TürkiyeSON - 20.04.2024 -

Emekli Kurmay Albaydan Abd Yaptırımları

Emekli Kurmay Albaydan Abd Yaptırımları

EMEKLİ KURMAY ALBAYDAN ABD YAPTIRIMLARI

ABD ile Türkiye’nin ilişkilerinin tarihine baktığımızda, hep ülkemizin egemenliği ve güvenliği aleyhine olan uygulamaları görürüz. İlk olarak 1795 yılında Osmanlı Devleti tarafından vergiye bağlanması ile başlayan ilişkiler, geçen yıllar içerisinde aleyhimize olan durumlara sahne olmuştur. Bu durumların tarihi seyrine baktığımızda; 15 Ocak 1820 yılında Pliney Fish ve Levi Parsons adlı ilk Amerikan misyonerlerinin İzmir’e gelişi ile başlayan günümüzde de devam eden Protestan misyonerlik faaliyetleri, ilk defa 11.Ağustos 1874’de yapılan suçluların iadesinin anlaşmasına rağmen, ABD istihbarat örgütleri tarafından günümüzde bile korunan Türkiye düşmanlarının ABD’deki varlığı, büyük fedakarlıklarla yapılan Kurtuluş Savaşını bitiren Lozan Anlaşmasının Amerikan Senatosunda 6 Ağustos 1923’de reddedildiği, Atatürk tarafından kurulan ve ciddi üretimler yapan uçak fabrikaları ve harp sanayisine ait fabrikaların Marshall Yardımı kapsamında kapattırılması, 27 Aralık 1949’da Türkiye ile ABD arasında Eğitim Komisyonu kurulması hakkında anlaşmaya varılarak (Fulbright Anlaşması-13 Mart 1950 tarih ve 5596 sayılı kanun ile ) milli eğitim sisteminin baltalanması, 1950-1960 yıllarında  Türkiye’nin kontrolü için MSB dahil tüm bakanlıklara danışmanlar verilmesi ve hemen her ilde üs/irtibat yerleri kurulması, Kıbrıs Türklerini imhadan kurtarmak isteyen Türkiye’ye karşı 1963 yılında ağır ifadeler içeren uyarı mektubu gönderilmesi,1975 yılında Kıbrıs Harekatı nedeniyle ambargo uygulanması, halen Türkiye’ye düşman olan PKK’nın ve PYD’nin desteklenmesi vb.

Yukarıda özetle belirttiğim ABD’nin açık faaliyetlerinin yanı sıra ülkemizde Alman gizli servisi ile yaptığı çok sayıda örtülü faaliyetlerde vardır. Bunların en önemlileri 1980 öncesi olaylardaki yaşananlardır. Malatya için en bariz olanı, rahmetli Hamido’ya gönderilen ve o tarihteki sol grupların yapması mümkün olmayan basınçtan kurtulmalı fünyeye sahip bombalı paket olayıdır. Bu olay mezhebik çatışma sonucunu doğurarak milli yapımıza darbe vurmuştur. Ülkenin fikir ve bilim adamlarına yapılan suikastlar, önemli üretim merkezlerinde olan sabotajlar ve son olarak da FETÖ olayı ABD’nin desteği ile olmuştur.

Türkiye hava savunmasındaki zafiyeti gidermek için, yıllarca ABD’den ve NATO müttefiklerinden hava savunma sistemlerini parasıyla almak istemesine rağmen verilmemiştir. Sonuçta, bu zafiyet Rusya’dan S-400 sistemi alınarak giderilmeye çalışılmıştır. Hali hazırda bu sistemin bir eski modeli olan S-300’ler Yunanistan’ın elinde vardır ve kullanılmaktadır. Ayrıca eski doğu bloğundan
NATO’ya katılan bazı ülkelerde de bulunmaktadır. Rus sistemlerinin Türkiye dışında bir ülkede olması sorun edilmemiş, fakat Türkiye’de bulunması sorun edilerek, ABD’nin düşman kabul ettiği Rusya’dan harp sistemi alınmasına karşı hazırlanan CAATSA Kanunundan kaynaklanan yaptırımların, Türkiye’ye karşı uygulanması kararı alınmıştır. Alınan bu karar orijinal metinde aşağıdaki şekildedir.

 

Dışişleri Bakanı, Hazine Bakanı ile istişare içinde, CAATSA Bölüm 235’ten, Yürütme Kararı (EO) 13849 ile uygulandığı şekliyle, SSB’ye uygulamak için aşağıdaki yaptırımları seçmiştir:

 

1. SSB’ye aktarılan herhangi bir mal veya teknoloji için belirli ABD ihracat lisansları ve yetkileri verilmesine ilişkin bir yasak (Bölüm 235 (a) (2));

 

2. ABD finans kurumları tarafından SSB’ye herhangi bir 12 aylık dönemde toplam 10 milyon dolardan fazla kredi veya kredi verme yasağı (Bölüm 235 (a) (3));

 

3. SSB’ye ihracat için ABD İhracat-İthalat Bankası yardımı yasağı (Bölüm 235 (a) (1));

 

4. Amerika Birleşik Devletleri’nin uluslararası finans kuruluşlarının SSB’den yararlanan kredilerine karşı çıkması gerekliliği (Bölüm 235 (a) (4)); ve

 

5. SSB başkanı Dr. İsmail Demir, SSB Başkan Yardımcısı Faruk Yiğit; SSB Hava Savunma ve Uzay Dairesi Başkanı Serhat Gençoğlu; ve SSB Bölgesel Hava Savunma Sistemleri Müdürlüğü Program Yöneticisi Mustafa Alper Deniz’e tam engelleme yaptırımlarının ve vize kısıtlamalarının (Bölüm 235 (a) (7), (8), (9), (11) ve (12)) uygulanması. (Mal varlıklarının dondurulması dahil).  Bu metinden ve ABD’li yetkililerin konu ile ilgili açıklamalarından çıkarılan anlam şudur;

 

– Milli harp sanayini kurma, eskisi gibi ne verirsem ona razı ol ,

 

– Sana verdiklerimi benim uygun göreceğim yer ve durumda kullan yoksa geçmişte yaptığım gibi ambargo uygularım,

 

– Milli politikalar üretme, senin yerine ben o işi yaparım,

 

– 1950-1960 dönemi gibi ülkenin her yerinde ben olayım,

 

– Benim onaylamadığım bir siyasi karar alma.

 

Sonuç olarak; ABD Türkiye’nin düşmanıdır. Kendisine bir uydu devlet gibi bağlı Türkiye istemektedir. Bunu, Türk Milleti’nin hiç bir ferdi istemez. Bunu yapmak isteyen iktidarlar, tarih boyunca hain damgası yerler. Bu yaptırımlar, Türkiye’ye diz çöktürene kadar artarak devam edecektir. AB liderleri yeni ABD başkanının gelmesi ve Türkiye’ye karşı tavrına göre, ayrıca başka yaptırımlar uygulayacaklardır.  Türkiye’nin bu yaptırımlara karşı yapması gereken en önemli işler olarak  aynı şekilde karşılık verilmesi, ekonominin süratle toparlanması, ekonomideki kara deliklerin önlenmesi, devlet görevlerinin ehliyete göre verilmesidir. Korkulan odur ki, bu yaptırımlarla beraber, özellikle salgın hastalıktan kaynaklanan ekonomik durumların yaratacağı asayiş olayları (soygun,gasp vb.) ile hibrit savaşın diğer enstrümanlarının (suikastlar, iç çatışmalar, vb.) devreye sokulmasıdır. Bu durumlara karşı tedbir alınması hayati öneme haizdir Yaşadığımız dönemde milli birlik ve beraberlik çok önem kazanmıştır.

 

Tanrı Ülkemizi ve Yüce Türk Milletini korusun.

 

Yusuf ÇETİNKAYA

 

Em. Kurmay Albay

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.