İran Seçimleri Ve İran Türkleri
26 Şubat’ta İran’da hem parlamento hem de uzmanlar meclisi seçimleri yapıldı. Dini lider Hamaney ve Cumhurbaşkanı Ruhani’nin izin verdiği ve tespit ettiği kişilerin seçimlere aday olabildiği bir komedi oynandı bitti. Bakmayın siz işte yok reformcular kazanmış yok daha tutucu olanlar çoğunluğu kaybetmiş filan hepsi tiyatro. İran’da 3 ana etnik unsur olmakla birlikte esas yönetime hakim olan Fars’lardır. Onların aslında sayıları Türk’lerden fazla olmamasına rağmen, Şii’leşen Azeri Türkleri milliyet fikrini terk etmişlerdir. Dini lider Hamaney, aslen Azeri Türkü olmasına rağmen, milli kimliği hiç yoktur. Bu yüzden de, tarihi bir devlet geleneği olan İran’da asıl olan; Pers kültürünün şia damarıyla devamını sağlamaktır. 35 milyon Şii Türk, 12–13 milyon civarında %70’i Sünni olan Kürt nüfus vardır. Kürdistan adıyla bir eyalet, gazete radyo ve teşkilatlanma hakkı tanınmasına rağmen, onların yaklaşık 3 katı olan Türklere hiç bir hak tanınmamaktadır. Kürtlerin ana dillerinde eğitim yapabildiği kurumlar olmasına rağmen bu hak Türk’lere tanınmamıştır. Sadece bir tane haftalık dergileri vardır. İran’ın Azerbaycan-Ermenistan ihtilafında Ermenistan tarafını tutmasının bir çok nedeni olmasının yanında en büyük sebebi, Güney Azerbaycan’la Kuzey Azerbaycan’ın yakınlaşmasına mani olmak, iki Ülke Türkleri arasında duygusal kopuşu tesis etmek amaçlanmıştır. İran devleti; Türk gençlerinin milliyetçi oluşumlarla bir araya gelmesine izin vermemekte, en ufak bir kıpırtı bile şiddetle bastırılıp sonu belirsiz hapis cezalarıyla son bulmaktadır. Şii Molla’ların hakim olduğu İran devletinin, Türkler üzerinde uyguladığı baskıcı politika, yeni nesil gençler arasında ateizmin yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Onun için Türk gençlerinin tek deşarj olabildikleri yer Tebriz Traktör takımı maçlarıdır. Burada atılan sloganlara bile rejim müsamaha göstermemekte, tespit ettiklerini şiddetle cezalandırmaktadır. Batı ile girdikleri yeni yolda ister istemez bazı açılımlar yapmak zorunda kalacak olan Molla rejimi, bütün bunların sonucunda, büyük sevinçle karşıladıkları Batı’nın ajanlarınca çok uzun olmayan zamanda kaçınılmaz olarak bölünecektir. Zaman; içeride ve dışarıda İran’ın aleyhine çalışıyor artık. Bu bölgenin ve Orta Doğu’nun bundan sonra ki aktörü kim ne ederse etsin artık Türkiye’dir… Sadece içimizdeki hainlerin çelmeleri bizi biraz geciktirecektir. Ama asla buna engel olamayacaktır…