29.11.2024 -Türkiye Son Habercilikte Son

Çocuklarda Öğrenme Güçlüğü

Çocuklarda Öğrenme Güçlüğü

Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Psikiyatri Ana Bilim Dalından Uzman Psikolog Uygar SALMAN, çocuklarda öğrenme güçlüğü nedenleri, etkileri ve ailenin çocuğa nasıl davranması gerektiği konusunda açıklama yaptı.

Öğrenme güçlüğü nedir?

Ülkemizde Özel Öğrenme Güçlüğü yaşayan çocuk sayısı oldukça fazladır. Özel Öğrenme Güçlüğü, eğitimciler ve aileler tarafından yeterince bilinmediğinden bu özellikteki çocuklar, gerek okul içinde gerekse aile ve çevre içinde pek çok zorlukla karşılaşmaktadırlar.

Zekası normal ya da normal üstü olan, herhangi bir duyusal, nörolojik, fiziksel, ruhsal ve kültürel özrü olmayan okuma – yazma, matematik, kendini ifade etme, düşünme, zaman ve mekan da yönelme alanlarından biri veya birkaçında yetersizliğe yol açan bir bozukluktur, Disleksi.

Öğrenme güçlüğü genel anlamda normalde günlük hayatta kullandığımız bir konuyu bir olayı kavramayla ilgili bir sıkıntıdır. Genel anlamda böyle bir anlaşılırlığı var ama öğrenme güçlüğü bozukluğu daha spesifik bir alan ve daha çok akademik başarıda, okul başarısında daha doğrusu başarısızlığıyla alakalı bir bozukluktur. Burada ifade etmeye çalıştığım yani “öğrenme güçlüğü” dediğimiz alan, çocuğun daha çok akademik başarısını etkileyen spesifik bozukluk. Kimi çocuk okumada, kimisi yazmada, kimisi matematiksel işlemlerde bazı sıkıntılar yaşıyorlar.

Öğrenme güçlüğü nedenleri nelerdir?

Uzman psikolog Uygar SALMAN “Öğrenme güçlüğü ile bu alanda birçok çalışmalar yapılmış, bir tek nedene bağlayamayız. Bu alanla ilgili sorunları, genetik kökenli olduğu ifade edenler, daha çok kalıtsal olabildiğinden bahsederler var. Onla beraber nörolojik olduğunu, çevresel faktörlerde etkili olduğunu söyleyenler var, ama genel olarak tam net bir bilgi yoktur. Şu var beynin nörolojik bir problem olduğu konusunda birçok bilim insanı mutabakat yapmış durumda. Beynin bir bölümünde uyarılmayla ilgili bir problem olduğu düşünülüyor’’. Diye açıkladı.

Öğrenme güçlüğü etkileri nelerdir?

SALMAN “Öğrenme güçlüğü yasayan bir çocuk genelde akademik başarısızlığıyla sonuçlanan bir eğitim hayatı olur. Genelde bu tarz özel durumlu çocuklarımız okuma ve yazmayla ilgili sorunlar yaşadığı ve eğitim sürecinde de değerlendirmeler genellikle yazılı ve test sınavlarıyla olmaktadır. Çocuklarda okuma veya yazma ilgili sıkıntı yaşadığı için, bildiği soruyu ya da yapabileceği soruları bile bu şekilde cevaplandırmıyor ve yapamıyor. Bu yüzden sistem ya da öğretmen çocuğun konuyu bilip, bilmediğini değerlendiremiyor. Bu şekilde olunca kişi akademik hayatında hiçbir şekilde başarılı olamamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığının yeni müfredatında öğrenme güçlüğü çeken çocuklarımızla alakalı olumlu değişikler yapılmıştır. Mili Eğitim okullarında eğitim alıyorsa, onlara uygun eğitim programı ve sınavlar geliştirilmeye başlandı. Tabi bu durum yeni yeni uygulanmaya başlandı. Bundan önce böyle sorunları olan çocuklar adeta harcandılar. Eğitim sürecinden olumsuz bir şekilde etkilendiler’’. Diye ifade etti.

Öğrenme güçlüğünü nasıl anlayabiliriz?

SALMAN “Anlayabilmemiz için okul öncesi ve sonrası bizim için çok önemlidir. Okul öncesi dönemde öğrenme güçlüğü olan çocuklarda yön kavramıyla ilgili sıkıntı olabiliyor, ayakkabılarını ters giyebiliyorlar. Pantolon ve benzeri kıyafetleri tam olarak giyemeyebiliyorlar. Arkadaş uyumları biraz farklı olabiliyor. Çünkü kendileri ait çok spesifik alanları oluyor. Arkadaşlarına çok uyum sağlayamıyor ve grup oyunlarını çok fazla yönetemiyor. Gruplarla çok fazla anlaşamıyor. Özellikle erkek çocuklarında yön ve motor alanında sıkıntıları olduğu için, topa vurmaları diğer çocuklar gibi olmuyor. Genellikle çocukta öğrenme güçlüğü varsa okula başladıktan sonra anlaşılabiliyor. Özellikle ikinci sınıftan sonrası bizim için çok önemlidir. Birinci sınıfta çok belli olmuyor. Çünkü harfleri yazarken çok fazla eğitim alanında bir uyaran almadığı için çocuk, yapamamasının nedeni yeni tanışması mı yoksa öğrenme güçlüğüyle alakalı bir şey mi anlamak çok zordur. Daha çok ikinci sınıfta anlaşılmaya başlıyor’’ dedi.

Aileler öğrenme güçlüğü olan çocuklara nasıl davranmalı?

SALMAN “İlk önce çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanlarından destek alarak sürece başlamalarını öneriyoruz. Bu süreçte ailenin çok bilgili olması ve aile yönlendirme konusunda bilgilenmesi gerekir. Aileler sosyal medyadan ya da alana çok uzak kişilerden destek alırsa, bu sürecin aile ve çocuğa zararı olacaktır. Çocuklarımızın kapasiteleri çok farklı, aileleri ve çocuklarımızı bu sürece bazı görsel materyallerle yani “film ve kitap” önererek alıştırmaya çalışıyoruz. Aileler ister istemez çocuklarının en iyi öğrenci olmalarını istiyorlar. Bütün ailelerimiz gibi. Ailelere çocuklarının kapasiteleri hakkında kabullenmelerini sağlarsak, süreci

daha iyi yönetebiliyoruz. Bu çocuklar özel farklı spesifik alanları olabilir. Bumların zihinsel süreçlerinde bir sıkıntı yoktur. Sadece bakış açıları ile ilgili sorunları var. Aileler çocuklarının farkında olmalı bu zihinsel süreçte bir sorun olmadığı tamamıyla eğitsel destekle ve tıbbı destekle üstesinde gelebileceğinin farkında olmalılar. Beklentilerini ona göre belirlemeliler. Bu tarz özel durumlu çocuklar okulda başarıları da olumsuz bir şekilde etkileniyor. Çocukların üzerlerine gidince çocuklar tamamen eğitimden uzaklaşabiliyor. Bu anlamda ailelerimizden beklentilerini ayarlayıp ve çocuklarına ona uygun bir yaklaşım tarzıyla destek olmalarını istemekteyiz. Çocuklarıyla güzel zaman geçirebilirler. Çocukların ilgi ve alakalarına göre beraber zaman geçirebilirler. Bu tarz özel çocuklarımız daha çok somut şeyleri anlayabilirler. Yoğun bir süreç, ailede bu süreçte bir erişkin psikiyatrisinden de yardım alabilir. Genel olarak hastanemizde sunulan tedaviyle olumlu neticeler alabiliyoruz’’ dedi.

Öğrenme güçlüğü olan çocuğa nasıl tedavi yöntemi izlenmeli?

Son olarak öğrenme güçlüğü olan çocuklarının nasıl tedavi yöntemi izledikleri hakkında bilgi veren SALMAN “Öğrenme güçlüğü tanısı koyulduğunda bazen hiperaktivite, dikkat eksikliği bozuklukları da eşlik edebiliyor. Psikiyatri doktorlarımız bu alanla ilgili gerekli ilaç desteğini sunuyorlar. Çocuğun bir şekilde dürtülerini azaltmaya çalışıyorlar. Onla beraber eğitsel destekle devreye giriyor. Hastanemizde bu alanla ilgili çalışmalarımız oluyor. Grup terapilerimiz oluyor. Bu grup tedavileri 10 ya da 11 hafta sürüyor, her hafta değişik uygulamalarımız var. İçerikleri çeşitli ulusal yayınlarla ve çeşitli tedavi yöntemleriyle destekliyoruz. Psikodrama ve diğer grup tedavilerinde uyguladığımız ısınma oyunlarıyla destekliyoruz. Bununla beraber çocuğun akademik başarısını arttıracak faaliyetlerde her hafta bu modül içerisinde uyguluyoruz. Keyifli zamanlar geçiriyorlar, hem eğlenip hem öğreniyorlar, bu süreçte başarılı oldukları alanları bulmaya çalışıp, aileyi başarılı bu alanları daha iyi yönettirmeye çalışıyoruz. Arada film gösterimi, gezi ya da hep beraber değişik aktivitelerimiz yada farklı yarışlarımız da oluyor. Bu tarz uygulamalarla süreç daha olumlu ilerliyor ve çocuklarımız daha motive oluyorlar. Ufak tefek etkinliklerde mutlu oluyorlar ve başarılarını olumlu yönde çok etkiliyor. Ailelere, çocuklarına nasıl davranması gerektiği konusunda da eğitimler veriyoruz. 11 hafta sonunda çocuklarımızı ilerlemeleri yada olumlu yönde değişmelerini beklediğimiz bazı hedeflerimiz oluyor ve genellikle hedeflerimize ulaşabiliyoruz. Ayrıca ailenin ve çocuğun motivasyonu, devamlılığı tedavi sürecinde etken faktörler. Genel olarak bu sürece giren çocuklarımızda çok önemli ilerlemeler kaydediyoruz. Çocuğun hayatı boyunca bu spesifik durumu tamamen kaybolmayabiliyor fakat günlük yaşam kalitesinin ve işlevselliğinin de gözle görülür oranda değiştiğini görebiliyoruz’’diyerek sözlerini noktaladı.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.