Islah et Allahım olmuyorsa ıslah helak et Allahım
Kutsal Toprakların Osmanlıdan Sonra İngiliz Kuklası SUUD Ailesi Şu Andaki Veliaht Prensi Olan Zat Kutsal Topraklardan Ilımlı İslamdan Bahsediyor.Kıyamet Yaklaşıyor Artık Suudi Arabistan’daki Müslümanlar bu Suud Rejimine Ölümüne Direnmesi ve Kutsal Topraklardan Ne kadar Kafir ortakları var bu ortaklardan vazgeçmesi Müslüman Ülkelerle birlikte hareket etmesi Dileğiyle.İslamiyeti birde ne olduğunu tam öğrensin İslam’ın Tek olduğunu bilsin İslam’ın Tebliği İnsanlık tarihi devam ettiği müddetçe, İslam, herkese tebliğ edilmelidir. Bu davet ve tebliğin asıl gayesi, insanları kula kulluktan kurtarıp sadece tek olan Allah’a bağlamaktır. Bu görevi yapacak insanlar mutlaka olmalıdır. “İçinizden insanları hayra çağıracak, iyiliği emredip kötülükten alıkoyacak bir cemaat bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran, 3/104) ayet-i kerimesi bu durumu te’yid etmektedir. İslam, herkese, ama özellikle Müslüman geçinenlere götürülmelidir.
Çünkü onların İslam bildikleri şeyler İslam değildir. Bu durum mutlaka düzeltilip onlara hakikat gösterilmelidir. İslamî davetin gayelerinden biri de, İslam’ı tekeline alıp ona kimseyi ulaştırmayanların elinden İslam’ı alıp herkesin ona ulaşmasını sağlamaktır. İslam, hiç bir gücün tekelinde olamaz. Hiç bir güç İslam’ın bazı ibadetlerini elinin altına alıp zorlaştıramaz. Bunu yapanlar, ister İslam adına yapsınlar, isterse cahiliye adına yapsınlar; her iki durum da Allah’a karşı büyük bir edepsizliktir. Çünkü Allah Teala, kendisine ulaşma yolunda ne kadar engeller varsa kaldırılmasını ister. Hatta o engellere karşı cihadı her Müslümana farz kılmıştır.
Ta ki, insanlar saf ve berrak olan İslam’ı kendi istekleriyle tanısınlar, öğrensinler ve onu kabullensinler. İnsanları, insanların hakimiyet ve sultasından, değer verdikleri ağalardan, ağabeylerden, atalardan, babalardan, efendilerden ve bağlanıp kaldıkları âdetlerden kurtarıp, hayatın her safhasında Allah’ın nizam ve hakimiyeti olan İslam’a ulaştırmak… İşte, İslam budur ve bütün peygamberler de bunun için gönderilmişlerdir.
İslam’ı Hayata Hâkim Kılmak İnsanlık tarihi boyunca, İslam’ın esas dayanağı olan temel ilke “La ilahe illallah” kaidesidir. Yani uluhiyeti, rububiyeti, saltanat ve hakimiyeti sadece Allah’ a tahsis etmek kuralı. Bu kaide gönülde ve kalpte inaç; duygu ve hareketlerde ibadet; hayat sahasında da kanun ve nizam olarak tezahür etmelidir. Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet etmek, böyle kamil bir şekilde olmadıkça Allah’a ve İslam’a saygısızlık yapılmış olur. Bu kaidenin tatbiki insan hayatının bütünüyle Allah’a yönelmesidir. Böylece insanoğlu bütün işlerinde ve hayatın her safhasında Allah’ın hükmüne müracaat ederek buna tabi olur ve Allah’ın hükmünü kendi düşünce ve görüşüne tercih eder.
Allah’ın hükümlerini insanlara ulaştırıp tebliğ eden Rasülullah (s.a.v.)’dır. Bu kaide ise İslam’ın ilk şartı olan şehadet kelimesinin ikinci rüknünü temsil eder. “Şüphesiz Muhammed (s.a.v.) Allah’ın rasülüdür.” (Fetih, 48/29) İşte İslam’ın dayandığı ve temsil ettiği temel ilkenin ikincisi. Bu kaide bütün yönleriyle hayata tatbik edildiği zaman, en mütekamil bir nizam ortaya çıkar. İşte Allah’ın razı olduğu nizam budur. İslam’ın hedefi, cahiyyeyi ortadan kaldırmaktır. Bunun için de yeni ve faal bir kadronun oluşturulması lazımdır. Bu kadro, yaşama tarzıyla, düşünce yapısıyla, sosyal düzeniyle, değer yargısı ve kaynağıyla, kısaca her şeyiyle İslam metoduna uygun hareket eden bir cemaattir. İşte, böyle bir kadro ancak yeniden İslam ümmetini oluşturur ve Allah’ın şu beyanatına mazhar olur:
Siz, insanlar içinden seçilip çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. Çünkü iyiliği emreder, kötülüğe karşı çıkar ve Allah’a inanırsınız.” (Al-i İmran, 3/110). “İşte böylece sizleri mutedil bir ümmet kıldık. İnsanlara şahid (örnek) olasınız ve Peygamber de size örnek olsun diye…” (Bakara, 2/143) ALLAH Ümmetimin başına Ehil Olanın gelmesini nasip etsin Vakit Sefer zamanı Sefer bizden Zafer ALLAHTAN.