06.10.2024 -Türkiye Son Habercilikte Son

Bu Gemi batmaz!

Bu Gemi batmaz!

Habibullah’ın, ümmetine ikazda bulunduğu bir hadisini hatırlatmanın tam yeri ve tam zamanıdır:oıkoklm

 

-“Ümmetim deryada yüzen iki katlı bir geminin yolcularına benzer. Kur’a ile kimileri alt katta, kimileri de güverteye yerleşmiştir. Ancak alt katta olanlar, su ihtiyaçlarını karşılamak için güverteye çıkmaya mecburlar.

Şimdi alttakiler, güvertede olanlara deseler ki ‘madem kur’a ile gemideki yerlerimizi belirledik ve herkes de yerlerine razı, bizler altta kendimize küçücük bir delik açsak da ihtiyacımızı gidersek ve sizleri de rahatsız etmezsek olmaz mı?’

Eğer güvertede olanlar, buna rıza gösterecek olsalar, gemiye sızacak su ile neden sonra gemi batar ve hepsi boğulur. Yok eğer ‘sizler bunu yapamazsınız, tek biz rahatsız olalım ama gemiyi delmeyeceksiniz’der de engel olunur ise hem alttakiler hem de güvertedekiler boğulmaktan kurtulmuş olurlar, sahil-i selamete çıkarlar.”

Bu hadis-i şerifi ayna edinip ülkeme tutar isem, Nazım Hikmet’in bir “kısrak başı”na benzettiği bu vatan, içindeki milletimle, deryalarda dalgalar ile boğuşan o gemi değil de ya nedir?

Gemide kimler var? Gemidekiler kimler? Türkler var…”Ben kürdüm diyenler var… Başka din ve mezhebden olanlar var… Sağ var, sol var… Herkes bu gemide bir ve beraber! Kardeşçesine bir arada ve bu mucize gemide beraberler! Her şeye rağmen gemiyi delmediler, deldirmediler. “Kemgözlerin her an fırsat kolladıklarını,”kemlikleri” için pusuya yattıklarını hiç mi hiç unutmadılar. Lavrenslerin, Noellerin heveslerini kursaklarında bıraktılar.

—–Türkiyemin ve Türklerimin kaderi midir, nedir, daima “kem nazar”ların ablukasında olmuştur. Apis öküzlerinin öküzlüklerine duçar bırakılmak istenmiştir. Nuh’un Gemisi olan Türkiye Cumhuriyeti Gemisini batırmak için tüm “ağyar”  el eledir.

Demokrasi, demokratik haklar, kültürel haklar, kimlik, ABD ve AB talepleri, Genişletilmiş Orta Doğu Projesi, medeniyetler ittifakı, dinler arası diyalog, açılım-saçılım adı altında şeytanın mamulü paslı baltaları taşeronların eline vererek, adeta Nuh’un Gemisi mesabesinde olan bu gemiyi delme gayretindeler!

Kaldı ki kur’a ile de yer almış değiliz. Hepimiz iç içeyiz… Bu gemi hepimizin! Hepimiz de birer Murat Reisiz! Murat Reis’in türküsünü çığırırız! Muradımızın gemisidir bu gemi! Dolayısı ile ahmağın, salağın yırttığı yama tutmaz, bunu rânâ biliriz! Sağımız solumuz keşiş dolu, farkındayız!

——-İblisten çelme yiyenler, ayıp yerlerini dönerler cennet yaprağı ile örtmeye çalışırlar, bunu bilmez değiliz! Mevlana’dan öğrendik, eşek yolda eşeğin pisliğini koklar! Yesevi’den belledik, yufka ekmek için boğazını kestirenden daha adi kimse olmaz! Üstad Necip Fazıldan dinledik, ötelerden habersiz nizama lanet olsun!

Lanetlenmiş nizamlarını dünyaya dayatanlar, lanetlenmiş yollarında biri birinin pisliğini koklayanlar, bir yufka ekmeklik can taşıyanlar, iblisten çelme yemeye alışanlar, beynini hadım eden modern keşişler, cümbür cemaat Murat Reis’in Gemisi’ne kaydetmişlerdir! Sebep ihtilaf mı?

İhtilaf var,”hak”tandır!..İhtilaf var.”nâhak” tandır!..”Hak”tan gelen ihtilaf,gemiye zarar vermez!Gemiyi delmez,deldirtmez!Gemiyi delecek,deldirecek olan ihtilaf, “nâhak”tan gelen ihtilaftır.Böyle bir ihtilafın nesebi olmaz,bînesebdir!Bu sebep de bîneseb bir sebeptir.

Âlem bilir ki kaç yıldır ülkemde var olan terör, benim “var” ettiğim değil; bîneseblerin “var ettiğidir! Benim “hâsılım” değil; lanetli nizam sahiplerinin hâsılıdır!

 

Zira bizlerin sevabı da kitaplı,günahı da!..Evet günahımız da bile kitaplıyız.Ancak gemiyi delme günahının kitabı yoktur!Tümüyle kitapsız bir günahtır!..Bektaşilikte kitapsız pir şeytandır” denilir.Tam yerinde bir tespit!Lakin bu “kitaplı şeytan”ların olmayacağı anlamına gelmez!Zira görülüyor ki “kitapsız şeytan”lar ile “kitaplı şeytan”lar terörde el sıkışmışlardır.

——-Ya şu lanetlilerin el sıkışmasına seyirci olanlar! Bu da işin cabası. Daha önceki bir yazımda “bir gemi batıyor seyreden çok”,”bir gemi batıyor seyreden yok” bir alıntı olarak belirtmiştim. Evet, sahiden seyredenlere ne demeli?

Hani Van’da,Hakkari’de ,Diyarbakır’da hasılı oralarda nerede ise hemen hemen herkes “seyyid”,herkes “seyda” idi!..Molladan geçilmezdi!..Medresenin,derğahın,tekkenin,zaviyenin ormanlaştığı yerlerdi!..Hiç “çıt” çıkarıyorlar mı?Çıkarmıyorlar!..Çıkarmazlar!..

İster çıkarsınlar,ister çıkarmasınlar.Bilsinler ki Nuh’un Gemisi’ndekiler ya da Murat Reis’in Gemisi’ndekiler onlara benzemez  bir şey söylerler:”Kur’an okuyup da buyrulanı tutmayanın başı, cehennem değirmeninde öğütülür.”Hakikat o ki değirmenlik çok kelle var!..

Şunu bir daha anladık ki, arkasında düşmanlık yatan yüzler her zaman bellidir.”Seyidim” de dese,”seydayım” da dese fark etmez.

Murat Reis’in Gemisini kimler hedef almadı ki? Alan alana… Sonuç? Koca bir fiyasko. Kolay mıdır öyle Türk’e ait gemiyi batırmak?

Ben seyirci kalsam bile oralarda “Allah işinin içinde olsun!” anlamında “Huda tav işe tava!” diyenler asla seyirci kalmayacaklardır. Çünkü çok iyi bilirler ki terörde Allah yok, Allah’ın olduğu yerde de terör yok! Bu kadar açık!

Seyirci kalamazlar! Zira bu gemi Allah korusun batarsa şayet, kendilerinin de sonu olacaktır. Akıl da bunu der, nakil de! Sahil-i selamete çıkmanın tek bir çaresi var, o da hiçbir bahane ile gemiyi delmemek, deldirmemektir. Seyirci kalmamaktır!

Bahaneye bakın! Sizi rahatsız etmesek… Şuracıkta açacağımız bir küçücük delikle ihtiyacımızı karşılasak…

——Yok, kardeşim yok! Beni rahatsız et, göz bebeğime bas, bedenimde gezin ama sakın gemiyi deleyim deme! Deldireyim deme!

Israr edenlere Ahmet Yesevi’nin 143. hikmetiyle derim ki:”Cennet cehennem çekişir, çekişmekde beyan var/Cehennem der: Ben üstünüm, bende Fir’avn. Hâman var/Cennet der: Ne dersin? Sözü bilmez söylersin/Sende Fir’avn varsa, bende Yusuf Kenan var”

Evet bu Necip milletimin gemisinde bir değil; binlerce Yusuf Kenan var!..Veysel var!.. Davut var!..Süleyman var!..Hasan var!..Hüseyin var!..Vânî Mehmet Efendi var…Arvâsi var…Safiyullah var!..Halilullah var!..Zebiullah var!…Kelimullah var!..Hasılı Habibullah var!..Cehennemlikler boş yere Fir’avn ve Haman ile övünmesin!Ne ayazlar gördük,ne fırtınalar yaşadık!..Hepsi de boylarının ölçüsünü alıp gittiler.

Ha ne zaman bu milletin imanını delerseniz, işte o zaman gemisini de delersiniz. Buna da gücünüz yetmez. Çünkü Murat Reis’in gemisinde “kân-ı irfan” olanlar var…”derde derman” olanlar var…”Âl-i sultanlar” var…”Şefi’i müznibin” olanlar var…”Bülbül-i bağ-ı cemal” olanlar var… Sözün özü, Süleyman Çelebi’nin merhabasına muhatap olanlar var… Mecnun ile leylası var… Ferhat ile Şirini var… Memo ile Zinisi var… Haydi delin bakayım, nasıl deleceksiniz?

Nuh’un Gemisindekilerin sermayesini bilmiyorsunuz galiba. Gemidekilerin sermayesi, marifettir, iradedir! Sultan Veled’in demesi ile nasıl ki “Allah dostunun sermayesi aşk” ise, gemidekilerin sermayesi de aşktır. Bu sermayenin zerresi kalıncaya kadar gemi ömürlü olacaktır.

—-Ayrıca gemidekiler arasında sermayesi “yaratıcı meleke”olan münevverler var… Yaratıcı meleke batırmaz, batırtmaz; yüzdürür! İmha etmez, onarır! İfsad etmez, ıslah eder! Tefrid etmez, tevhid eder! Bu takdirde:

Ey modern asrın fir’avnları!  Hodri meydan, delin bakayım, sahi gücünüz yetecek mi? Bak size söyleyeyim, bu gemiyi delerse Hızır deler! Hızır’ın da aranızda yeri olmadığına göre, Hızır gemidekilerle hazır olduğuna göre böyle bir seçeneğiniz de yoktur!

Hülasa her kim bu mucize gemiyi delmek, deldirmek isterse!.. Murat Reis’in gemisindeki Kütüphaneyi, müzeyi, mektebi, şifahaneyi vessaireyi yakar yıkarsa!..

Ayağına diken batsın çıkaranı olmasın!

Göz bebeğine diken batsın çıkaranı olmasın!

Kalbine diken batsın çıkaranı olmasın!

Birileri dalalette olabilir… Birileri ihanette olabilir… Birileri gaflette olabilir…

Siz gayretteki adam olun, korkmayın gemi selamette!

Gülhan Haliloğlu

 

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.