Malatya Şeker Fabrikasının, Özelleştirilmesine Sendikalardan Tepki
Ülkemizin ve Cumhuriyet’imizin birikimleri ve kurumları AKP iktidarı döneminde özelleştirme adı altında yağmalanmakta ve talan edilmektedir.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan ilana göre; Bor, Çorum, Kırşehir ve Yozgat fabrikalarının ihalesi için 3 Nisan’a, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu ve Turhal fabrikaları için 11 Nisan’a, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş fabrikaları için 18 Nisan’a kadar teklif verilerek özelleştirilmesi kararlaştırıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayisi, ticareti, ulaşımı, limanları, petrolleri, kentleri, turizmi, tersaneleri ve bankaları; yani nesi var nesi yoksa hepsi, AKP iktidarı tarafından çeşitli yasal düzenlemelerle, yerli ve yabancı sermayeye yok pahasına satışa çıkarılarak peşkeş çekilmişti.
15 Temmuz Darbe girişiminden hemen sonra 19 Ağustos 2016 tarihinde “Türkiye Varlık Fonu’nun Kurulmasına Dair Yasanın kabulüyle AKP Hükümeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün, halka miras bıraktığı, ülkenin milli serveti olan Cumhuriyet’in kurumlarının satışa çıkarılmasının önünü açarak milli servetin talan edilmesine yönelik bir karara imza attı.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından (ÖİB) on dört şeker fabrikasının pazara çıkarılması aslında yeni değildir. Bugün yaşadığımız özelleştirme furyası, uzun süredir Varlık Fonu adı altında hayata geçirilmişti. Siyasal iktidar, OHAL’in sağladığı fırsatlardan faydalanarak hazırlanan 696 sayılı KHK ile Şeker Kurumu ve Alkol Piyasasını kapatmıştı.
İktidarın uzun süredir planladığı şeker fabrikalarını satma düşüncesi gerçekleşirse Cumhuriyet’in sanayileşme hamlesine ilişkin kuruluşları da yok edilecektir.
Cumhuriyetin zenginliğini oluşturan kamu kurum ve kuruluşlarının ranta açılması olarak değerlendirdiğimiz on dört şeker fabrikasının özelleştirilmesi aynı zamanda ülkenin geleceğini ve gelecek kuşaklarını da servetsiz bırakacak, rehin alarak köleleştirecektir.
Ülkemizin zenginliğini oluşturan Şeker Fabrikalarının, kimlere pazarlanacağı konusu kadar önemli olan soru şudur: Satıştan elde edilecek maddi kaynak ne yapılacaktır? Bu bağlamda, siyasal iktidarın 2019 seçimlerine ve olası erken seçime yönelik siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için kaynak yaratma arayışında olduğunu belirterek altını çiziyoruz.
Özelleştirmeler, ülkemizi globalleşme, neo liberalizm gibi tanımlamalarla vahşi kapitalizmin ekonomik, siyasi, sosyal sömürü düzenine teslim etmiştir. Millileşme söylemleri ile her gün ahkam kesen iktidar, Milli Servetimizi kalem kalem elden çıkaracak özelleştirme politikalarıyla bu söyleminin düzmece olduğunu kanıtlamaktadır.
Bugüne kadar, AKP iktidarı cumhuriyet kurumlarını iyileştirmek yerine özelleştirmeler yoluyla elden çıkarma politikası gütmüştür. Bu doğrultuda hazırlattığı KHK ve torba yasaları, hızlı bir şekilde hayata geçirerek, ülkenin sanayi kuruluşlarını yangından mal kaçırır gibi satışa sunmuştur.
Özelleştirmeler yoluyla işçiler sermayenin kölesi olmakta veya işsiz yığınlar yaratmaktadır. Taşeronlaştırma ve güvencesiz çalıştırma şartları emek ücretlerini ucuzlatmakta ,işçi ölümlerini artırmaktadır. Bu da halkın yaşamında büyük sarsıntılara neden olmaktadır. Bu düşünce ve anlayışla özelleştirmenin her türlüsüne karşı çıkıyoruz. Çünkü Cumhuriyet’in tüm serveti ve sanayisi özelleştirilerek yerli ve yabancı şirketlere peşkeş çekilmektedir. Emekçileri, işsizliğe ve güvencesizliğe sürüklemektedir. Yoksullar daha yoksul; zenginler daha zengin olmaktadır. Ülkemizi yabancı sermayeye bağımlı kılmaktadır. Kalkınmamız ve ekonomik gelişmemizde önemli yeri olan kamu kurumlarımızın yok olmasına neden olmaktadır.
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak, ulusal çıkarlar gözetilmeden, yerli ve yabancı sermayenin egemenliğinin yolunu açan, ülkemiz zenginliklerini halkın yararına değil uluslararası sermeyenin talanına sunan özelleştirmeleri protesto ediyoruz. Şeker fabrikalarının özelleştirme düzenlemesinin geri çekilmesini istiyoruz.
HATEM DENKTAŞ
BİRLEŞİK KAMU-İŞ MALATYA TEMSİLCİSİ
VE
MALATYA EĞİTİM İŞ ŞUBE BAŞKANI