TürkiyeSON - 29.03.2024 -

TOYUMUZ ŞEN OLSUN

TOYUMUZ ŞEN OLSUN

 

Kaan PeksezerBazılarımızın yakın geçmişte yaşadığı, bazılarımızdan çok çok uzakta kalmış, bazılarımız için ise henüz yaşanmakta olan en hızlı yıllardır. Hakikaten her yönden gelişme ve olgunlaşmanın yaşandığı, tatlı hayallerin, tutkuların ve ideallerin yeşerdiği; sıkı arkadaşlıkların kurulduğu, kendini kanıtlama çabalarının yoğun olduğu, zaman zaman da derin uyumsuzlukların yaşandığı dönem. Sevinçle üzüntü, sevgi ile nefret arasındaki sıkışmalar. Bir yandan dürtüleri dizginleme çabası, öte yandan çevre ile yaşanan çatışmalar.

 

İnsan ömrünün, en hatalı, en hızlı ve en deli dolu geçen yılları olmasına rağmen, bilinçli ve sorumluluk sahibi olmak şartıyla, her millet için önemli bir kuvvettir gençlik.

 

Özellikle genç bir nüfusa sahip olan ülkemiz için de bu imkânın iyi değerlendirilmesi, Türk Milleti’nin hak etmiş olduğu medeni toplumlar seviyesine ulaşması açısından önemlidir.Hakikaten, aydın, milli değerlerini koruyan, ileri görüşlü genç bir neslin yetişmesi, sahip olduğumuz şanlı tarihle birleştirildiğinde, Türkiye yalnızca ileri toplumlar seviyesine ulaşmakla kalmayacak, oldukça geniş bir coğrafyada pek çok ülkeye liderlik yapabilecek konuma gelecektir.

Gerçekten de nüfusumuzun % 60’ını 25 yaşın altındaki çocuk ve gençlerin oluşturduğunu biliyoruz. 75 milyonluk hiçbir batı ülkesinde, gençlik kesimi bu kadar büyük değildir. Üstelik ülkemiz gençliği de sorunsuz bir gençlik sayılır. Zengin toplumların gençlerine özgü hastalıklara henüz tutulmamışlardır.  Uyuşturucu kullanımı da o kadar yaygın olmayıp, gençlik suçluluğu, nüfusumuza ve genel suçluluk oranına göre de düşüktür.

Atatürk bu yüzden cumhuriyeti ve Türk Milleti”nin geleceğini onlara emanet etmiştir. Türk Ulusu için yaşamsal önem taşıyan ve ulusal kurtuluşun başlangıcı kabul edilen 19 Mayıs 1919 tarihini de gençlere bayram olarak hediye etmiştir.

Çünkü Atatürk için gençlik, yeni proje ve fikirler üreten toplumsal bir kuşak anlamına geliyordu. Bu kuşağı iyi yetiştirmek için tüm çabaların harcanması gerektiğini de her fırsatta dile getiriyordu.

Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk’ün görüş, duyuş ve düşünüşlerinin uygulama alanındaki en aktif, canlı, hareketli unsuru, her zaman inandığı ve güvendiği Türk gençliğidir. Onun için, Atatürk ile gençliğimizi birbirinden ayrı düşünmek mümkün ve doğru değildir.

Gâzi, varlığının devamını gençlikte bulmuş ve kurduğu Cumhuriyet başta olmak üzere bütün gerçekleştirdikleri ile gerçekleştirmeyi düşündüklerini, bir vasiyet gibi, daima kendisine lâyık olmasını gönülden dilediği Türk Gençliği’ne emanet etmiştir.

Ey yükselen yeni nesil! İstikbâl (gelecek) sizsiniz. Cumhuriyet’i biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.”

ve:

“Türk gençliği hedefe, bizim yüksek idealimize durmadan ve yorulmadan yürüyecektir.”

gibi sözleri, O’nun bu inancının ve gençliğimize olan güveninin en açık delilleridir. Bu bakımdan tarihte, Atatürk kadar gençliğe değer, önem ve öncelik veren, gençliği ile bütünleşen, ona bütün kalbiyle inanan, güvenen ikinci bir lider gösterilemez; çünkü çıkmamıştır.

Atatürk’ün Türk gençliğine olan sonsuz güveni ve inanı, tarihî süreç içerisinde daha henüz Millî Mücadele’ye başlamadan önce, I. Dünya Savaşı sırasında başlamıştır. Nitekim, 1918 yılında kendi el-yazısı ile kaleme aldığı notlarında; gençliğimizle bütünleşen çizgide geleceğe ait umutlarını, şöyle dile getirir:

“Herşeye rağmen, muhakkak bir nura doğru yürüyoruz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız memleket ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil; bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.”

Burada, açıkça ifadesini bulduğu gibi, Atatürk’ün istediği gençlik:

 

1.İçi, vatan ve millet sevgisiyle dolu;

 

2.Gerçekleri görerek, memleketin geleceği için çok çalışan;

 

3.Medeniyet’i, ilerleyip yükselmeyi amaç edinen;

 

4.Her türlü ahlâksızlıkla, şarlatanlıkla, yani ikiyüzlülük, sahtekârlık, hırsızlık ve dolandırıcılıkla mücadele ederek dürüstlüğü hedef alan nitelikte olmalıdır.

 

Başbuğ Atatürk’ün özelliklerinden birisi de, sosyal ve psikolojik bir realite, gerçek olarak bizzat kendisinin genç kalmasını bilmesidir. İşte, bütün bunlardan dolayı O; her işte, her zaman ve her yerde en çok gençliğe önem, değer ve öncelik vermiştir. Milletimizin geleceği demek olan gençlerimizin en iyi şekilde yetişip, insanımıza ve insanlığa hayırlı, başarılı hizmetler vermesini ise, ulaşılması gereken asıl hedeflerin başında saymıştır.

 

Aziz milletimizin ve sevgili gençlerimizin Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten hissiyatımla tebrik ediyorum. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarak milli doğruluşun başını çeken başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, kurtuluş mücadelemizin her safhasında pay ve katkısı bulunan kahramanlara, aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.