Veli Ağbaba Mecliste Malatya kayısısı ve deprem konutları hakkında basın toplantısı yaptı.
Değerli basın mensupları,
Ben ‘Güneşin altın yumurtası’ da denilen kayısının memleketi Malatya’nın milletvekiliyim.
Milletvekili olduğum günden beri Malatya kayısısı için konuşuyorum. Üreticinin çiftçinin dertlerini sorunlarını meclise taşımaya çalışıyorum.
Maalesef Dünya’da çok önemli bir yere ve değere sahip kayısımız bu ülkede yönetenler tarafından hakettiği değeri görmüyor.
Bu konuda da sesi çıkan Malatya’ya sahip çıkmaya çalışan bir tek benim.
Kayısı üreticisi çok zor yıllar geçirdi ama sanırım şimdiki kadar zor bir yıl yıl hiç yaşamadı.
Malatya depremde de kayısı üretiminde de sahipsiz bırakıldı.
Bu yıl da kayısı hasatı yapıldı.
Kayısı Malatya’da 50 bin ailenin geçim kaynağı. Dolaylı olarak da 250 bin kişiyi ilgilendiriyor.
Dünya’da çok önemli bir yere sahip.
Malatya tek başına dünya kuru kayısı üretiminde yaklaşık %70′ lik bir paya sahip.
Geçen yıl da deprem kenti yerle bir etmişti.
Kentin toparlanacağı en önemli değeri bir kayısı var.
Bu yıl da kayısı maalesef değerinin çok çok altında fiyatla satılıyor.
İğneden ipliğe her şeye zam gelirken, Malatya kayısısı maalesef değer kaybediyor. Gübresidir, ilacıdır, kükürtüdür, mazotudur, sulamasıdır. Onlarca kalem maliyeti olan kayısı değerini bulamıyor.
Üretici geçen yıl dalında yaş kayısıya 50 liraya alıcı bulurken, bu yıl yaş kayısı 20 liraya kadar düştü.
Kuru kayısı çok daha vahim.
Geçen yıl sarı kayısı 200 TL, gün kurusu kayısı 280 TL’den alıcı buluyordu. Bu yıl pazarda 110- 120 TL arasında alıcı buluyor.
Hatta pazarda 80’lere kadar düşüyor.
TÜİK’in yüzde 71 enflasyonuyla bile hesap yapılsa sarı kayısı en az 340 Lira , Gün kurusu kayısı 480 lira olması gerekiyordu.
Geçen yıl mazotun litresi 19 TL’ydi, bu yıl 46 TL
Geçen yıl işçi yevmiyesi 450 TL’ydi, bu yıl ovada 850 dağda 1000 TL’ye kadar çıkmış durumda.
Geçen yıl gübrenin torbası 550 liraydı, bu yıl 1.100 TL
Geçen yıl bir ton çiçek ilacı 400 liraydı, bu yıl 1000 TL.
Kayısı üretim maliyeti geçen yıldan buyana 2,5 katına çıkmış durumda. Ama kayısı fiyatı geçen yıla göre yarı fiyatına geriledi.
Geçen yıl 1 kilo kayısıyla 10 litre mazot alınırken bu yıl 1 kilo kayısıyla 2 litre mazot alınabiliyor;
Geçen yıl 10 kilo kayısıyla 5 ton çiçek ilacı alınırken bu yıl 10 kilo kayısıyla 1 ton ilaç alınabiliyor.
Geçen yıl 10 kilo kayısıyla 5 torba gübre alınırken bu yıl 10 kilo kayısıyla 1 torba gübre alınıyor.
Depremden zarar görmüş Malatya’da insanları şehirde tutan en önemli şeylerden biri kayısı.
Kayısıyla ilgili tedbirleri almak lazım yoksa sadece Türkiye’de değil Dünya’da bir değer olan Malatya kayısısı bitecek!
Kayısı çiftçisi maliyetini bile kurtaramayacak noktaya geldi.
Her yıl yüzlerce çiftçi üretimden vazgeçiyor.
Maatya kayısısı Dünya’da tescilli bir ürün. Ülkemizde maalesef değerini bulamıyor ama Dünya pazarında kıymetli bir ürün.
Devlet böylesi önemli bir ürünü desteklemezse sadece Malatya kaybetmeyecek, sadece Türkiye de kaybetmeyecek, Dünya’da prestijimiz ve ticari getirisi yüksek bir ürünümüz yok olacak!
Çiftçi zor durumda peki ihracatçı farklı mı hayır.
Bakın kayısı dolar bazında dünyada değerli bir ürün.
Ancak ihracatçının da eli kolu bağlandı. Öyle bir çıkmaza sürüklendi ki içinden çıkamıyor.
Kur çok uzun süredir sabit gidiyor.
TL bazında kayısının getirisi sabit kaldı.
Ama maliyetler çok arttı. Dolayısıyla kar marjı neredeyse sıfırlanacak noktaya gidiyor.
Bu üretim maliyetleriyle ihracatçıların da para kazanması mümkün değil!
Bu hem itibar hem çok ciddi bir ekonomik kayıp!
Toprak Mahsulleri Ofisi eğer bugün üstüne düşeni yapmayacaksa ne işe yarar soruyorum.
Çiftçi’nin zor gününde yanında olmayacaksa kapatın TMO’yu!
En son 2020 yılında TMO alım yaptı. 3 yıldır deprem geçirdik, defalarca don, dolu, sel birçok tabii afet geçirdik. Enflasyonla beraber maliyetler 3 yıldır 5 katına çıktı. Ama TMO alım yapmıyor.
Bu kadar stratejik bir ürünün yokolmasını göz göre göre seyrediyor!
Yetkililere sesleniyorum: Kapatın TMO’yu eğer bugün bir işe yaramayacaksa boş yere bu kuruma israf yapmayın kapatın!
Deprem-Yerinde dönüşüm -Kalıcı Konutlar
6 Şubat depreminden bu yana 18 ay geçti ama maalesef 1 yılda yapılacağı söz verilen işlerin %10’u bile yapılmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye genelinde Toplamda 650 bin deprem konutu yapılacağını söylemişti. Bunun 319 bininin de 1 yılda teslim edileceğini ifade etmişti. Ancak depremin 1. Yılında deprem bölgelerinde 41 bin deprem konutu yapıldı.
Söz verilip tamamlanamayan konut sayısı: 273 bin.
Malatya genelinde 103 bin konut yapılacağı açıklandı. (TOKİ Çok katlı: 78 Bin + Köy evi: 25 bin)
Yapım sözü verilen 78 Bin çok katlı TOKİ konutlarından ihalesi yapılan konut sayısı :14 Bin 636
Yapım sözü verilen 25 bin köy evinden 7 bin 600’ünün ihalesi yapıldı.
Halen merkez ve ilçe 24 bin 747 adet konteynerde 86 bin 278 kişi yaşıyor.
İl genelinde kurulan konteyner kent sayısı 74. Konteyner geçici konaklama merkezlerinde 32 bin 279 aile 117 bin 183 kişi barınıyor.
Malatya’da 6 Şubat sonrası rezerv alanı ilan edilen 44 bölgeden 4 bölgede inşa çalışmaları başlarken 6 bölgenin ise ihalesi yapıldı.
Ancak rezerv alan konusu soru işaretleriyle dolu.
Binlerce yurttaş ne yapılacağını, nasıl yapılacağını, ev ve işyerlerinin akıbetinin ne olacağını bilmiyor. Hiçbir açıklama yapılmıyor.
Malatya’da 32 bin yerinde dönüşüm başvurusu var. Ancak dönüşen bina yok denecek kadar az.
Yerinde dönüşüm için 750 bin TL gibi çok çok düşük bir hibe veriliyor. Allah aşkına 750 bin lirayla ev mi yapılır?
Evi bırak tuvaletini yapamazsın!
Kapılarını 750 bine alamazsın!
Temelini bile atmazsın!
750 bin hibe veriyor 750 bin de kredi veriyor. Önce 500-500’dü sonra sağolsunlar 750’ye çıkardılar.
Bu rakamlar açıklandığında dolar 27,5 euro 29 liraydı. Bu tarihlerde inşaat kalıp işçiliği m2 si 150 lira iken bugün m2 si 300 lira. Demir işçiliğinin ton fiyatı 4500-5000 lirayken bugün 8000-8500 lira. Malzeme grubunda da ortalama en az %30-50 arasında zam geldi. 750 hibe 750 kredi rakamları o gün zaten vatandaşın evini dönüştürmesi için yetmiyordu bugün hiç yetmiyor. Şu anda brüt 150 m2 ortalama bir dairenin maliyeti en az 3 milyon lira yani devletin verdiği rakamların üzerine 1,5 milyon daha vatandaşın eklemesi gerekiyor. 4 ay sonra 2025 e girdiğimizde bu rakamların çok daha yukarıya çıkmasını bekliyoruz.
Malatya’da 1 metrekare konut fiyatı ortalama 25 bin lira.100 metrekarelik konutun 2,5 milyon liraya mal oluyor. 750’si hibe 750’si kredi etti 1,5 milyon. Vatandaş kalan 1 milyonu nerden bulsun. Dar gelirli insanların bu maliyeti karşılama imkanları yok!
Bakın hükümet yerinde dönüşüm için vatandaşa bu hibeyi artırırsa zarar etmez. Çünkü yeni yerleşim yerlerindeki gibi, alt yapı sosyal tesis, okul, karakol, sağlık ocağı gibi maliyetler olmadığı için ülkemizin çok daha avantajına.
Yerinde dönüşümde yapılması gerekenler bir an önce hayata geçirilmeli.
Daha öncesinde 6306 sayılı Kentsel dönüşüm yasasında olduğu gibi 150 m2 altındaki konutlarda KDV oranı %20 den %1 e çekilmeli ve vatandaşın üzerinden vergi yükü alınmalıdır.
Güçlendirme yapılan orta hasarlı binalarda vatandaşa güçlendirme kredisi ruhsat alınıp işlerin başlamasına rağmen hala verilmiyor. Birçok bürokratik engel çıkarılıyor.
Malatya’da bir de garip bir uygulama var.
Burda vatandaşa sen kendi cebinden işi yap bitir biz sonra veririz deniliyor. Bankadan kredi için başvuran vatandaşa binbir güçlükler çıkarılıyor.
Vatandaşın parası olsa zaten kredi çeker mi?
Buna rağmen hala güçlendirmesi tamamlanmış binalarda dahi ödemeler yapılmadı.
Şu anda bir çok güçlendirme yapılan binada maddi durumu iyi olmayan ve bu ödemeleri yapamayan vatandaşlarımız ödeme yapmadıkları için kendi komşularıyla mahkemelik olma durumuna gelmişler.
Yerinde dönüşüm yapılması için gerekli ,ifraz, tevhid anlaşmalar , belediyedeki işlemler çok uzun sürmektedir.
Yasanın çıktıgi günden bugüne inşaat maliyetleri 2 katına çıkmıştır. 750 bin hibe 750 bin kredi miktarı yeresizdir. Her ikisinin de 2 katına çıkarılması gereklidir. 1,5 milyon hibe,1,5 milyon da kredi imkanı sunulması gerekir.
Kredi ve hibe, anlaşma sonrasi müteahhite inşaatın ilerleme aşamasına göre yatirilmaktadir. Ve inşaat maliyetleri her gün artmaktadır.
Eğer yeni bir hibe ve kredi belirlenmezse bile, kredi ve hibe tutarlarının en azından kanununun çıktığı günden inşaatın başladığı zaman arasındaki TÜİK enflasyon oranlarında güncellenmesi gerekmektedir.
İkinci önemli bir konu da kurumlar arası oluşan yetki karmaşası.
AFAD, çevre şehircilik, ve belediyeler arasındaki yetki karmaşası,
İmar kanununda yerinde dönüşüm için gerekli düzenlemelerin yönetmelik nezdinde yapılmaması,
Belediyelerin ne yapacagini bilmemesi de vatandaşı çok mağdur etmiştir.
Malatya Belediyelerinin bazı kararları alması 2024 Nisan ayini buldu.
Aradaki 1 yıl tamamen kayıpla geçti.
Bu aradada inşaat maliyetlerinin artmasi da tuzu biberi oldu.
Bir de Tokiler var.
Şu an en büyük problem yeterli sayıda ev yapılmaması.
Ancak yapılanlarda içler acısı!
Yapılanlar kupkuru bir inşaat!
Ne altyapı var! Ne sosyal alan var!
Ne alışveriş yerleri var! Hiçbirşey yok.
Dağın başına sadece dört duvar yapıp insanların orda yaşamasını bekliyorlar!
Ulaşım sorunu var!
Vatandaş merkeze bile gidip gelemiyor!
Başka bir bilgi geldi ki o hele çok vahim:
Toki konutlarında vatandaşa ev teslim edilirken sayfalarca süren bir sözleşme ile boş bir senet imzalatılıyormuş.
Bu yüzden şu anda Malatya’da 1000 in üzerinde biten konut kurada vatandaşa çıkmasına rağmen teslim alınmadığı belirtiliyor.
Vatandaş Devlete güvenemez noktaya geldi arkadaşlar!
Beni dolandırıyor mu diye düşünüyor.
Devlet vatandaşına boş senet imzalatır mı!
Çete misin sen! Mafya mısın!
Rezevr alanlarda ise:
Vatandasin doğru düzgün ticaretine devam edeceği geçici ticaret merkezleri kurmadan ciddi mağduriyet yaratıp tahliye ettiler. Şehrin rant noktalarından vatandaşı kovaladılar. Vatandaş yetkililere güvenmiyor.
Bu rant alanlarının kime kimlere peşkeş çekileceğinden şüpheli!
Depremi kendilerine yeni rant alanları yaratmak için kullanma gayretinde olan kimileri var. Bunları duyuyoruz. Ama bilsinler ki vatandaşın yerini onlara yar etmeyeceğiz. Yaptıkları her işte peşlerindeyim. İfşa edeceğim, gerekirse rezil edeceğim.
Bu milletin hakkını kimilerini zengin etme aracı olarak kullandırmayacağım.
Kira yardımları:
Kiracılar için önce 3 bin sonra 5000 lira olan kira yardımları Haziran ayı itibarıyle ödemesi durduruldu.
Kiracılar artık ödeme almıyor.
Ev sahipleri 7500 TL kira yardımı almaya devam ediyor.
Malatya’da kiralar en kötü evde 15 binden başlıyor.
Malatya’da kiralar büyükşehirlerle yarışıyor.
Herhangi bir ildeki gibi değil. Kiracılara yardım devam etmezse, bundan şehrin ticareti de etkilenir ekonomisi de etkilenir.