30.11.2024 -Türkiye Son Habercilikte Son

Hayırlı Cumalar Dileğiyle

Hayırlı Cumalar Dileğiyle

Allah yolunda canını feda eden bir Müslümana şehid denir. Şehidlik, İslâm’da en büyük mertebedir. Şehidlerin Allah katında kadir ve kıymetleri pek yücedir. Âhirette en büyük rütbenin peygamberlikten sonra şehidlik olduğu belirtilmiştir. Bunun içindir ki, şehidlerin bütün günah ve kusurları Allah tarafından af edilmektedir. Müslümanları, düşmanlarına üstün kılan en mühim esaslardan biri “Ölürsem şehidim, kalırsam gazi!..” inancıdır. Bu durum, ayette “iki güzelden biri” şeklinde ifade edilmiştir. (Tevbe, 9/52) Yani, mü´min için savaşta iki güzel neticeden biri vardır: Ya galip gelecek, ya şehit olacaktır. (İbnu Kesir, IV/102; Nesefi, II/130) Halid b. Velid´in İran komutanına söylediği şu sözler, şehitlik kavramının Müslümanlara neler kazandırdığını gösteren güzel bir misaldir: “Sizin, hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar, ölümü seven bir orduyla size geldim.” (Abdürabbih, s. 387) Şüheda hayatı, ruhani bir hayat, daha doğrusu hakiki bir hayattır. (Yazır, I/547) “Şehit kendini hayatta bilir.” (Nursi, Hutbe-i Şamiye, s. 122) Ölümün acısını hissetmeden, kendini daha güzel bir alemde bulur. Hz. Peygamber (asm), Uhud´da hayatını kaybeden yetmiş şehitle ilgili olarak şunu bildirmiştir: “Kardeşleriniz Uhud´da şehit olunca, Allah onların ruhlarını yeşil kuşların cevfine koydu. Cennetin nehirlerinden içerler, meyvelerinden yerler. Arşın gölgesinde asılı altından kandillerde yerleşirler. Yiyecek, içecek ve istirahatlerinin güzelliğini görünce, “Keşke, derler Cennette hayatta olup, rızıklandırıldığımızı biri dünyadaki kardeşlerimize haber verse. Ta ki, cihaddan geri kalmasınlar, savaş esnasında kaçmasınlar.” Cenab-ı Hak, “Sizin bu halinizi onlara ulaştıracağım.” der ve şu ayetlerle bildirir.” (Ebu Davud, Cihad, 25) “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın.

 

 

 

 

Bilakis onlar diridirler, Allah´ın lütfundan kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde, Rableri katında rızıklandırılırlar. Arkalarından gelecek olanlara şunu müjdelemek isterler: Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmezler. Allah´tan bir nimeti ve lütfu ve Allah´ın mü´minlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.” (Al-i İmran, 3/169-171) 2. Şehîd-i Kâmil Kime Denir? Hem dünya hem de âhiret itibariyle şehid sayılan kimselere, şehîd-i kâmil denir. Bunlar muharebede öldürülenler, yahut âsiler, eşkıyalar, anarşistler veya evinde hırsızlar tarafından gadren ve zulmen öldürülen kimselerdir. Bir Müslümanın şehîd-i kâmil sayılabilmesi için altı şart lâzımdır: 1. Müslüman olmak. 2. Akıllı olmak. 3. Bâliğ olmak. 4. Cünüp olmamak, hayız ve nifas hâlinde bulunmamak. 5. Vurulmanın akabinde hemen ölmüş olmak. Vurulduktan sonra, ölmeden önce, yeyip içer, tedavi görürse, vurulduğu yerden başka tarafa taşınırsa veya üzerinden bir namaz vakti geçecek kadar yaşarsa, kâmil şehidlik kısmından çıkar. Uhrevî şehîdolur. 6. Öldürülmüş olmasından dolayı, öldüren kimseye kısas icab etmek. Yani, kasden öldürülmüş olmak. Hatâen öldürülme durumlarında, katile kısas vâcib olmadığı için, maktûl şehîd-i kâmil kısmına girmez. Şehîd-i kâmiller, yıkanmadan kanlı elbiseleri ile gömülürler. Hz. Ömer (ra) ile Hz. Ali (ra) de bu şartlardan biri bulunmadığı için yıkandılar; Hz. Osman (ra) ise, yıkanmadan gömüldü.

 

 

 

 

3. Şehîd-i Uhrevî Kime Denir? Dünya itibariyle şehid sayılmayan, yani, yıkanıp kefenlenmiş olarak gömülen, fakat âhirette şehid muamelesi gören kimselere şehîd-i uhrevî denir. Şehîd-i kâmil olmanın şartlarından birini kaybeden kimseler, bu kısma girerler. Bundan başka şu kimseler de âhiret şehîdi sayılır: * Suda boğulanlar. * Ateşte yananlar. (İbnu Mace, Cihad, 17) * Enkaz altında kalanlar. * Veba gibi bulaşıcı bir hastalıktan ölenler. * Sıtma gibi ateşli hastalıktan ölenler. * İlim yolunda ölenler. * Ciğer hastalıklarından ölenler. * Doğum sırasında veya lohusa iken ölen kadınlar. * Baş ağrısından ölenler. * Karın ağrısından ölenler. * Ailesinin nafakasını helâlinden kazanmak için çalışırken iş kazasından ölenler. * Cuma gecesi ölenler. * Gurbet ilde vefat edenler. * Akrep, yılan sokması gibi sebeblerle vefat edenler… (Savaş dışındaki şehîdler hakkında hadisler için bakınız: Buhârî, Ezan, 32, Cihâd, 30; Müslim, İmâre, 164; Tirmizî, Cenâiz, 65, Fedâilu’l-Cihâd, 14; Ahmed b. Hanbel, I/22, 23, II/323, 325). 4. Şehîd-i Dünyevî Kime Denir? Bunlar münafıklardır. Bunların kalblerinde bulunan nifak emaresini sadece Cenâb-ı Hak bildiği için, dünya itibariyle şehid muamelesi yapılır.

 

 

 

 

Çünkü bunlar, dış görünüşleri itibariyle Müslümanlardırlar, fakat kalbleri itibariyle kâfir… 5. Şehidlerle İlgili Bâzı Hadîs-i Şerîfler: “Malını müdafaada öldürülen şehiddir, ırz ve nâmusunu müdafaa ederken öldürülen şehiddir, nefsini müdafaada öldürülen şehiddir…” “Şehidleri kanları ile sarın. Zira Allah yolunda açılan bir yara kıyâmet günü mahşere geldikte, o yara, rengi kan rengi, kokusu misk kokusu olarak kanar…” “Şehidler cennetin kapısında, nehrin parlak zinetinde, yeşil çadırdadır. Sabah – akşam rızıkları Cennetten onlara gelir.” “Ma’rûfu emr ve münkeri nehiyden dolayı katledilen şehiddir.” “Kim cuma günü vefat ederse şehiddir.” “Kim hayvanından düşüp ölürse o kimse şehiddir.” “Suda boğulan şehiddir, ateşte yanarak ölen şehiddir, gurbette garip ölen şehiddir, zehirli hayvan sokmasından ölen şehiddir, karın ağrısından ölenler şehiddir, bina yıkılıp altında kalarak ölen şehiddir, evinin üstünden (damdan) düşerek boynu kırılıp ölen şehiddir, üzerine büyük taş düşüp ölen şehiddir…” “Din kardeşini müdafaada katlolunan şehiddir, mâsum olan komşusunu savunurken öldürülen de şehiddir…” “Şehidin borçtan başka bütün günahları mağfiret olunur.

 

 

 

 

 

“(Müslim) “Bir Müslüman cuma günü veya gecesi ölürse Cenab-ı Hak onu kabir fitnesinden (sualinden ve azabından) kurtarır.”(Tirmizî, Cenâiz: 73; Müsned, II/176) Bâzı âlimler denizde şehid olmanın, kul borcuna dahi keffaret olacağını ileri sürmüşlerdir. “Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) yetmiş kişiye şefaat eder, şefaati kabûl edilir.” (Ebû Dâvud, Tirmizî). “Kıyâmet gününde üç sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler…” (Tâc) Şehid olan insanların kul hakkı dışındaki bütün günahları affedilir. Şehid olmak, herkese nasib olmayan büyük bir şereftir ve mü’minler için mükemmel bir nimettir. Güzel bir şekilde yaşamak, ondan sonra Allah yolunda O’nun rızası için şehid olmak, her mü’minin hayal ettiği bir mutluluktur. İmân sahibi olan insanın böyle bir şuur ve düşünce ile yaşaması, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından ne kadar güzel bir şekilde övülmüştür!.. “Şehid olmayı Yüce Allah’tan samimi olarak dileyen kimseyi, Allah, rahat yatağında vefat etse bile, şehidlerin derecesine eriştirir.” (Müslim, İmâre, 156, 157; Ebû Davud, İstigfâr, 26; Neseî, Cihâd, 36; ibn Mâce, Cihâd, 15). (Sorularla İslamiyet) Yeni Akit..

 

CUMANIZ MÜBAREK OLSUN

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.