HAYIRLI CUMALAR
Âhir zaman âlimleri, bölücüler sûret-i haktan göründüler. Her biri din-i İslâm’ı ifsat etmek için, tahrip ve tahrif etmek için gerek televizyonlarda gerekse gazeteler vasıtasıyla bütün güçleri ile çalıştılar. Bu türemelerin gaye ve maksatları Din-i İslâm’ı ifsat etmek ve aslından çıkarıp hurefaya çevirmektir. Müslümanmış gibi görünüyorlar, gayeleri ise ayrıdır. Islah yapıyor ve nasihat ediyormuş gibi görünüyorlar ve fakat niyetleri ifsat olduğu için, her an her fırsatta tahribattır. Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Âyet-i kerime’sinde buyurur ki: “Kendilerine: ‘Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.’ denildiği zaman ‘Biz ancak ıslah edicileriz.’ derler. İyi bilin ki asıl bozguncular kendileridir, lâkin anlamazlar.” (Bakara: 11-12) Bunlar başkalarına hizmet etmektedir. Nitekim Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki: “Kendisine Rabb’inin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir? Muhakkak ki biz zâlimlerden öç alacağız!” (Secde: 22) Âhir zaman ulemasına gelince; bunlar da sûret-i haktan göründüler. Her biri din-i İslâm’ı ifsat etmek için, tahrip ve tahrif etmek için gerek televizyonlarda gerekse gazeteler vasıtasıyla bütün güçleri ile çalıştılar. Bu sapıtıcı imamların kimisi imamlığını ilân etti, allahlık dâvâsında bulunanlar da oldu.
Bunların içinde kimisi “İmam benim” dedi, kimisi sahte isa, kimisi sahte mehdi kesildi, kimisi “Ben Dabbet’ül arz’ım” dedi, kimileri de çok şiddetli bir şekilde ortalığı ifsat etti. Bu gibilerin fesatlarını, sahte, yalancı olduklarını ve küfre kaydıklarını ortaya koymak için her mevzuda Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’lerle izah ve ispat ettik. Ve hiçbir fert Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’le cevap veremedikleri için, onlara isnat edilen küfrü ister istemez kabullendiler. Hülâsa; sapıtıcı imamlar olsun, âhir zaman uleması olsun, bütün bunlar din-i İslâm’a cephe aldılar. Onu yıkmak için, kurdukları dinlerini ayakta tutmak için Allah-u Teâlâ’nın hükümlerini arkaya attılar, hükümsüz hâle getirmeye çalıştılar. Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime’sinde buyurur ki: “Onlar Allah’ın kelâmını değiştirmek isterler.” (Fetih: 15) Bunca hakikatleri açık açık beyan ettiğimiz halde hiçbir tanesi Allah ve Resul’ünün hükmünü kabul etmeye yanaşmadığı gibi, bütün güç ve kuvvetleriyle Nûr-u ilâhî’nin yayılmasını engellemeye çalışıyorlar. Bunlar Âyet-i kerime’lere inanamazlar, Hadis-i şerif’leri zaten dinlemezler. İşte onun için Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’leri önünüze koyuyoruz. Onlar ise kendi zanlarını âyet ve hadis yerine koyarlar. Bunun için de gökkubbe altındakilerin en şerlileridirler. Bunun da sebebi halkı şaşırtmalarıdır.
HAYIRLI CUMALAR
kaynak .hakikat.com dergi
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ