SALGIN SONRASI DÜNYA, TÜRKİYE VE BÖLGEDEKİ GELİŞMELER (1)
SALGIN SONRASI DÜNYA, TÜRKİYE VE BÖLGEDEKİ GELİŞMELER
Yeni nesil COVİD-19 virüsü tespit tarihinden çok sonra Çin tarafından resmi olarak
açıklanması, uluslararası anlaşmalara rağmen Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) zamanında ve
tam bilgi aktarımı yapmaması nedeniyle küresel bazda salgına dönüşmüş, can kayıplarının
yanı sıra ülkelerin ekonomilerine ciddi zararlar vermiş ve vermeye devam etmektedir.
Salgının küresel bazda maliyetinin 1 trilyon doların üzerinde olacağı değerlendirilmektedir.
Salgın sonrası yapılan tahminlere göre küresel çapta ekonomik olarak küçülme söz
konusu olacaktır. Bu, ülkelerin kendi içlerine kapanması, dış ticaret işlemlerinin azalması,
üretim hacimlerinde azalma ve bunların sonucunda işletmelerin maliyetlerini düşürmek için
yapacakları çalışmaların en başında yer alacak olan personel sayısının azaltması, yani
yaygın bir işsizlik sorunu olacaktır. Çin'den ucuz olarak tedarik edilen ara mal ve nihai ürünler
salgın korkusu nedeniyle başka ve daha pahalı tedarik kaynaklarına kayacaktır. Dolayısıyla
tedarik ve kaynak zincirinde değişiklikler olması kaçınılmaz olacaktır. Çin'e göre daha pahalı
temin edilecek olan yeni tedarik zinciri, doğal olarak genel fiyatlara yansıyacak ve salgın
öncesine göre piyasada daha pahalı mallar olacaktır. Özellikle iç pazardaki düşük alım gücü
talebi düşürünce, doğal olarak işletmeler de salgın öncesine göre daha az üretim yapacak,
eksik kapasite ile çalışacaktır.
Küresel bazdaki ekonomik daralmanın ilk belirtileri olarak; devletlerin artan bütçe
açıkları, petrol fiyatlarının düşmesi, kredi kullanımının özendirilmesi için faizlerin
düşürülmesi,üretilen mal ve hizmet hacminde büyük azalmalar ve işsiz sayısındaki artışlar
görülmektedir. Petrol fiyatları son dönemde 17/20 dolardan 40 dolar civarına çıkmış olsa da
bu fiyat gelirleri petrole dayalı ülkeler için halen bir risktir.
Salgın sonrası insanların turizm, sağlık, hijyen ve toplu yapılan faaliyet
alışkanlıklarında da değişiklikler görülecektir. Sosyal mesafe esasına ve dikkatli bir hijyen
uygulamalarına göre yeni bir yaşam tarzı uygulanacaktır.Salgının yayılmasında etken olduğu
değerlendirilen nakit para kullanımı da yerini kredi kartları ve bitcoin türü paralara
bırakacaktır.
Ülkelerin bu salgının ekonomilerine verdiği zararı asgariye indirebilmeleri için kendi
milli sermayelerini / tasarruflarını çok iyi kullanmaları, bunlar yetersizse yabancı sermaye
girişini sağlayıcı tedbir ve hangi yatırım sahalarında faaliyette bulunacaklarının planlanması
önemlidir.Burada altın ve döviz rezervleri zayıf, fazla bütçe açığı nedeniyle dış finansmana
ihtiyaç duyan, insan hakları ihlalleri, ifade özgürlüğü ve halkın doğru haber alma hakkının
kısıtlandığı, bağımsız olmayan medya, yargı, yaygın rüşvet ve hırsızlık nedeniyle politik
kredibilitesi düşük iktidarların yönetimde bulunduğu ülkelerin özellikle yabancı sermayeye
yön vermeleri mümkün değildir. Bu ülkeleri yönetenler kötü durumda olan mali yapılarının
salgın nedeniyle daha da kötüleşmesiyle dış yardım alabilmek ve yönetimde kalarak
muhtemel iktidar değişikliğinde yargılanmamak için ülkenin milli çıkarları dahil her alanda
taviz verebileceklerdir. Bu devletler, sonunda kötü ekonomik koşulların yarattığı sosyal
patlamalar ve iç istikrarsızlık sonucu iç çatışmalara varan durumlarla karşılaşacaklardır.
Salgının 2. ve 3. dalgalarının olması ve 2021 yılına sonuna kadar uzaması halinde
küresel bazda meydana gelecek ekonomik ve siyasi çöküntü küresel sistemin üç dinamiğini
etkileyecektir. Bunlar;
1. Devletler; Özellikle oligarşik bir yapı ile yönetilen, kişi hürriyetinin güvende olmadığı,
rüşvet ve yolsuzluğun çok olduğu dolayısıyla ekonomileri kötü olanlarda sosyal patlamalar,
çok büyük sayıda asayiş (hırsızlık gasp vb.) olayları, yöneticilerin oluşturduğu yapı ve
kişilere yönelik eylemler, etnik çatışmalar ve iç savaşlar olması yüksek bir olasılıktır.
Ekonomisi petrole dayalı ülkelerde de, eskiye göre daha düşük gelir elde edilmesi nedeniyle
buna benzer durumların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.Bunun sonucunda şu andaki
mevcut devlet sayısı, mevcut sınırlar ve yönetimlerin değişeceğini söylemek kehanet
olmayacaktır.
2. Uluslararası Kurumlar; Başta BM, OECD, IMF, DSÖ olmak üzere AB ve NATO, yaşanan
salgında görülen eksikliklerine göre kapasite ve yetenek açısından yeniden yapılanmaya
gideceklerdir. Bu durum NATO'nun son aldığı kararlarda tanımlanmış görev alanı dışında da
faaliyete izin verilmesi en somut örneğidir.
3. Uluslararası Rejimler; Başta uluslararası Kara-Deniz-Hava taşımacılık esasları, gümrük
işleri, sermaye faaliyetleri,dış ticaret esasları, turizm, güvenlik esasları, salgından korunma
tedbirleri, riskli ekonomilere karşı tedbirler vb. olmak üzere uluslararası rejime tabi önemli
diğer alanlarda yeni kurallar belirlenecektir.
turkiyeson.com’a aittir