DEVLETE İTAAT—CUMANIZ MÜBAREK OLSUN
Emirinizin beğenmediğiniz işlerine sabredin! Çünkü cemaatten bir karış ayrılan [itaatsizlik eden, fitne çıkaran] cahiliyye ölümü ile [imansız] ölmüş olur.) [Buhari] ***(Malını zorla alsa da emirin sözünü dinle ve ona itaat et!) [Buhari] ***(Müslüman, hoşuna gitmese de, emirin sözünü dinler ve ona itaat eder. Emir, günah olan bir şeyi emrederse, o emri dinlemek gerekmez.) [Buhari] ***(Sultan, yeryüzünde Allah’ın gölgesidir. [Onun emirlerini tatbik eden kimsedir]
Ona ikram eden ikram görür, ona ihanet eden de ihanete maruz kalır.) [Taberani] ***(Emirine isyan edenin sevaplarının tamamı gider.) [Beyheki] ***(Başı siyah Habeşli bir köle olsa da, emirinize itaat edin!) [Buhari] ***(Elleri kesik, sakat bir köle olsa da, emirinize itaat edin!) [Müslim] ~Müslümanın emiri kâfir olabilir. Mesela hadis-i şerifte, (Emir sana “Ya Müslümanlığı bırak veya öldürürüm” dese, Müslümanlığı bırakma, boynunu uzat) buyuruldu. (Hakim) [Müslüman olan emir, Müslümanlığı bırak demez,, Burada emir-sultan denilmesinin sebebi zamanın yönetim biçimleri genelde sultanlık-emirlik-padişahlık,,olduğundandır,,ama anlaşılması gereken yöneticlere itaat’tir,,çünkü yöneticiler devleti temsil eder devlette değerlerimizi rahatça yaşadığımız kurum-yetki-otoritedir..
Osmanlı zamanında her Müslüman’ın başucu kitabı olan Cennet Yolu İlmihali’nde şöyle yazıyor: Ehl-i sünnet olmanın on alameti vardır: 1- Cemaate devam etmek, 2- İtikadı bozuk olduğu bilinmeyen her imama uymak, 3- Mest üzerine meshi caiz görmek, 4- Sahabenin hiçbirine kötü söz söylememek, 5- Devlete, sultana isyan etmemek, 6- Dinde haksız olarak münakaşa etmemek, 7- Dinde, şüphe etmemek, 8- Hayrın ve şerrin, Allahü teâlâdan olduğunu bilmek, 9- İtikadı bozuk olduğu bilinmeyen Ehl-i kıbleye kâfir dememek. 10- Dört halifeyi diğer sahabeden üstün bilmek. (Miftah-ül cennet) Demek ki Ehl-i sünnet olmak için bu on vasfa haiz olmak gerekiyor. Onlardan biri de devlete isyan etmemektir. Diğer ilmihallerde olmaması bir eksikliktir.
(Kâfir olan devlete de isyan edilmez mi, kâfir devlete isyan cihad değil mi?) diye soranlar da çok oluyor. Cihad, isyan ve çapulculuk demek değildir. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan cihad, başka ülkelerdeki düşman olan kâfirlerle, devlet olarak savaşmak demektir. Korsan gösteriler yapmak, cihad diye bağırmak cihad olmaz, fitne ve çapulculuk olur. Dinimize zarar verir. İki hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kıyamet yaklaştıkça, fitneler çoğalır. Gece başlarken karanlığın artması gibi olur. Sabah evinden mümin olarak çıkan çok kimse, akşam kâfir olarak döner. Akşam müminken, gece imanları gider. Böyle zamanlarda, eve kapanmak fitneye karışmaktan iyidir. Kenarda kalan, ileri atılandan iyidir. O gün oklarınızı kırın, silahlarınızı bırakın! Herkesi tatlı dille, güler yüzle karşılayın!) [Ebu Davud] (Bozuk bir işi düzeltemediğiniz zaman, sabredin! Allahü teâlâ onu düzeltir.) [Beyheki] Bu hadis-i şerifler, kanunlara karşı gelmeyi, ihtilal yapmayı değil, meşru yollardan nasihat verip sabretmeyi emretmektedir. Müslümanlar ihtilal yapmaz, ama zulme, haksızlığa da teslim olmaz. Meşru yollardan hakkını arar. Hükümetin meşru emirlerine uyulur.
Hiç kimsenin haram olan emirleri yapılmazsa da, isyan da edilmez. Fitne çıkarılmaz. Zâlimlere karşı gelmemeli, onlarla tartışmamalı! Mesela, namaz kılmamak en büyük günahlardandır. Âmir, müdür, kâfir ve zâlim olup, emri altında olana (Namaz kılma) derse, senin yanında kılmam demeyi düşünerek, peki demeli, çünkü fitne çıkarmak, yani Müslümanların ezilmelerine sebep olmak haramdır. O zâlimin yanından ayrılınca, namazı hemen kılmalıdır. Kuvvete karşı gelmek, devlete karşı isyan etmek ahmaklıktır. Kendini tehlikeye atmak olur. Bu ise, haramdır. Tarihte öyle ahmaklar çıkmış ki, fitneye sebep olan yazı ve sözlerinden dolayı kendi kellelerini kaptırdıkları gibi, on binlerce Müslümanın kanının dökülmesine sebep olmuşlardır.
Kâfirlerin Müslümanlara karşı daha şiddetli hareket etmelerine sebep olmuşlardır. -Hele Müslüman bir ülkede milletin parasıyla alınan uçağı-tankı-silahı alıp sokağa çıkmak bu silahları sivil insanlara doğrultmak,onları katletmek,düzeni bozmak,,bir müslümanın yapacağı iş değildir..Müslüman yaşam şeklini kur’an-ı kerim ve sünnet-i senniyeden almış rahmet-merhamet insanıdır,,işte o iki referans müslümana “cana kıyamazsın!” Demişken kendi canlarına haksız olarak kıyamaz,,vesselam 15 temmuzda yapılan darbe girişimi bir müslümanın yapacağı iş değildir.Rabbim birliğimize-devletimize kast edenlere fırsat vermesin,Rabbim iç ve dış hainleri ıslah eylesin.olmazlarsa kahr-ü perişan eylesin..Selam-saygı ve dua ile gecemiz ve cumamız mübarek olsun.
FERHAT POLAT