Yargıtıydan Mobbing davalarıyla ilgili flaş karar

Çoğumuzun hala hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı, Türkiye’de de dava konusu olarak sık rastlamadığımız, ancak çalışma hayatımızda sıkça karşımıza çıkan “mobbing”, bugünlerde Yargıtay’ın emsal nitelikte bir kararıyla tekrar gündeme geldi. Türkiye’de mobbing ile ilgili açılan davalarda mahkemeler “mobbingin varlığını somut delillerle ispat edilmesi” şartını arıyordu. Ancak Yargıtay 22.Dairesi’nin İzmir’de görülen bir davanın temyize götürülmesi sonucu kararı bozması, mobbing davalarında bundan sonrası için emsal niteliği taşıyacak. Ülkemizde mobbing davalarının seyri ve Yargıtay’ın verdiği önemli kararla ilgili olarak Şenel Hukuk Bürosu Avukatlarından Güler Tellioğlu’ ndan görüş aldık.

İzmir’de işten çıkarılan bir özel banka çalışanının, işten ayrılma nedeninin müdürünün uyguladığı mobbing den kaynaklandığını sebep göstererek başvurduğu 10.İş Mahkemesi’nden “konunun şüpheye yer olmayacak şekilde ispat edilemediği” gerekçesiyle ret kararı çıkmıştı. Fakat çalışan, temyiz başvurusunda bulundu. Başvuru üzerine, Yargıtay 22.Daresi’nden yerel mahkemenin kararını bozmaya yönelik emsal bir karar çıktı.
Dava sürecinde yapılan araştırmalar sonucu, çalışanın işyerinde sık sık hakarete ve baskılara maruz kaldığı e-posta yazışmalarıyla ispat edildi. Ayrıca çalışanın iş stresi nedeniyle yirmişer günlük raporlar aldığı, peş peşe gelen disiplin soruşturmaları ve işyerindeki diğer çalışanlardan soyutlandığı gerekçesiyle de Yargıtay tüm bu olumsuzlukların mobbing için yeterli sebepler olduğuna karar vererek yerel mahkemenin kararını bozdu.
Yargıtay 22.Dairesi’nin kararında ”Hukuk yargılamasında ve özellikle de mobbinge dayanan iddialarda yüzde yüzlük bir ispatın aranmadığı, şüpheden uzak delil aramanın ceza yargılamasına ait olduğu, özel ve iş hukuku yargılamasında vicdani kanaatin oluşmasına yetecek kadar bir ispatın yeterli olduğu, diğer dava türlerine göre ispatı nispeten daha zor olan bu konuda kesin ve mutlak bir ispatın aranmayacağı bu konuda işçi lehine kolaylık göstermenin hakkaniyet ve adalete daha uygun olacağı kanaat ve sonucuna varmıştır.” ifadeleri yer aldı.

MOBBİNG DAVALARINDA İSPAT KÜLFETİ DAVALIDA Mobbingin varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu vurgulanan kararda, şu tespitler yapıldı: “Mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmaz, davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesi yeterlidir, bunun ispatından sonra işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfeti davalıya düşmektedir.”
Yargıtay’ın verdiği emsal kararla ilgili görüş aldığımız Avukat Güler Tellioğlu, Türkiye’de çalışanların hâlâ mobbing kavramına çok yabancı olduklarını ifade etti. Çalışanların, işyerinde gördükleri baskıların yasal yollarla çözülebileceği ve bunun bir hak arayışı çerçevesi içinde değerlendirilmesi gerektiği konusunda fazla bilgiye sahip olmadıklarını ifade eden Güler Tellioğlu, “Özellikle beyaz yakalılar maruz kaldıkları mobbingi ispatlayamayacaklarını düşündükleri için sineye çekmek durumunda kalıyordu. Fakat Yargıtay’ın bu kararı birçok insanda farkındalık yaratacaktır.” diye konuştu. Avukat Güler Tellioğlu “Bugüne kadarki tecrübelerimiz açısından özellikle kalabalık şirket çalışanlarının mobbinge maruz kaldığını biliyoruz. Kararın onlar açısından umut verici olduğunu düşünüyoruz. Özellikle sözlü saldırı, cinsel taciz, fiziksel taciz şeklinde cereyan eden fiillere maruz kalan çalışanlar haklarını artık daha sağlıklı savunabilecekler.” dedi