İsrail’de Türkiye ve Azerbaycan endişesi! Yunan tarafı hiç hesapta olmayan gelişmeyi kamuoyuna açıkladı
Yunan basını, İsrail’in Türkiye ve Azerbaycan konusunda derin endişe duyduğu bir olay olduğunu yazdı.
Yunan basını, İsrail’in Türkiye ve Azerbaycan konusunda derin endişe duyduğu bir olay olduğunu yazdı.
Aydınlık’ta yer alan habere göre, Azerbaycan’ın, aslında bölgenin de tepkisini çekecek seviyede İsrail ile yakın ilişkileri bulunuyordu. Batılı ülkeler Azerbaycan’ı İran’a karşı bir müttefik olarak görürken, silah ve mühimmat vermekten de çekinmiyordu. Ancak değişen dünya ile birlikte ABD-İsrail-Azerbaycan ilişkilerinde de önemli kırılmalar meydana geldi. Özellikle 2. Karabağ Savaşı’nda Türkiye ve Rusya’nın Azerbaycan’a olan desteği, zafere giden yolun taşlarını döşedi. Böylece bölgede yalnız olmadığını gören Azerbaycan, rotasını da büyük oranda güncelledi. Şimdilerde ise Batı, kaybedilmiş bir müttefikin kendilerine ne kadar sorun çıkarabileceğini tartışıyor.
Konuyla ilgili 1945 adlı sitede bir yazı kaleme alan Pentagon’un psikolojik harp elemanlarından Michael Rubin, Azerbaycan-HAMAS ilişkilerine mercek tutmuş. Rubin, şöyle diyor:
“HAMAS’ın 1400’den fazla Yahudi’yi katlettiği saldırının ardından ülkeler taraflarını seçti. ABD ve Avrupa’nın büyük bölümü terörizme karşı durdu. Ancak İran, Lübnan, Rusya, Türkiye ve Harvard Üniversitesi’ndeki öğrenci grupları HAMAS’a karşı çıkmadı. Gerçek sürprizlerden biri ise Azerbaycan’dı. İsrail, on yıllardır Bakü’nün ordusuna yatırım yapıyor. İsrailli yetkililer ve pek çok Amerikalı Yahudi, Bakü’nün laikliğe sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve İran’ın bölgedeki çıkarlarına karşı bir siper olmaya devam ettiğini savunarak Azerbaycan’la ortaklık kurmanın stratejik bilgeliğinden dem vuruyor. Ancak 20 yıl önce Türkiye ile olduğu gibi, belki de fazla iyimserdiler.”
İsrail-Filistin Savaşı’nın ardından Bakü’nün HAMAS’a yakın durduğunu belirten Rubin, buna kanıt olarak da Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov’un İslam İşbirliği Teşkilatı’ndaki konuşmasını gösteriyor. Bayramov burada “Azerbaycan, İslami dayanışmaya bağlıdır.” demiş ve İsrail’in 1949 ateşkes hatlarına çekilmesini, Kudüs’ün de yeniden paylaşılmasını talep etmişti. Bu arada HAMAS’ın da 2. Karabağ Savaşı’ndan sonra Azerbaycan’ın zaferini kutladığını hatırlatan Rubin, şöyle devam ediyor:
“10 yıl önce Azerbaycanlı bir diplomat benden özür dilemişti: Artık Azerbaycan Büyükelçiliği beni yıllık Hanuka Resepsiyonu’na veya diğer büyükelçilik toplantılarına davet etmeyecekti. Türkiye’nin otokratik yönetimine yönelik eleştirilerim nedeniyle, Türk Hükûmeti’nin kara listeye alınmasını talep ettiği Yahudi Amerikalılar listesindeydim. Resepsiyonları pek önemsemiyordum ancak bu, Azerbaycan dış politikasının Türk diktasına tabi olduğunu göstermesi bakımından göz açıcıydı.
“Bugün Washington ve New York’ta Azerbaycan rejimine karşı sessiz kalanlar, Aliyev’in Erdoğan’ın açtığı yoldan ilerlediğini görmeliler. Dahası Azerbaycan HAMAS’a yaklaştıkça, İsrail’in sorması gereken en önemli soru; Bakü’ye verdikleri silahların, Azerbaycan rejiminin İslami dayanışmaya destekle birlikte, belki de Filistinli gruplar aracılığıyla İsrail’in kendisine karşı kullanılıp kullanılmayacağıdır.”
İşte Rubin’in özetlediğimiz cümleleri, Yunan basınının da dikkatinden kaçmadı. Rubin’in makalesini okuyucularıyla paylaşan Pentapostagma gazetesi, Azerbaycan’ı hedef alan ek değerlendirmeler yaptı. “HAMAS’a know-how zaten verilmiştir.” diyen Pentapostagma, şu ifadeleri kullandı:
“Azerbaycan’ın elinde 108 adet İsrail üretimi insansız hava aracı HARPY bulunuyor. İsrail’in bir zamanlar müttefiki olan Türkiye’nin de 20 yıldır HARPY mühimmatı satın aldığını hatırlatmak gerekir. Karabağ Savaşı’nda Azerilerin İsrail HARPY’lerini yoğun şekilde kullanarak Ermeni uçaksavarlarının radarlarını yok ettiğini ve bunun sonucunda BAYRAKTAR TB-2’lerin bu ‘kör’ olan hedefleri (hava savunma sistemleri, tanklar, toplar, askeri personel…) kolayca imha ettiğini belirtmekte fayda var. Son dönemdeki Türkiye-HAMAS ve Azerbaycan-HAMAS ilişkilerine bakıldığında, Ankara ve Bakü’nün İsrail silahları konusundaki teknik bilgisini terör örgütüne aktarmış olabileceği ihtimalinin yüksek olduğu değerlendirilebilir.”
İşte ABD ve İsrail’in uykularını kaçıracak olan bu gelişme, HAMAS direnişinin çok daha dirençli olmasına olanak verecektir. Peki Azerbaycan’da hangi İsrail silahları bulunuyor derseniz, hangisi bulunmuyor ki diye yanıt verebiliriz.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün verilerine göre, Azerbaycan’ın silah ihtiyacının yüzde 70’i İsrail tarafından karşılanıyor.
2010’ların başında iki ülke arasında imzalanan askeri işbirliği antlaşmasının ardından İsrail, çok sayıda silah sistemini Azerbaycan’a göndermeye başladı. 2012 yılında yapılan 1,6 milyar dolarlık silah tedarik antlaşması çerçevesinde Azerbaycan ordusuna insansız hava aracı, uçaksavar ve füze savunma sistemleri satıldı. 2019 yılında iki ülke, ‘intihar droneları’ olarak bilinen Orbiter 1K insansız hava araçları (İHA) tedariki için anlaştı.
2021 yılında boşalan Azerbaycan cephaneliği, İsrail ile yapılan 2 milyar dolarlık anlaşma ile dolduruldu. Azerbaycan’ın özellikle İsrail’den ithal ettiği ve Karabağ Savaşı esnasında aktif şekilde kullandığı “Harop” Vurucu İHA’sı dikkatleri çekmişti. Hatta Bakü, “Harop” Vurucu İHA’sını lisans altında üretmek için bile anlaşmıştı. Böylece yalnızca silah değil teknoloji paylaşımının da yüksek olduğu değerlendirilebilir.
Ancak Azerbaycan yönetimi, artık silahı da teknolojiyi de kimden temin edeceğini çok iyi biliyor. Türk savunma sanayisi de her türlü ihtiyaca yanıt verecek şekilde kendisini sürekli geliştiriyor. Sonrasını Tel Aviv düşünsün.
Kaynak:Yeniakit.com