26.11.2024 -Türkiye Son Habercilikte Son

Reis Mekanın Cennet Olsun

Reis Mekanın Cennet Olsun

Abdullah Çatlı yürekli fedakardı,hep dik dururdu, delikanlı bir Anadolu insanıydı. Vatan sevgisi nedir biliyor musunuz? Vatan sevgisi, devletinin kendisine kırmızı bülten çıkarıp, Dünyanın birçok ülkesinde ararken ve bu yüzden birçok sıkıntı çekerken bir insanın Bayrağının inmemesi Ezanların minarelerden dinmemesi Türk Milletinin ve Devleti’nin Bekası için yine aynı devlet adına Asala operasyonlarına katılabilmektir.

Devleti İçin Ölümden Korkmayan O Yaşadığı Yıllarda Bütün Türk Milliyetçilerin Devlet Dairesinde İşleri Görülen ŞEHİT edildikten sonra Ülkücü Camianın Koltuk ve Makam Peşinde Olanların İsmini Bile Telaffuzda Korkan Fakat Bugün ne Hikmetse Aniden Sahiplenen Ruhu Şad Mekanı Cennet Mekan Olan ABDULLAH ÇATLIDAN bahsediyoruz.

Bu Vatanda Bayrak İnmesin Diye Ezan Sesi Susmasın Diye Devletin Bekası İçin Canını Adayandan Bahsediyoruz.

1977’de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanlığına, 25 Mayıs 1978’te de Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı’na seçildi. 11 Temmuz 1978’de Ankara’da Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bedrettin Cömert’in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5.Sulh Ceza Mahkemesi’nce hakkında gıyabi tevkif kararı verildi. 23 Ağustos 1978’de Sakarya ilinde yakalandı ve gözaltına alındı.

Abdullah Çatlı’nın, 9 Ekim 1978’de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP’linin öldürülmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğu iddialarına ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra gerçekleştirilebildi.

Çatlı, 12 Eylül Darbesi’ni izleyen aylarda yurt dışına çıktı. Bulgaristan ve Viyana’da bir süre kaldı. 22 Şubat 1982’de, İsviçre’de Mehmet Özbay adına düzenlenmiş pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı. 22 Ekim 1983’de Paris’te MİT ile ilişkiye geçtiği ve ASALA’ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerinde yer aldı.

22 Ekim 1984’de Paris’te yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı. Çatlı, Fransa’da 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 16 Eylül 1985’de Papa Suikasti davasında tanık olarak konuştu. Oral Çelik’in suikast ile ilgisi olmadığını, Mehmet Ali Ağca’nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti. Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından 7 yıl ceza aldığı İsviçre’ye iade edildi. 21 Mart 1990’da Bostadel Cezaevi’nden kaçtı.

1993’te Türkiye’ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı. Çatlı’nın 26 Nisan 1996’da Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta Kıbrıs’a gittiği ve aynı otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996’da geri döndüğü de kayıtlardan ortaya çıktı.

Abdullah Çatlı Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılanmamış ve herhangi bir hüküm giymemiştir.

3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesi yakınlarında tarihe Susurluk kazası olarak geçen trafik kazasında öldü. Kaza sırasında Çatlı’nın yanında, arka sol tarafta oturan Gonca Us ve arabayı kullanan İstanbul eski emniyet müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ’da ölmüştür. Aracın içindeki dört kişiden yalnızca dönemin DYP milletvekili Sedat Edip Bucak kurtulabilmiştir.

Ölüm Olayı Hala Muamma Ama Zamanın İçişleri Bakanı ve Özellikle Askeri Rütbeli Bir İsim Bu Olayı İyi Bilenlerdir.

Malatyason’a Aittir

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.