30.05.2025 -Türkiye Son Habercilikte Son

Hristiyanlığın İlk Büyük Başkenti ve Roma’nın Son Başkentini Fethetmemizi Unutmadılar 

Hristiyanlığın İlk Büyük Başkenti ve Roma’nın Son Başkentini Fethetmemizi Unutmadılar 

Hristiyanlığın İlk Büyük Başkenti ve Roma’nın Son Başkentini Fethetmemizi Unutmadılar

572 yıl önce II. Mehmed ve Türk ordusu İstanbul’u fethederek Peygamberimizin hadisine nail oldu. İslam dünyasının en şanlı fetihlerinden birini gerçekleştirdi. Ancak Batı hâlâ bu fethi unutamadı. Hristiyanlığın ilk büyük ve Roma İmparatorluğu’nun son başkentinin elimize geçmesini hiçbir zaman hazmedemediler. Batılılar fethin şokunu atlatmak ve şehrin Türkler’in eline geçmesini küçümsemek için fetihten hemen sonra İstanbul’un açık unutulan bir kapı yüzünden düştüğünü uydurup, kendilerini teselli etmişlerdi. İlk büyük Osmanlı tarihçisi Hammer’den Stefan Zweig’e kadar birçok Batılı tarihçi ve edebiyatçı İstanbul’un fethinin son safhasını böyle anlatırlar. Nitekim bu konuda Elon Musk bile tweet atmıştı. Japon Türkolog Yuzo Nagata’nın aşağıda verdiğimiz bir hatırası durumu açıkça gösteriyor.

AMERİKALI TÜRKOLOG: İSTANBUL GÜZEL, BİR DE TÜRKLER’İN OLMASA

24 Mart 2000’de Milliyet gazetesinde Osmanlı tarihi uzmanı Japon Prof. Yuzo Nagata ile ilginç bir röportaj yayınlanmıştı. “Kendinize Batı’nın gözleriyle bakmaya şartlanmışsınız” diyen Nagata, Nazire Kalkan’ın “Japon Türkologların Batılılardan farkı nedir?” sorusuna hiç unutmamamız gereken şu cevabı vermişti: “Batılı her zaman Oryantalisttir (Doğu dünyasını inceleyip, hakkında değer yargıları üretme faaliyeti). Bu bakış herşeyi mahvediyor. Biz şöyle düşünüyoruz. Batı’yı anlamak için önce Osmanlı’yı anlamak gerekir. Bu Japonya’da çok yeni bir fikir. Tabii dünyada da tarih ilmi yeni bir bakış arıyor. Eski düşünceler suya düştü. Marksizm’in çöküşüyle önemli bir perspektif kaybı oldu. Osmanlı bu bağlamda daha fazla önem kazanıyor. Bir İslam Devleti. Ama Avrupa’yla çok yakın ilişkide olması onu diğerlerinden farklı kılıyor. Avrupa tam modernleşirken Türk kültüründen çok şeyler aldı. Moliere’den Lunapark’a kadar. Yavaş yavaş Avrupa üzerine araştırma yapanlar da bu gerçeği kabul ediyorlar. Size acı ve çarpıcı bir anımı aktarayım. 1960’larda Amerikalı bir Türkologla Galata Köprüsü’nden geçiyorduk. Durdum ve “İstanbul’a bak, ne kadar güzel” dedim. Amerikalı da “Evet, bir de Türklerin olmasa”, diye karşılık verdi”.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.