02.12.2024 -Türkiye Son Habercilikte Son

Suriye’de neler oluyor?

Suriye’de neler oluyor?

Suriye’de neler oluyor?

 

Günlerdir ülkede milyonlar nefesini tuttu, anbean Suriye’deki gelişmeleri takip ediyor. Geceleri hiçbirimiz uyumuyoruz, her an tetikteyiz. Gazetelerde, televizyonlarda, uzmanlar, yorumcular, asker emeklileri türlü analizler yapıp fikirlerini paylaşıyorlar. Ortada bilgi çokluğu olduğu kadar bilgi kirliliği de olduğu aşikar.

 

Peki Suriye’de olan biteni nasıl yorumlayabiliriz? Bazı uzmanların da söylediği gibi Türkiye, ABD-İsrail’in kurguladığı bir tuzağın içine mi düştü? Davut koridoru mu oluşturuluyor? BOP projesinin temelleri mi atılıyor? Bu soruları cevaplamak için, isterseniz her şeye aylar öncesinden iç ve dış siyasetteki gelişmeleri inceleyerek başlayalım.

 

İç siyasette Devlet Bahçeli’nin sürpriz çıkışları, Türk-Kürt kardeşliğini defalarca vurgulayarak “iç cepheyi güçlendirmeye” yönelik açıklamaları aslında siyaseti doğru okumayı bilen uzmanlar için büyük bir olayın yaklaşmakta olduğunun en somut göstergesiydi. Bunu şöyle tercüme edebilirdik: “Biz dışarıda büyük adımlar atacağız, o sırada kimse içeriyi karıştırmaya kalkmasın”. Ekim ayında Meclis’te “10 yıl süreyle saklı tutulacak” bilgilerin paylaşıldığı kapalı oturum da büyük olaylar yaşanacağının işaret fişeğiydi. Bu sırada Dışişleri Bakanlığı’ndan ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan da terörün kökünün kazınacağına dair önemli açıklamalar gelmeye devam ediyordu. Kuzey Irak’ta “Zap’ta kilit kapandıktan” sonra Suriye’de de aynı adımların atılacağı aşikardı.

 

İçeride olduğu kadar dışarıdaki gelişmeler de yaklaşan olayların zeminini hazırlayacak kadar elverişliydi. Bir anda Biden’ın sürpriz çıkışlarıyla Batı ülkeleri ve Rusya arasında artan gerginlik Rusya’yı kendi güvenlik problemlerine odaklanmaya itti. Lübnan’daki olaylar esnasında Suriye’deki Hizbullah güçleri Lübnan’a aktarıldığından, Suriye’de bir boşluk oluştu. Daha sonra İsrail ve Hizbullah arasında ateşkes sağlandı. İsrail’de ise iç siyasette Netanyahu hükümeti çatırdamaya başladı. Savunma Bakanı görevden alındı, Uluslararası Ceza Mahkemesi Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında tutuklama kararı çıkardı. ABD, Trump 20 Ocak’ta koltuğu devralmadan önce bir hazırlık sürecine girdi. Daha önce Türkiye’nin adaylığını desteklediği NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ise Trump ile görüştükten sonra ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirdi. Bütün ülkeler kendi iç problemleriyle uğraşıyorken ve Türkiye Rusya-NATO arasında bu kadar kritik bir konuma erişmişken büyük adımlar atmak için daha ideal bir zaman dilimi olabilir miydi?

 

İşte tam da beklenen oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’deki olaylar esnasında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda belirttiği gibi, ülkemiz “yeni ve çok iyi planlanmış adımlar” attı. Süreç son derece sessizce, dikkatli ve temkinli bir şekilde yürütüldü. Hiçbir yetkiliden hiçbir açıklama sızmadı. Aksi takdirde, ülkemiz dünyada “işgalci, HTŞ terör örgütünü destekliyor” gibi türlü saldırılara maruz kalabilirdi.

 

Sürecin sonunda muhalif güçler Halep şehrinin yanı sıra İdlib ve Hama bölgelerindeki stratejik noktaların kontrolünü ele geçirdi. Suriye Milli Ordusu ise YPG kontrolündeki Tel Rıfat’a girerek kurulmak istenen terör koridorunu engelledi. Esad karşıtı muhalif güçlerin Suriye’deki ilerleyişi devam ederken herkesin aklında artık tek bir soru var: Bütün bunların sonu nereye varacak?

 

Bugün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi ile görüşmesi sonrası yapılan açıklamalar bize bir sonraki hedefin ne olacağına dair ipucu veriyor. Hakan Fidan’ın açıklamalarından ülkemizin nihai hedefinin toprak genişletmekten ziyade sınırında terörden tamamen arındırılmış geniş bir güvenlik koridoru açmak olduğunu ve Esad ile oturulacak masada onun bazı şartlara uymaya mecbur edileceğini anlıyoruz. Açılacak güvenlik koridoru ile bölge YPG/PKK terör unsurlarından arındırılmakla kalmayacak, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar da ülkelerine onurlu ve güvenli bir şekilde geri dönebilecekler.

 

Kasım ayının başında Hakan Fidan “Esad sorunları çözmeye hazır değil” derken, Türkiye’nin Esad’ı “hazır hâle” getirmek için adımlar atacağını çoktan anlamıştık.

 

İran’a terörle mücadelede iş birliği konusunda gerekli mesajlar verildi. Şimdi bütün gözler Rusya ve desteklediği Esad cephesinde. Şu bir gerçek ki bu sefer uzatacağımız eli sıkmayanın elini kırmaktan da çekinmeyiz.

 

 

 

Kaynak: Öznur Küçüker Sirene

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.