CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, düzenlediği basın toplantısında ülke ve yerel gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
AĞBABA: ERDOĞAN GELECEK DİYE HALKIN PARASINI ÇARÇUR EDİYORLAR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında ülke ve yerel gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Toplantıda Bakan Nebati’nin yeni ekonomik model için “Acı verici bir şekilde geçeceğini hesaplamıştık” sözlerini eleştiren Ağbaba, AKP’li milletvekillerinin kamunun şekerini firmalar aracılığıyla sattığını ifade etti.
ALTTA KALANIN CANI ÇIKSIN MODELİNDE BİR YIL
Evlere şenlik Bakan Nureddin Nebati yeni ekonomi model için “Bunun biraz acı verici bir şekilde geçeceğini hesaplamıştık” diyor. Kendisi bir itirafta bulunuyor; bile isteye insanları yoksulluğa, işsizliğe, yüksek enflasyona, iflasa sürükledik diyor. Kendimizi bile ikna edemediğimiz bu modele milyonarca vatandaş ikna olmuyorsa, acı çeksin, bedel ödesin, altta kalanın canı çıksın dedik diyor. Bu modelin adı altta kalanın canı çıksın modelidir. Bu açlık ve yoksulluk modelinde son bir yılda ne oldu; Enflasyon yüzde 83,45 ile son 24 yılın zirvesine çıktı. 2021 Eylül’ünden bugüne esnaf sicili gazetesi verilerine göre 115 bin 587 esnaf iflas etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz” dedi dış ticaret açığımız geçen yılın ilk 9 ayına göre yüzde 158 artış 83,8 milyar dolar oldu. İşsizlik maaşına başvuranların sayısı yine son bir yılda 1 milyon 636 bin kişi arttı. Geçen yılın Eylül ayında 3 bin 49 TL olan açlık sınırı, bu yılın Eylül ayında 7.245 TL ‘ye yükseldi. Yani bu ucube modelin uygulanmaya başlamasından aradan geçen bir yılda açlık sınırı yüzde 137 arttı.”
ERDOĞAN’DA CİNSİYETÇİLİK, IRKÇILIK NE ARARSAN VAR
İktidar kanadında her gün yeni bir akıl tutulmasıyla karşılaşıyoruz.
CHP’den seçilip iki partiye geçen ve bu süreçte 11 parti ile görüşen bir vekile geçtiğimiz gün Erdoğan rozetini taktı. Bu utanmaz vekile Erdoğan çocuk sayısını soruyor, az bulunca, “Eşinin kariyeri çocuk doğurmak, sayıları artırmak lazım. Bak PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var” diyor. Allah kimseyi şu duruma düşürmesin. Bir insanın ağzından çıkan her sözde karanlık, cehalet, yobazlık olur mu, Erdoğan’sa olur! Bu cinsiyetçilikten çok daha kötüsü, Erdoğan açıkça ırkçılık yapıyor. Erdoğan burada açıkça Kürt halkını kastediyor. Kafasında terörle özdeşleştirmiş, kafasında çok sayıda doğumla eşleştirmiş. Saf, katıksız ırkçılık yapıyor. Aldığı nefes, duruşu, ağzından çıkan her kelimede kötülük var. Madem PKK’lıların 10-15 çocuğu var. Hani Soylu’ya göre 100 tane PKK’lı kalmamış mıydı? Terör sorununu Kürtlerle ilişkilendiriyor. Başka bir ülkede terör örgütüyle tanımlanan, işaret edilen, tarif edilen bir halk olabilir mi? Bu ırkçılığı başka bir ülkede yapsanız yargılanırsınız. Bizde Erdoğan olunca cezai ehliyeti olmuyor, istediğini söylüyor. Kürt halkı da gerekeni söyleyecek.
ERDOĞAN GELECEK DİYE HALKIN PARASINI ÇARÇUR EDİYORLAR
Ağbaba toplantıda şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan yarın Malatya’ya geliyor. Umarız Cumhurbaşkanı olarak son gelişi olur. Toplu açılış yapacakmış, billboardlar kapatılmış, yer gök afişle doldurulmuş. Kendi ceplerinden bu harcamaları yapıyorlarsa bir şey demeyiz ama Malatyalının cebinden yapıyorlarsa o para zehir zıkkım olsun. Bunun adı hırsızlıktır. Malatya Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere milletin parasını çarçur ediyorlar. Organize sanayideki fabrikaları kapatıp işçileri bile açılışa getireceklerini duyuyoruz. Valilik belediyeden araç istiyor. Gelen AKP Genel Başkanı, taraflı bir kişi. Bu kadar teyakkuz doğru mudur? Valilik belediye başkanıyla toplantı yapıyor, toplantıyı AKP Milletvekili Öznur Çalık yönetiyor. Bu vekil senin amirin mi Sayın Vali? Bütün vekilleri ceplerinden para harcamayıp Malatyalının parasını yiyor. Öyle değilse çıkarın faturaları? 50 metrede bir yollara kocaman totem koymuşlar. Gözümüz üzerinizde olacak. Umarım Erdoğan bu sefer de “abartma” deyip millete çay fırlatmaz.”
ERDOĞAN “ARSLANTEPE HÖYÜĞÜNÜ DE BİZ YAPTIK” DİYEBİLİR
“Erdoğan danışmanlarının gazabına uğramasın, biz yapacağı miting öncesi kendisini uyaralım, Nemrut Dağındaki heykeller Kommagene kralı tarafından MÖ 62 yılında yaptırılmıştır. Arslantepe Milattan Önce 5500 yıllarından itibaren yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Battalgazi’deki Silahtar Mustafa Paşa Kervansaray’ı 1637 tarihinde IV. Murat’ın silahtarı Bosnalı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. İnönü Üniversitesi 1975 yılında kurulmuştur. Kuzey çevreyolu 2019 yılında bitirilecekti, 2022 yılında yarısı bitirilebildi. Yoncalı Barajı 26 yıldır bitirilemedi. Erkenek ve Söğüt göletleri halen su tutmuyor. Siz siz olun bu konulara girmeyin, yoksa mitingin hemen ardından sosyal medyada “biz yaptık, biz açtık” dediğiniz yerlerin sizden yıllar önce açıldığı belgeleniyor. Olan size oluyor. Erdoğan’ın Malatya’ya gelişini nereden anlıyoruz? Yamalı yolların yapılmasından, solan çiçeklerin yenilenmesinden, sokaklara kadar her yerin yıkanmasından ve tüm billboard, totem, üst geçitlerde yer alan hoş geldiniz reklamlarından anlıyoruz. Bir taraftan israf israf deyip tasarruf genelgeleri yayınlayıp, diğer taraftan binlerce lira harcayarak tüm şehri Erdoğan ile donatmak nedir? Selahattin Başkan 300 billboard varsa hepsine aynı çalışmayı yapmak niye? Erdoğan’dan aferin mi alacaksınız? Halkın parasının bu kadar har vurup harman savrulmasını kabul etmiyoruz.”
ŞEKER TANZİM SATIŞ MAĞAZASINDA KİMİN ŞEKERİ SATILIYOR?
Dün Ankara’da TÜRKŞEKER’in önünde halkı şekere muhtaç hale getiren AKP hükümetini protesto ettik. Özelleştirme adı altında halkın fabrikalarını peşkeş çekenlerin, 1 yılda şekere yüzde 400 zam gelmesine sebep olduklarını, böyle giderse kilosu 50 liraya dahi şeker alamayacağımızı, ülkeyi şekere muhtaç hale getireceklerini haykırdık. Malatya Şeker Fabrikasının Alparslan Türkeş Bulvarı üzerindeki kapı girişinde geçtiğimiz yıl açılışı yapılan satış mağazası ile ilgili olarak Şeker İş Sendikası Şube Başkanı Nuri Murat, Malatya Şeker Fabrikasında bir satış noktası olsun diye uğraştıklarını, genel müdürlüğün prefabrik bir yapı oluşturarak vatandaşa satış yapmaya başladığını, ancak o satış noktasının Malatya Şeker Fabrikası ile ve Türk Şeker ile uzaktan, yakından hiçbir alakası olmadığını, şekeri kendilerinin vermediğini, kimden şeker alındığını bilmediğini söyledi.Yani bazı siyasetçilerin öve öve bitiremediği, reklam üstüne reklam yaptığı, ardından AKP Akçadağ gençlik kolları başkanını orada istihdam ettiği şeker satış mağazasının şekerini kimin verdiği bilinmiyor. Skandal demek bile yanında sönük kalır. Şeker Fabrikası yanında nereden geldiği belli olmayan şeker satılıyor. Bu konuyu bilse bilse Malatya şekerinin dağıtıcısı milletvekili bilir. Çıkıp açıklama yapmasını bekliyoruz. Öznur hanım satış mağazası açar, ürünlerin geldiği yer belirsiz, Hakan Bey dağıtım işi yapar, dağıtım işini nasıl aldığı belirsiz. Dün 10 fabrikanın satışını konuştuk, bugün satışına engel olduğumuz Malatya Şeker Fabrikasının içinde bulunduğu acı durumu.
KANTİN ESNAFINA YÜZDE 60 KİRA ARTIŞI YAPILIYOR
Kantin esnafları isyanda. Pandemi döneminde yaşadıklarını bir kendileri bir Allah biliyor. Pandemide batmayıp bugüne kadar gelebilenler bu kez fahiş kira artışları karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Kantin kira artışları Milli Eğitim Bakanlığının yayımlamış olduğu Okul Aile Birliği Yönetmeliği gereği TÜFE oranının 12 aylık ortalamasına göre yenileniyor. TÜFE değişim oranları Eylül ayında yüzde 59,61 oldu. Enflasyonun yüksek olmasından dolayı mevcut kantin kira sözleşmeleri YÜZDE 60 oranda artırılarak yenileniyor. Malatya’da 220 okul kantin kiracısı ve Türkiye geneli 30 binin üzerinde kantin işletmecisi var. Şimdi kantin işleten esnaflar yüzde 60 kira artışı karşısında perişan haldeler. Şahısların ev kiraları ile özel kurumların işyeri kiraları yüzde 25 ile sabit tutulurken, devletin kendi kiracılarından yüzde 60 kira artışı istemesi vicdansızlıktır. Kantin kiraları da tıpkı özel kurumlar gibi %25 artışla sabit tutulmalıdır. Mağdur olan esnafın sorunlarına çözüm bulunmalıdır.
36 İŞÇİNİN HAKLI MÜCADELESİ
Malatya İnönü Üniversitesi’nde çalışan 4D’li 36 eski işçi var. Maaşları, sosyal tesislerin bütçesinden ödeniyor. Restoran, otel, yüzme havuzu gibi yerlerin gelirlerinden maaş alıyorlar. İşler düşük olunca ister istemez ödemelerde sıkıntılar yaşanıyor. 36 işçinin genel bütçeye bağlanması, maaş ve sosyal hakların genel bütçeden karşılanmasını talep ediyoruz. Emeği ile geçinmeye çalışan işçilerin gelecek kaygısı yaşaması engellenmesi, bu ayıbın ortadan kaldırılması gerekiyor. Üniversitemiz tarafından gerekli girişimler yapılmış olmasına rağmen henüz bir sonuç alınamamıştır. Bu konuyla ilgili Maliye Bakanlığından duyarlılık bekliyoruz.