Likya Birliğinin Başkenti
LİKYA BİRLİĞİ’NİN BAŞKENTİ
Likya Birliği’nin başkentliğini üstlenen Patara, M.Ö.13. yüzyıla ait Hitit metinlerinde “Patar” olarak geçiyor. Tarihi ve arkeolojik önemi büyük olan Patara Antik Kenti, Ksanthos Vadisi’nde denize açılabilecek tek yer olması nedeniyle yüzyıllarca ayakta kaldı. 1988 yılından beri kazıları sürdürülen kent, Hıristiyanlık için de büyük bir anlam taşıyor. “Noel Baba” diye anılan Saint Nicholaos Patara’da dünyaya gelmiştir. Ayrıca Aziz Paul’un da Roma’ya gitmek için buradan gemiye bindiği biliniyor. Patara aynı zamanda Anadolu’dan Roma’ya nakledilen tahılların depolanıp saklandığı bir liman olarak da ünlendi. Patara, M.Ö. 2. Yüzyıl başında Seleukos Krallığı’nca kontrol edilmeye başladığında Likya’nın başkenti gibi kabul gördü.
Bu durum Patara’nın Roma’ya karşı özerklik ve Rhodos’a karşı bağımsızlık kazandığı M.Ö. 167/68 yılında resmileşti. Roma egemenliğine geçtikten sonra da önemini yitirmeyen kent, valilerin adli işlerini gördüğü bir merkez oluşu yanında, doğu eyaletleriyle bağlantı kurduğu bir deniz üssü olarak da önemini korudu. ÖNEMLİ KEHANET MERKEZLERİNDEN M.S. 43 yılında Roma eyaleti olan Likya, M.S. 74’de Pamphylia ile birleştirilerek tek eyalete dönüştürülünce de Patara başkent olmayı sürdürdü. Helenistik dönemin anıtsal yapıları süreçle paralellik gösterdi. Roma sonrasında, Apollon kehanet merkezi olarak ün yaptı. Bizans’ta da Hıristiyanlar için önemli bir merkez oldu. İmparator Konstantin’in başkanlığındaki M.S. 325’teki İznik Konsülünde Likya’nın tek imza yetkilisi Eudemos, Patara Piskoposu’ydu. Antik kente giriş, görkemli ve iyi korunmuş Roma zafer girişinden yapılıyor. Yazıtlardan M.S. 100 yıllarında bölge valise adına inşa edildiği anlaşılıyor.
Takın (girişin) batısında, Likya tipi lahitlerin bulunduğu Nekropolis (Antik Mezarlık Alanı) alanı uzanıyor. Kentin en güney ucunda Kurşunlu Tepeye yaslanmış tiyatro, depremden sonra M.S. 147’de yeniden inşa edildi. Genel görünümün seyredildiği en güzel köşe olan Kurşunlu Tepe’nin diğer kalıntıları Vespasian Hamamı, Korinth Tapınağı, ana cadde ve antik liman yapılarıdır. Patara’nı anıtsal yapılarından biri de İmparator Hadrian ve eşi Sabina tarafından M.S. 2. yy.’da yaptırılan tahıl ambarıdır. (Granarium) Tiyatronun kuzeyindeyse Patara’nın başkent olarak toplantılara evs ahipliği yaptığı Meclis Binası yer alıyor. Kente yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki bir kayalıktan su getiren su yolları da dikkat çeken kalıntılardandır.
HAZIR GELMİŞKEN Patara Antik Kenti, “Likya Yolu” yürüyüşünün güzergahına yakın olsa da, asıl kaçırılmaması gereken hemen yanı başındaki muhteşem kumsal. Akdeniz’in en güzel plajlarından biri ve kumtepelerinin güzelliği akıldan çıkmayacak cinsten. Bu 18 kilometrelik plaj ayrıca Akdeniz kaplumbağaları Caretta-Carettalar’ın milyonlarca yıldır yumurta bırakıp yavruladıkları ender sahillerden biri.
Kaynak: TC.Kültür ve Truzim Bakanlığı sayfası
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ