Paralel yapıyla mücadele edecekmiş!
AK Parti Malatya Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ömer Faruk Öz, “Bu devlete ihanet edecek yapı kimden ve nerden gelirse gelsin, hangi ülke tarafından beslenirse beslensin bu yapılara da müsaade etmemek lazım” dedi.
AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, Kanal A’da canlı yayınlanan Özlem Özcan’ın sunduğu Sosyal Bilgiler programına konuk oldu. Ana muhalefet partisi CHP’yi eleştiren Öz, “Ne yazık ki; muhalefetin bu konudaki tavrı farklı, hatta şöyle bir şey var. Muhalefet bu konuya tepki koyuyor sanki ilelebet iktidara gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor. Bugün biz iktidarız, bakın 7,8 ay sonra tekrar seçim var, milletin önüne tekrar gideceğiz belki siz iktidar olursunuz. Bir siyasi parti iktidara talip değilse, ilk yaklaşan seçimde iktidara gelmeyi düşünmüyorsa, onu bu halkın sorgulaması lazım. Eğer iktidara taliplerse kendilerinin de ön koşulsuz destek vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. CHP’li Emine Ülker Tarhan’ın istifasına ilişkin bir soruyu ise “CHP’nin kendi iç meselesi” diye cevaplayan Öz, “CHP maalesef bir politika ortaya koyamıyor, iktidarı eleştirmekten öteye gidemiyor. İktidarın ekonomisini eleştiriyorlar; öneri, yok. İktidarın çözüm süreci ile ilgili çalışmalarını eleştiriyorlar, terör bitsin mi? Bitsin. Öneri, yok. Dış politikayla ilgili hükümetin yaptıklarını eleştiriyorlar, peki doğrusu ne? Sen söyle, doğrusu yok. Dolayısıyla böyle bir CHP ile karşı karşıyayız. CHP ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyor. Ben bir an önce CHP’nin kimlik bunalımından kurtulup, kendi seçmeninin talebine kulak verecek şekilde yapılanmasını arzu ederim. Memleket için de gerekiyor. Çünkü ana muhalefet bu ülke için demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ülke meselelerinden habersiz, kayıtsız, sadece iktidarı eleştiren bir yapıdan çıkıp ortaya bir şey koyan bir yapıya kavuşmasını arzu ediyoruz. Ama görünen o ki; yaklaşan seçimler öncesi CHP yine kendi meseleleriyle uğraşmaktan, ülke meseleleriyle ilgili ortaya bir şey koyamayacaklar.”
MGK toplantısı ve paralel yapı
Ömer Faruk Öz, son yapılan Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı ve Paralel yapıya ilişkin ise şu açıklamalarda bulundu: “Paralel yapıya biz daha önce ne diyorduk, cemaat diyorduk, hizmet diyorduk, bunların içinde belki samimi bir şekilde hizmet eden eğitim faaliyeti yürüten yüz binler mevcut. Bunların bu hizmetleri yerine getirmesi noktasında bir sıkıntı yok. Hizmet noktasında bunlar en büyük kazanımları AK parti döneminde elde ettiler ama şuan da paralel yapıdan kasıt bu örgütün tabanı değil, üst kademelerdir. Bu alt kademelerdeki samimi kardeşlerimize belki bizim de bu üst kademelerdekilerin nasıl bir iş içinde olduklarını anlatmamız gerekiyor. Örgütün tepesindekilerin yaptıklarının bu ülkenin menfaatine olmadıklarını artık bu ülkede herkes biliyor. Bunların derdi iyi bir nesil yetiştirmek veya Türkiye’yi uluslararası arenada iyi tanıtmak değil. Bu ülkede devlet kurum ve kuruluşlarına sirayet ederek, çalıştıkları süre içinde yetkilerini anayasa ve yasalardan almaları gerekirken değişik yerlerden talimat alarak bu ülkede gizli bir oluşum içine girmişler. Bu da hiçbir ülkenin hiçbir devletin benimseyeceği bir şey değildir. Bu yapılanma hem gayri hukuki, hem gayri ahlaki hem de gayri milli. Bir bakıyorsunuz bu ülkenin Başbakanının, Bakanının veya işadamlarının, siyasetçilerinin bürokratlarının konuşmalarını yabancı ülkelerin istihbaratlarına servis etmişler. Bir insanın imanını bilemem ama bir insanın söylem ve eyleminin bu ülkenin menfaatine mi değil mi olduğunu tespit etmek mümkün. Bu paralel yapının beyin mekanizmasının kime hizmet ettiği meçhuldür. AK Parti hükümetleri bu ülkede tüm kesimlerin hak ve özgürlüklerinin verildiği bir hükümet oldu. Paralel yapı tarafından yapılanlar kesinlikle vatana ihanetle eşdeğerdir.” Paralel yapının çözüm sürecinin sekteye uğraması için provakatif faaliyetler içinde bulunmasını da değerlendiren Öz, devamında şu açıklamalarda bulundu: “Bunların milli olmadığını bu ülkeyi bir yerlere servis etmek için faaliyette bulunduklarını söylemek istiyorum. Bu paralel yapının gerek basın organları gerekse STK’ları ya da yazar ve çizerlerinin söylem ve eylemleri kesinlikle ve kesinlikle bu ülkedeki ekonomik istikrarı bozmak ve bu ülkenin uluslararası arenada itibarını yok etmek için özel bir çaba içinde olduklarını ne yazık ki görmekteyiz. Dolayısıyla böyle bir ortama müsaade etmek kesinlikle mümkün değil. Kimsenin inandığı değerler noktasında faaliyet yapmasına engel yoktur ama bu devlete ihanet edecek yapı kimden ve nerden gelirse gelsin, hangi ülke tarafından beslenirse beslensin bu yapılara da müsaade etmemek lazım.”