var. İspanya’nın 3 makam uçağı var, 17’si kendilerine ait 57’si kiralık 74 adet yangın söndürme uçağı var. İtalya’nın 8 makam uçağı var, 88 adet yangın söndürme uçağı var. Asrın Lideri bizim fakirin 1150 odalı sarayı, 300 odalı yazlık sarayı, Ahlat’ta kışlık sarayı var. Vahdettin köşkü, Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Huber Köşkü, Yıldız Sarayını kullanıyor. Abdülaziz’in altın varanklı padişah koltuğunda oturuyor. Ama kendimize ait yangın söndürme aracımız 3 adet, onlar da kiralık. Dünyanın en büyük araç üreticisi olan ülkelerden Almanya’nın 9 bin, Japonya’da 10 bin, Fransa’da 8 bin aracı var. Türkiye’de ise 125 bin makam aracı var. Bakın bir tarafta yangın söndürme uçaklarına bakın, diğer taraftan bizim makam araçlarına, özel uçaklarımıza bir bakın.”
Şehit ailesini ayağına getirten Cumhurbaşkanı ne gelenek ne görenek ne inanç bıraktı!
“Bir gencimiz, 25 yaşındaki Şahin Akdemir orman yangınları sönsün diye çabalarken şehit oldu. Cumhurbaşkanı ne yaptı, şehitlerin ailesini taziye için ayağına çağırdı. Ne geleneğimiz ne göreneğimiz kaldı. Bunlara her şey meşru. Bir şehit ailesini ayağına çağırıyorlar. Cumhurbaşkanı gelecek diye bir köye n95 maskeler dağıtıyorlar. Bir de utanmadan insanların kafasına çay fırlatıyorlar. Her şeyiyle yönetilemeyen, savrulan yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.”
TMO alım yapacak mı belli değil
Bir basın mensubunun Toprak Mahsulleri Ofisi’nin kayısı alımı yapmaması ile ilgili sorusunu cevaplandıran Ağbaba, “Maalesef TMO da bir siyasi amaç için kullanılıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi diğer bölgelerde ürün alım fiyatlarını açıklamışsa, Malatya’da da açıklanmalıdır. Bundan sonra açıklamanın ne anlamı olacak bunu da sormak lazım.Kayısı sezonu Haziran ayında başlıyor, Ağustos ayına gelmişiz şimdiye kadar neden açıklamadınız taban fiyatı.Üreticinin ilaç parası var su parası var, elektrik parası var kapısında işçi bekliyor hala fiyatı açıklayamamışsın, neyi bekliyorsun? Acaba köylünün elinde çiftçinin elinde ürün bitsin ondan sonra mı açıklarsın ve neye yarayacak bundan sonra açıklaman onu da sormak lazım. Taban fiyattan vazgeçtik, kayısı alımı yapıp yapmayacaklarını daha açıklamadılar. Geçen sene büyük bir şov ile açıkladılar, birkaç ay sonra alım yaptılar. Toprak Mahsulleri Ofisinin kayısı alması önemlidir. Fiyat teklifi açısından önemlidir, çiftçinin ürünü açısından önemlidir. Alım ile ilgili açıklamaların yapılmasını bekliyoruz” dedi.
Bu yaşanılanlar sürpriz değil
Ağbaba, bir başka basın mensubunun TEDAŞ ile ilgili sorusunu yanıtlarken, “Elektrik kesintileri nedeniyle 35 bin tavuğun telef olduğu söyleniyor, tabi bu rakam ciddi bir rakam. Üreticiye herhangi bir ihbar yapılmadan elektrik kesintisi yapıldığı söyleniyor, eğer bu doğruysa çok ciddi bir ihmal var. Bu durumun değerlendirilmesi lazım. Bu bir milli servet. Haber verilmeden elektrik kesintisinin yapılmasını doğru bulmuyoruz. Maalesef özelleştirilmelerin sonucunu yaşıyoruz. Bakın, haber verilmeden elektriklerin kesilmesi, aboneliklerin iptal edilmesi, yatırım yapılmaması, nerdeyse bir yel esse elektriklerin kesilmesi, bunların hepsinin sebebi TEDAŞ ‘ın özelleştirilmesidir. Önce TEDAŞ özelleştirildi, şimdi iletim kısmı da özelleştirildi. Bu yaşanılanlar bizim için bir sürpriz değil, özelleştirmelerin sonucunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bülten