TürkiyeSON - 19.03.2024 -

15 TEMMUZ “BİR DİRİLİŞ DESTANI”

15 TEMMUZ “BİR DİRİLİŞ DESTANI”

15 TEMMUZ “BİR DİRİLİŞ DESTANI”
Milletlerin tarihinde, varlık-yokluk mücadelesi verdiği, tarihlerine ve
geleceklerine yön veren, kaderlerinde dönüm noktası teşkil eden kritik anlar
vardır.
Türk Milleti, binlerce yıllık tarihinde ve yaklaşık on asırdır Anadolu
topraklarında verdiği ölüm kalım mücadelesinde bu tarihi dönüm noktalarından
her zaman muvaffakiyetle ve alnının yüz akıyla çıkmış büyük bir millettir.
Tarihin sayfaları bu büyük Milletin benliğinde yer etmiş olan sarsılmaz
değerlerin kazandırdığı zaferlerle doludur.
Malazgirt Meydan Savaşı’nda Alparslan ve ordusunu, İstanbul’un Fethi’nde
Fatih Sultan Mehmet Han ve yeniçerilerini, Çanakkale Savaşı ve İstiklal
Savaşı’nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve askerlerini zafere taşıyan ruh,
atalarımızın bizlere mirası olan şehadet ve gaza ruhudur.
Vatan, din, bayrak, ezan, namus, şeref, özgürlük ve bağımsızlık gibi kutsal
değerler söz konusu olduğunda, canını ve kanını esirgemeden mücadele etmeyi
ifade eden bu fedakârlık anlayışı Milletimizin bu topraklar üzerinde bin yıldır
izzetiyle yaşamasını temin etmiştir.
Türk Milleti; tarih boyunca kendisini Anadolu topraklarından atmak isteyen,
birlik ve beraberliğini, özgürlük ve bağımsızlığını yok etmek isteyen sayısızca
düşman saldırısı ile karşı karşıya kalmıştır. Bize karşı savaş açan düşmanlar,
harp meydanlarında mağlup edemedikleri bu kahraman milleti, içerisine nifak
tohumları ekmek suretiyle bölmeyi ve ona boyun eğdirmeyi denemişlerdir.
40 yıldır bölücü terör örgütünü kullanarak ülkemizin bir bölgesini Türkiye’den
koparmak, insanlarımız arasına nifak düşünceleri sokarak birbirine düşman
etmek, Ülkemizi ekonomik bakımdan zafiyete uğratarak kendilerine baş
eğmeye mecbur bırakmak isteyen uluslararası güçlere ve onun piyonlarına
karşı, polisimizin, jandarmamızın, askerimizin ve milletimizin verdiği
kahramanca mücadele, bu şer amaçlara ulaşılmasına mani olmuştur.
Türkiye’nin, her geçen gün güçlenerek dünyanın ve bölgesinin önemli
güçlerinden biri haline gelmesini, dünya üzerinde hak ve adaletin sesini
haykırmasını, zalimlerin zulmünden kaçan mazlumların sığındığı emin bir yurt
2
olmasını hazmedemeyen şer odakları, her türlü güç ve desiseyle baş
edemedikleri Milletimizi bu kez içeriden vurmayı planlamışlardır.
Devletimizi yönetenlere karşı güvensizlik oluşturmak, halkımızı birbiriyle
düşman hale getirmek için bin bir türlü komploya başvuran bu karanlık güçler,
yıllardır himayelerine aldıkları işbirlikçileri vasıtasıyla girişimlere başladılar.
FETÖ denen terör örgütü işbirlikçilerini kullanarak; seçimle gelmiş iktidarı ve
devletimizin temel kurumlarını halkın gözünde örseleyerek, devletin
kurumlarına olan güveni yok ederek bu amaçlarına ulaşmak istediler.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde telefonlarını dinleyen,
2012 Şubatında MİT Teşkilatımıza baskın yaparak Devletin en üst düzey
görevlilerini gözaltına almaya teşebbüs eden, 2013 yılında Gezi Olaylarını
organize ederek ülkemizi kargaşaya düşürmeyi amaçlayan, aynı yıl 17-25
Aralık sürecini organize ederek seçilmiş iradenin meşruiyetini yok etmeyi
hedefleyen, 2014 yılında MİT tırlarını Adana’da durdurarak ve devletin en
gizli toplantılarındaki sırları ifşa ederek Türkiye’yi dünya kamuoyu gözünde
terör devleti olarak lanse ederek itibarsızlaştırmaya çalışanlar işte bu şer
odakları ve bu odakların işbirlikçisi olan FETÖ terör örgütüydü.
Tüm bu girişimleriyle, Milletimizin teveccühüyle seçilmiş Cumhurbaşkanımızı
ve seçilmiş iktidarı halkımızın oylarıyla görevi başından uzaklaştıramayacağını
anlayan kötülük mihrakları, 15 Temmuz 2016’da bu kez hedeflerine sadece
iktidarı değil Milletimizi de koyarak canice bir darbe girişimine imza attılar.
On yıllarca; devletimizi ele geçirmek için, bünyesine aldığı gençleri
uydurdukları safsatalarla aldatarak, kendisine her koşulda itaat edecek birer
Mankurt yapan, onları insan olmaktan uzaklaştırarak riyakârca davranmayı
karakterleri haline getiren bu örgüt, dinimizin kutsal değerlerini önemsediği
yalanıyla İslam’ın vazettiği en temel esasları ihlal etti.
Sevgili Peygamberimiz Hadis-i Şerif’inde; “Müslüman diğer Müslümanların
elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de canları ve mallarının
güvende olduğu kişidir” buyurmuştur. Bu düsturu elinin tersiyle kenara atan,
suret-i haktan görünerek Yüce Dinimizin kutsal değerlerini istismar eden,
insanlardan hayır adı altında topladığı yardımları menfaatleri için kullanan,
başkalarının hakkını çalarak kendi elemanlarını devletin önemli kademelerine
yerleştiren, kendisine boyun eğmeyenleri yalan, iftira, şantaj gibi şeytani
desiselerle küçük düşüren, insanların özel hayatını takip ederek ahlaksızca
3
bunları afişe eden, kendi çıkarları tehlikeye düştüğünde devletin en gizli
sırlarını dahi yabancılara teslim etmekten çekinmeyen, emniyet ve yargı
içerisine yerleştirdiği elemanları vasıtasıyla insanları haksızca yargılayıp
mahkûm eden FETÖ terör örgütü sinsi emellerine erişmenin son çaresi olarak,
şanlı ordumuzun içerisine sızdırdığı militanları vasıtasıyla kanlı bir darbe
girişimine kalkıştı. Milletine ve onun mukaddes değerlerine kurşun sıkarak
ihanetlerin en büyüğünü sergiledi.
Bin bir türlü hile ve iftira ile halkımızın iradesini etkileyemeyeceğini anlayan
bu melun örgüt, bu kanlı darbe girişimiyle; Milletimizin iradesini temsil eden
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ı ve Türkiye Büyük
Millet Meclisini ortadan kaldırarak bu iradeyi esaret altına almayı,
bağımsızlığımızı yok ederek Türkiye’yi uydu bir devlet haline getirmeyi,
halkımızı bir birine düşürerek ve güvenliğimizi yok ederek ülkemizi kaosa
sürüklemeyi, yurdumuzun bazı bölgelerinin terör örgütlerince işgal edilerek
aziz vatanın parçalanmasını, kısacası İstiklalimizi ve İstikbalimizi hedef aldı.
15 Temmuz 2016’da, Camilerde omuz omuza kıldığımız Cuma Namazının
ruhumuza verdiği huzuru yaşarken, bu beraberlik ruhuna kurşun sıkan bir
suikastla karşılaştık. Bu suikastın hedefi Türkiye idi. Ülkemizin güçlenmesini,
dünya arenasında hakikati savunmasını, mazlumlara kol kanat germesini
hazmedemeyenler Türkiye’ye diz çöktürmek istediler.
Halkın büyük teveccühüyle işbaşına gelmiş Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef
alarak milli iradeyi, Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalayarak
demokrasimizi yok etmek istediler. Devletin stratejik kurumlarını; MİT’i,
Polisimizi, TRT’yi, TÜRKSAT’ı hedef alarak güvenliğimizi yok etmek
istediler. Meydanlara akan insanlarımızı kurşun yağmuruna tutarak, tanklarla
ezerek inancımızı, direncimizi ortadan kaldırmak istediler.
Ülkemize, demokrasimize, izzetimize kast eden darbeci hainlere karşı
Milletimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın çağrısına
uyarak, ölüme meydan okuyarak tarihin altın sayfalarında yer alacak destansı
bir mücadele verdi. Bu millet izzet ve şerefi ayaklar altına alınmasındansa
ölümü tercih eden bir millet olduğunu unutmadı. Bu millet; Namık Kemal’in; “Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i
mezelletten” veciz mısraında ifade edilen asilliğini bir kez daha dünyaya
gösterdi.
4
Malatya, Milli İradenin her zaman yılmaz savunucusu olduğu gibi, 15 Temmuz
gecesi de Demokrasi Mücadelesinin destana dönüştüğü en önemli noktalardan
biri oldu. Malatya’nın kahraman evlatları 15 Temmuz’da Devletine,
Demokrasisine, İradesine ve bu iradeyi temsil eden Liderine sahip çıktı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla caddelere, meydanlara toplanan Malatya
insanı vatanını işgal altına almaya niyetlenen hainlerin yüreğine korku saldı.
Milletimizin üzerine bomba yağdırmak için kalkacak olan uçakların
havalanmasına, vatandaşlarımızın üzerine ateş kusmak için yürütülen tanklara
izin vermedi. Malatya, geceler boyu süren Demokrasi Nöbetlerinde, milli
iradenin sesi ve direniş gücü oldu.
Türkiye’nin dört bir tarafında genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle,
polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla verilen bu destansı mücadelede 251
kardeşimiz şehadet makamına, 2.193 kardeşimiz gazilik mertebesine ulaştı.
Canımızdan canlar kaybettik. Her birinin hikâyesi bu direnişteki azmin, sebatın
ve fedakârlığın simgesi oldu. Onların kahramanlıkları, vatan ve millet aşkının
ne anlama geldiği konusunda evlatlarımıza anlatacağımız ilham kaynakları
oldu.
Malatya’nın şehit evlatları; Ahmet KOCABAY, Engin TİLBEÇ, Fuat
BOZKURT, Ramazan SARIKAYA, Türkan TÜRKMEN TEKİN ve Zekeriya
BİTMEZ çocuklarımıza, torunlarımıza anlatacağımız kahramanlık destanının
yiğitleri oldular.
Şehitlerimiz atalarının kanlarıyla sulanmış bu Aziz Vatanın topraklarının
üzerinde Milletimizin izzet ve şerefle yaşaması için canlarını Hakka teslim
ettiler. Binlerce gazimiz, bu ülkeye ve insanına zara gelmesin diye vücutlarını
siper ettiler. Allah şehadet makamına ulaşan kardeşlerimize rahmet eylesin,
mekânlarını Cennet eylesin.
Şehitlerimizin ve gazilerimizin, canları ve kanlarıyla tarihin altın sayfalarına
nakşettikleri bu eşsiz direniş tabirin tam manasıyla bir “Destan”dır.
15 Temmuz Kula Kulluk Edenlere Karşı Yalnızca Rabbine Kulluk Edenlerin
Destanıdır.
5
15 Temmuz Şeref ve İzzetini Ayaklar Altına Atanlara Karşı İradesini Asla
Çiğnetmeyenlerin Destanıdır.
15 Temmuz Aklını ve Vicdanını Başkalarına Kiraya Veren Mankurtlara Karşı
Hür İradesini başkalarına Teslim Etmeyenlerin Destanıdır.
15 Temmuz Ruh Planında Ebedi Helake Mahkûm Olmuş Köle Ruhlulara Karşı
“Ben Ezelden Beridir Hür Yaşadım, Hür Yaşarım. Hangi Çılgın Bana Zincir
Vuracakmış Şaşarım” Diyenlerin Destanıdır.
15 Temmuz Milletini Arkadan Vurmaya Çalışan Namertlere Karşı, Canını ve
Kanını Vatanına ve Milletine Adayan Yiğitlerin ve Mertlerin Destanıdır.
15 Temmuz; İnsani ve Milli Değerlerimizi Yok Etmeye Çalışanlara Karşı
Ruhunu Bu Milletin Değerlerine Adayanların Destanıdır.
15 Temmuz; Milletin İradesi Karşısında Korkakça Kaçıp Başkalarının
Kucağına Sığınanlara Karşı Ölüme Meydan Okuyanların Destanıdır.
15 Temmuz; Ülkesine ve İnsanına Utanmazca İhanet Edenlere Karşı Vatanını
ve Milletini Canından Aziz Bilenlerin Destanıdır.
15 Temmuz; Yabancı Güçlerin Himayesi Altında yetiştiği topraklara ve
Milletine Komplo Kurmakla Meşgul Bir Zebuna Karşı, Milletinin İradesini
Yegâne Dayanak Bilerek Zalimlere Karşı Dimdik Duran Bir Liderin
Destanıdır.
15 Temmuz ülkemizde demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenlere karşı Milli
İradeyi hâkim kılmak için eşsiz bir kıyama duranların destanıdır.
Bu Aziz Millet, vatanına, iradesine ve demokrasisine hayâsızca saldıranları
asla affetmeyecektir. Milletimize bu ihaneti yaşatanlara devletimiz gerekli
cezayı vermiştir ve vermeye devam edecektir. Melun Darbe girişimini
gerçekleştirenler, onlara destek olanlar, FETÖ terör örgütüne kulluk edenler
bugün adaletin önünde hesap vermektedirler. Millete ihanetin hesabı sonuna
kadar sorulacak, hesaptan kaçanlar da nereye giderlerse gitsinler er geç adaletin
önüne çıkarılacaklardır. Bizi sırtımızdan hançerleyerek diz çöktürmek isteyen
bu hainler, Türk Milleti’nin vicdanında ebediyen mahkûm olmuşlardır.
Hayatlarının sonuna kadar bu zillet onların peşini bırakmayacaktır.
6
15 Temmuz’da, hayatlarını bu Millete siper ederek Demokrasi Destanı’nı
yazan Aziz Şehitlerimize olan borcumuzu asla ödeyemeyiz. Şehitlerimize ve
gazilerimize minnet ve vefa borcumuz vardır. Bu borcu ifa etmek için
üzerimize düşen vazifeler olduğunu asla unutmayacağız. 15 Temmuz Diriliş
Ruhunu Benliğimizde ve Kalbimizde Daima Yaşatacağız. Ülkemizi ve
Milletimizi hiçbir menfaat gözetmeksizin, pazarlıksız ve içten seveceğiz.
Vatan, Millet, Bayrak, Din, Ezan, Namus, İzzet ve Şerefimiz tehlikeye
düştüğünde hiç çekinmeden canımızı vermeye hazır olacağız. Zillet altında
yaşamaktansa şerefli bir ölümü tercih edeceğiz. Türkiye’nin ve Türk
Milletinin yücelmesi için çok çalışacağız. Atalarımızın ve şehitlerimizin bizlere
miras bıraktığı emanetleri değerini çok iyi bileceğiz.
Ülkesini ve milletini kendi nefsinden çok seven, Türkiye’nin büyüklüğüne ve
geleceğine inanan, Milletimizin bekasını sağlayan mukaddes değerlerin
manasını kalbinin en ücra köşesinde hisseden, sahip olduğu bu değerleri hiç
korkmadan her ortamda cesaretle haykırabilen, bu değerler uğrunda mücadele
gerektiğinde ve “Kim var! Denildiğinde, sağına ve soluna bakmadan, ben
varım!” diyebilme şuuruna sahip nesiller yetiştireceğiz.
Yüce Rabbimizden duamız şudur ki; bu Aziz millete, 15 Temmuz gibi
ihanetleri bir daha yaşatmasın, FETÖ ve diğer terör örgütlerinin şerrinden
bizleri emin eylesin, ülkemize ve milletimize tuzak kurmaya kalkanlara fırsat
vermesin, bizleri kardeşçe yaşama şuuruna sahip olanlardan eylesin,
kalplerimizi şehadet ve gaza ruhundan mahrum bırakmasın, bu güzel
topraklarda yaşamamızı kıyamete kadar baki kılsın.
15 Temmuz 2016’da en değerli varlıklarını vatan ve millet uğrunda Cenab-ı
Hakka teslim ederek şehadete yürüyen cesaret abidesi şehitlerimize,
varlıklarını korkusuzca ortaya atan gazilerimize ve tüm kahramanlara selam
olsun.
Milletimizin yeniden dirilişinin dördüncü yıldönümü Milletimize kutlu olsun.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.