KENE MEVSİMİ BAŞLIYOR
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şükrü Gürbüz kene ısırığının belirtileri, kenelerin neden olduğu hastalıklar, ülkemizde hangi bölgelerden görüldüğü ve kene ısırığından nasıl korunmamız gerektiği gibi en çok merak edilen konular hakkında açıklamalarda bulundu.
Kene ısırmasının belirtilerine değinen Yrd. Doç. Dr. Gürbüz “Kene ısırması ve sonucunda meydana gelen hastalık, kenenin kendisini direk ısırdığı yerde görülebileceği gibi kene ısırmasını takiben 10 gün içerisinde ateş, titreme, baş ağrısı, bulantı, halsizlik, vücutta yaygın kas ağrıları ve kanamalarla da farkına varılabilir.” şeklinde konuştu.
Kenelerin birçok hastalığa neden olduğunu aktaran Dr. Gürbüz “Birçok bakteri, virüs, parazit, mantar ve solucan kökenli yaklaşık 800 hastalığa sebep olabilirler. Alerjik reaksiyonlara da yol açabilirler. Oluşturduğu en tehlikeli hastalıklardan biri Kırım Kongo Kanamalı Ateşi(KKKA)’dir. Bu hastalık ülkemizde ölüme sebebiyet veren olgular görülmesine neden olmuştur. Dünyada kırım Kongo kanamalı ateşine bağlı ölüm oranı %15-30 arasındayken bizim ülkemizde %5’tir. “ ifadelerini kullandı. Sözlerine kene virüsünün bulaşma yollarını anlatarak devam eden Gürbüz ”Virüsü taşıyan kenelerin insan vücuduna tutunması, virüsü taşıyan kenelerin çıplak el ile ezilmesi, KKKA virüsünü taşıyan hayvanların kan, doku ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi, KKKA hastalarının kan ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ile bulaşabilmektedir.” dedi
Dünya’nın her bölgesinde kenelerin bulunduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Gürbüz .”Virüs taşıyan keneler ülkemizde Karadeniz iklimi ile step ikliminin kesiştiği bölgelerde bulunurlar. Bu tür keneler bodur meşelik alanları ve yaban hayvanların bulunduğu yerleri tercih ederler. Türkiye’de virüs taşıyabilen keneler için esas odak noktaları özellikle Çorum, Tokat, Amasya, Yozgat, Çankırı, Gümüşhane, Sivas, Kastamonu, Tunceli, Bingöl, Karabük, Samsun, Artvin ve Erzurum’ dur. Kırsal alanda yaşayan, pikniğe giden, tarım ve hayvancılıkla uğraşan herkes kene ısırması açısından risk altındadır.” ifadelerini kullandı.
Kene ısırığının ağrısız olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Gürbüz “ Kenenin vücutta tutunduğu sırada parçalanmaması, patlatılmaması gerekmektedir. Halk arasında uygulanan vücuda tutunmuş kenelerin üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı, eter dökmek gibi yöntemlerden kaçınılması gerekir. Kenelerin parçalanmadan ve patlatılmadan bir an önce çıkarılabilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir. Sağlık kuruluşuna başvurana kadar da keneye dokunulmamalıdır.” dedi. Sözlerine kenenin ısırdığı kişinin 1 saatte ulaşabileceği bir sağlık merkezine gitmesi gerektiğini bu imkân yoksa nasıl müdahalelerle çıkarılması gerektiğini aktaran Gürbüz ”Ucu ince bir cımbız yardımıyla, kenenin vücuda en yakın noktasından (kan emdiği hortumdan) nazikçe ve sağlam bir şekilde kavrayıp çekerek keneyi çıkarabilirsiniz. Daha sonrasında on gün içerisinde ateş, titreme, baş ağrısı, bulantı, halsizlik, vücutta yaygın kas ağrıları ve kanamalar görülmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Son olarak kene ısırığından nasıl korunmamız gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunan, Yrd. Doç. Dr. Gürbüz, “Mümkün oldukça hayvan barınakları, doğal alanlarda kaçınılması
gerekmektedir. Bu yerlere giden kişiler mümkün olduğunca kenelerin fark edilmesi için açık renk kıyafet giymelidir. Kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması gerekmektedir. Doğal ve piknik alanları dönüşünde vücut ve elbiseler kene yönünden kontrol edilmeli ve kene varsa uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. Hayvanlar üzerinde bulunan kenelere çıplak elle dokunulmamalıdır ve eğer dokunulacaksa mutlaka eldiven ve önlükler kullanılmalıdır.” diyerek sözlerini noktaladı.